8. BÖLÜM

10 2 0
                                    

Sabah uyandım okula gitmek için hazırlandım. Geç kalmak üzere bir Umay ne kadar panik olup işleri berbat edebilirse o kadar berbat etmiştim. Okulda nelerle karşılaşılan acaba dünki olaydan sonra diye düşünürken servis geldi. İnsanların meraklı gözleriyle karşılaşmayı bekliyordum ama bu bambaşka bir şeydi korkuyorlardı. Sude' nin yanına oturdum kulağıma eğilip "Selim okuldan atılmış daha doğrusu ailesine okulunu değiştirmesi gerektiğini söylemişler ve mecburen değiştirilmiş" bunu gülerek söylemişti ama ben yaptığına sinirlenmiştim "Sude benim arkadaşımsın ama onun da arkadaşıydın" ucu açık bir anlam karmaşası bıraktım. Nasıl istiyorsa öyle düşünücek.

Okula geldiğimizde ekstra bir durum olmadı sadece kendini arkadaşım sanan bir kaç kişi gelip merakla soru yağmuruna tutuyordu. Tepkisizliğim sinirlenmediğim anlamına gelmiyordu ama Sude benim yerime insanlarla uğraşıyor olayın üzerini kaptıyordu.

Tam sıkıntıdan çatlayacaktım ki Zahir geldi. Sude' ye kaş göz yaptı ve Sude bir arka sıraya oturdu. Yanıma oturdu "gerçekleri biliyorum güçlerin olduğunu da biliyorum herkese yalanladığınızı da biliyorum hatta annenin empat olduğunu bile biliyorum" diye sıralamaya başladı ben de "eee" dedim. Acaba altından ne çıkacak diye düşünüyordum. Sonra bana baktı gözlerimin içine "ben senin için görevlendirildim Lilith ve Azazel' in kan meyvesiyim" şok mu olsam kafa mı atsam diye düşünüyordum. Ağzım açık kalmıştı "bence bunu akşam konuşalım olur mu? Sizde kendini daha güvende hissedersin annene arkadaş olduğumuzu söyle zaten beni çok sevmişti" onaylar şekilde kafamı salladım gülümseyip yanımdan ayrıldı.

Sude beni soru yağmuruna tutarken hiçbirine cevap veremiyordum. Hala dedikleri kulağımda yankılanıyordu. Bu zamana kadar Lilith beni onun için uyarmıştı şimdi neden kendini ifşa etti ki?

Tüm gün düşüncelerimle boğuştum aklımda artık ona sorucak bir sürü soru vardı. Eve girer girmez anneme müjdeli haberi verdim çok sevindi. Ki şaşırmadım sadece bir sorunumuz vardı ya annem aklımı okudu ve çaktırmıyor ya da yeteneklerini kaybetti. Normalde şuana kadar kırk kere sorması gerekirdi. Zahir gelene kadar odama çıkıp dinlenme kararı aldım. Kısa süreli uykumun ardından güzel bir meditasyon yaptım. Artık olabilecek herşeye hazırdım enerjimi zedeleyemez aklımı okuyamaz istemediğim sürece enerjik hiçbir çalışma yapamaz. Saat akşam sekizi gösterdiğinde zil çaldı. Annem akşam yemeği masasını kurmuş bekliyordu. Hemen kapıyı açtı "hoşgeldin Zahir'cim Umay ve ben de seni bekliyorduk abisinin biraz işi vardı ama onunla tanışmanı da isterdim doğrusu". Gülmemek için kendimi zor sakin tutuyordum abim arka odalardan birine 'ıy ergenlik sendromu diyerek ' saklanmıştı. Aslında dışardan bakılınca bana göre de aynı ergen sendromu gibi geliyor.

Güzel sohbetler eşliğinde yemeğimizi yedik ve ardından odama çıktık. Zahir " akıllısın güçlüsün sevdim korunma yapman güzel ama ben buraya Lilith' in emri ile geldim yani istesem bile sana zarar veremem" aklımdaki soruları sorucaktım ama fırsat vermeden devam etti "sen Lilith soyundansın Lilith seni kızı olarak seçti ama sen bunu nedime gibi düşün sana istediklerini vericek ama senin ona sadık kalman gerekiyor Lilith cehennem kraliçesidir ve Azazil de kralımız. Beraber yönettikleri ateşten bir Dünya var sen o krallıkta bir soylu olucaksın." Dedi şaşırdım "neden sebepsiz yere ben" gülümsedi "sebepsiz değil baban Nefilm yani bir düşmüş melek Azazel gibi kanatları olan bir melek" "ne benim ne de annemin bunlardan neden haberi yok ayrıca sana neden güveneyim okuldaki dedikoduların uydurması gibi" tekrar gözlerime baktı ve bir anda korku ile irkildim gözlerinin içinde ateş vardı "ben Lilith ve Azazel'in çocuğuyum sence yeterli bir sebep değil mi?"

Biraz konuştuktan sonra beni ikna etti ama hala Lilith için ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Elini omzuna koyup "merak etme ben senin yanında olucam ve sana her şeyi öğreticem ha bu arada sana aşık değilim bunu o romantik komedi Dünya' sında yaşadığın kafandan çıkar" dedi.

Evden ayrılırken bugün için yapmam gerekenleri söyledi. Odamda adaçayı yaktım güzelce odamı arındırdım. Tüm köşelere keseler halinde tuz astım. Son birkaç içim kalmıştı o da Nefilm ırkını iyice araştırmak. Tamam düşmüş melekleri bilmeyen yoktur ama benim babamla ne alakası var bilmiyorum. Yıllarca beni dinden bile uzak tutmak için çalışan babamdı. Ayrıca madem düşmüş bir melekti kanat izleri neredeydi. Mutlu bir aileyken tatillerde hiç görmedim. Annemin bile farkında olmadığı olağanüstü bir durum bu.

Bunları düşünürken uyku bastırdı. Günlüğümü açıp sayfaları karıştırdım sanki yazılar birbirine giriyordu. Bir mesaj olduğunu düşünüp bir sayfada durdum. Harfler birbirine karışmıştı durduğunda yazıyı okudum -doğru yoldasın benim küçük nedimem oğlum sana yardım edicek Tanrıçana güven-

Nefesim kesilmişti açık açık aldığım bir mesajdı. Bunları da günlüğüme yazdım ve frekansımı yükseltip yatağıma uzandım. Artık sakin bir dünyam yok babam bu yüzdendir belki de "öğrendikçe karanlık olucak boşver" diyordu. Bildiği içindir belki, acaba geçenlerde eve gelip bana anlatmak istediği de bu muydu? Bunları düşünerek uykuya daldım.

Işıkla kalın sevgili okurlarım...

BİR TANRIÇA'NIN DOĞUŞUWhere stories live. Discover now