7. BÖLÜM

12 4 0
                                    

Sabah uyandım güzel bir duşla iyice arındım. Hazırlanıp okul servisini beklemeye başladım. Servis geldiğinde Sude servisten aşağı indi normalde tam tersi olması gerekiyordu. Döndü ve " Umay önce sakin ol ama seninle konuşmak istediğim bir konu var derse bizi annen bıraksa olur mu?" diye sordu. Anneme sorduğumuzda annem "tamam " dedi. Sonra eve döndük annem bize bitki çayı yaparken salona konuşmak için geçtik. Oturduğumuzda utana sıkıla bana döndü ve " Selin ve Bartu ayrılmışlar"dedi, " ee bundan bize ne dedikodu yapmak için mi geç gidicez" dedim anlatamıyor ağzında geveliyordu " Umay senin için ayrılmışlar hatırlıyor musun aynı masada oturduğumuzda filan Bartu' nun ağzını bıçak açmıyordu. Selin, Bartu' ya sosyal medyalardan seni çıkarması için baskı yapıyordu bu baskılar son zamanlarda iyice artmıştı Selin seni iyice kıskanıyordu en son o bahçedeki olayda senin güçlerini kıskanmıştı" ağzım açık kalmıştı Selin beni neden bir erkekten kıskansın ki düşünüyordum. kendime gelmeye çalışarak " iyi de neden, benim hiçbir erkekle aramda bir şey geçmez geçemez bilmiyor mu bunu. Ayrıca güçleri kıskanmak ne benim bunun için ne kadar çaba sarf ettiğimin farkında değil mi çocuk mu bu" diye sinirlendim Sude yutkunup devam etti "sadece o da değil hatırlıyor musun okulun bir sitesi vardı saçma sapan yazılar yazan Selin oraya senin kaçık bir fahişe olduğunu ve Bartu' yu onun elinden aldığını yazmış" gözlerim yuvalarından çıkıcaktı. Şaka gibi ama komik değil.

Hesap sormaya okula gidiyorduk ve annem de bizimleydi anneme olanları anlatmıştık ve annem benden daha sinirliydi 30 dakikalık yolu 15 dakikada gelmiştik. Annem müdürün odasına ışınlanırken ben de önce Bartu' nun yanına gittim olayları baştan anlatması uzun zaman aldı ve gerçekten de Selinin beni çok uzun zamandır kıskandığını öğrendim. Hala inanmakta zorlanıyordum Selini bulduğumuzda korkudan titriyordu ama belli etmemek için kafasını kaldırdı " oo enişteci de gelmiş naber şizofren bakıyorum enişteni sonunda ayartmayı başarmışsın söyesene büyü mü yaptın" dedi. O kadar sinirlenmiştim ki her an onu öldürebilirdim. Yüzüme iğrenç bir gülümseme kondurup " abaca sen kıskanç bir şizofren olabilir misin neden beni kıskanıyorsun erkeklerin benim umrumda olmadığını bildiğin halde benim yaşamımı kıskanıp Bartu' yu kısıtlayan sen değil miydin" dedim. O sinirle bana tokat attı tüm okul bizi izliyordu içimdeki öfkeyi tutamadım benden kayıyordu. Selin karşımda nefes alamıyordu boğuluyordu nolur dur diye yalvarıyordu. İçimdeki öfke soğumuyordu ciğerlerindeki hava tamamen boşalıyordu ben onu öldürüyordum. Garip bir zevk almaya başlamıştım insanların çığlıkları artmıştı. Selin' in gözlerinin içine baktım ve sonra geri çekildim. Çekildiğim anda tekrar nefes almaya başladı ona dönüp " seni öldürebilecek güce hatta kat ve kat daha fazlasına sahibim bence haddini bil ki yaşayabilesin". Annem ve müdür geç olmadan koşa koşa geldi ne olduğunu sorduklarında kimse bişey anlamamıştı herkes Selin'in aşağılık kompleksi ile bana saldırdığından ve öksürük tutup yere yığıldığından bahsediyordu. Kimse bir şey anlamamıştı ama Selin bunu ona benim yaptığımdan bahsediyordu müdürümüz böyle şeyleri kurgu olarak düşündüğünden dolayı odasına çağırdı. Bana vuran ve hakaret eden de oydu ve en önemlisi annem odasındayken müdürü çok güzel manipüle etmiş olucak ki müdür onun ailesini ararken bana dinlenmem için izin verdi. Çünkü okulumuzda böyle bir olayın duyulduğu anda okulun ve müdürümüzün itibarı yerle bir olucaktı.

