Bölüm 5

1.3K 154 21
                                    

"Tok açın halinden ne anlar diye bir atasözü var, bildin mi pofudukgül? Hah işte, senin her gece koynuna aldığın şu yılan var ya, tam olarak öyle bi insan." Göz bandını aşağı doğru çekip peluș zürafamla konuşan Cem'e çevirdim gözlerimi.

"Neden beni ona buna şikayet etmek yerine sevgiline yemek yapmasını söylemiyorsun?"

"Birincisi, tek bir tane değil ki öğreteyim de yapsın. İkincisi, inan bana hepsi birbirinden beceriksiz. Üçüncüsü, ve bak bu cidden en önemlisi, kimsenin senin kadar güzel yemek yapabileceğini sanmıyorum hayatımın anlamı."

"Bir yemek uğruna neler de duyuyorum görüyor musun pofudukgül?" diye sordum zürafamı alıp. Evet, ismi ciddi ciddi pofudukgüldü. Cem, ben onun istediklerini her yapmadığımda onun içini dağıtmakla tehdit ediyordu çünkü beni. Oysa ki istediklerini yapmayan bendim, Pofudukgülün suçu ne?

"Bir de kıçını kaldırsan mükemmel bir kardeş olacaksın ya, neyse."

"Neden hep kardeş olan taraf ben oluyorum ya?"

"Çünkü senden uzunum."

Gözlerimi kısarak "Aman da ne kadar mantıklı bir neden." Derken, bir yandan da yataktan kalktım. "Ayrıca dünyanın kalan kısmı da benden uzun, ne olacak?"

"Ne güzel işte. Dünya ahiret bacıları sayılırsın."

"Uykumu alıp, mutlu mesut uyanmışken bile çekilmiyorsun biliyor musun?"

"Aldığım salata malzemelerini de geri götüreyim o zaman ben ya."

Aninda koluna yapışıp "Aman da nasıl da tatlı da, nasıl da sevilesi de, nasıl da şirin de," diyerek çenesini sıkmaya başladım. "Yapacaksın değil mi salatamı?"

"Bakacağız artık ya." Cem bakacağız diyorsa kesinlikle yapacak olduğu için o salona giderken, mutfağa geçtim ben de. Gerçi o bana asla dese de kesinlikle yapardı.

Malzemelerin içindeki patlıcanları görünce "Olur da ölürsem bu zavallım başka hiçbir şey yememiş diyerek acıyacaklar bana, biliyorsun değil mi?"

Cem salondan "Zaten onu değil, salata yiyeceksin. Tam olarak neyin tribi bu?" diye seslenince sonuna kadar hak vererek onun en sevdiği, benimse artık yaparken dahi midemin bulandığı yemeği yapmaya başladım. Patlıcanla falan mı evlendirseydim ki ben bunu ya? Yemin ederim yüz yılın en mutlu çifti olarak tarihe geçerlerdi.

Kafasını mutfak kapısından uzatıp da "Canın başka bir şey istediyse alayım mı?" diyen Cem'e bakınca dudaklarımın kulaklarıma doğru kıvrılmasına karşı koyamadım.

"I-ı"

"O zaman, sana zahmet biraz çok yaparsan karnı deșiğimi canım."

"Yüzüne gülmeye de gelmiyor şımarığın. Bak sen ya." Bir yandan söylenirken, bir yandan da ikinci patlıcanı soyuyordum. Kim böyle bir şirinliği kırmak isterdi ki ya? Kızlar da tam olarak böyle düşündüğü için mi her seferinde kendilerini yatak buluyorlardı acaba? Dönüp dolaşıp nereden geliyordum ben bugün bu yatak konusuna yahu? Kesin fazla karnıyarık yapmaktandı bunlar.

Kimliksiz NotlarWhere stories live. Discover now