Ben annemle eve dönerken arabada dönüp " müdür çok sakindi " diye sordum annem de " para ve şöhret avcısı bir adama parasından ve şöhretinden edebileceğimi söyledim" dedi gülümseyerek. Bu sefer annem döndü " ee anlat bakalım o kızın ciğerlerindeki havayı nasıl boşalttın" " anne o kadar sinirliydim ki ölmesini istedim bir anlığına ve sonra nefessiz yerde kıvranıyordu " annem bana biraz kızdı ama sonra benim suçum olmadığını anladı. Annem eve dönmek istemediğini ve alışveriş yapmak istediğinde gerçekten çok mutlu olmuştum.

Annemle beraber bir AVM' ye geldik. Beraber ilk önce kıyafetler aldık bu annem için çok zor bir karardı her kabine girdiğinde üç adet kombin değiştiriyor ve çok nadir beğeniyordu. İşin kötü yanı benim beğendiklerimi de beğenmediği için benimde kabinde kalma süremi uzatıyordu. Birkaç saat sonra kıyafetlerden bunaldık ve elimizde poşetlerle kozmetik dükkanlarını gezmeye başladık orda da bir buçuk saat geçirdikten sonra artık yemek yeme kararı aldık. En üst kata çıktığımızda adını sakar koyduğumuz çocuk ordaydı. Bunun burda ne işi var diye düşündüm annem " kimin burda ne işi var" diye sordu. Sinirle döndüm annem " bilerek yapmıyorum bu sefer sen sesli düşündün aklını okumadım sen dışından söyledin" dedi. Annemin dediğine mi şok olsam sakarın tüm dişlerin göstererek bana gülümsemesine mi bilmiyorum.


Anneme dönüp " bana çarpan çocuk burda" dedim annem de " ha şu sırıtık olan mı" dedi. Ne olursa olsun bir Türk kadını anında lakap takmıştı bile. Çocuk yanımıza geliyordu annem bana "geliyor","anne geliyor", "kaçsak mı Umay baya yakınlaşıyor","anne sus duyucak şimdi" aramızda garip diyaloglar geçiyordu çocuk geldiğinde annem " aha da geldi" dedi sakar çocuk anlamaz gözlerle bize bakıyordu. Anneme dönüp " merhabalar efendim ben Zahir Asil, Umay'ın okuldan arkadaşıyım gerçi beni tam arkadaşı olarak görmüyor daha çok sakar olarak biliyor ama önemli değil" dedi. Adını yeni öğrenmiştim ama anneme kendini arkadaşım olarak tanıtmıştı " adını ilk defa duyduğum arkadaşım müsadenle anne kız eğlenmeye çıktık yanımızda erkek sinek bile istemiyoruz" dedim aşırı imalı bir ses tonuyla. Anneme tekrar döndü ve " anlaşılan rahatsız ettim iyi eğlenceler" dedi. Annem " Zahir'cim biz de tam yemek yiyecektik bize katılmak ister misin" diye sordu " anneee" dedim ve Zahir "teşekkür ederim sanırım yeteri kadar rahatsızlık verdim" diyerek uzaklaştı. Annem bana dönüp " Zahir'in nazikliğine mi seviniyim senin normalden daha fazla kötü davranmana mı üzüleyim" diye söylenmeye başladı.

Bu azar eve dönene kadar devam etti. Sabah neredeyse birini öldürüyordum kadında Zahir kadar etki yaratmamıştı şaka gibi. Döndüğümüzde çok yorulmuştum duş alıp yatağıma uzandım. Annem gün sonu hatırlatması için odama gelmişti " günlüğünü yazmayı ve Zahir'e  iyi davranmayı unutma" ben tam itiraz edicektim ki " Umay sana aşık ol evlen demiyorum arkadaşın olsun istiyorum bugünden sonra zaten çok arkadaşın kalmayacak kızım insanlara kötü davranarak Selin' den bir farkın kalmayacak ben kızımı o şekilde kötü yetiştirmedim" dedi başımı onaylar şekilde aşağı yukarı salladım. İkimizin de farkında olduğu bir şey vardı asla uğraşmayacak olmam. Günlüğümü yazıp üstümü örttüm.

Işıkla kalın sevgili okurlarım...

BİR TANRIÇA'NIN DOĞUŞUWhere stories live. Discover now