40 Buluşma

6.2K 237 21
                                    

Uçaktan İnmemize çok az kalmıştı aslında fazlaca heyecanlıydım İstanbul'a geldiğim için  ara sıra ailemle gelirdik o bazı yazlarımı burada geçirdiğim bile olmuştu o yüzden pek yabancısı değildim. Fakat yinede ufaktan heyecan oluyordu. Hadi oradan heyecanım  Akif demiyor da.  Yalan kuru iftira, üstüme iyilik sağlık, tövbe estağfurullah. Görende koca delisi falan zanneder. Uçak inişe geçtiğinde nefesimi tuttum evet fazlaca kötü oluyordum. 

Elimde bavulum teyzemi arıyordum sonunda sarı saçları mavi gözleriyle bana ışıldayarak gözleriyle onu gördüğümde bana el sallıyordu, hemen sevinçle bende ona el salladım hızlı adımlarla yanına vardım. Gözlerim başkasını arıyordu ama o gelemezdi hem teyzem hoş karşılamaz, hemde toplantısı olduğu söylemişti ama daha sonra görüşebileceğimizi söylemişti. Teyzem sevinçle kucakladı beni iyi anlaşırdık. "Leyla nasıl özlemişim seni." Bende onu özlemiştim otuz iki diş sırıttım "İnan bende özlemişim teyzecim."  Eniştem bavulumu aldı, "Yahu tutma kızı hadi eve gidelim yorulmuştur durmasın ayakta, orada hasret giderirsiniz." İkimizde onayladık hemen eve gitmek istiyordum, kuzenlerimi merak ediyordum Akif ile olayımı az çok biliyorlardı bilmeseler bile fotoğraftan sonra öğrenmişlerdi. Bu beni biraz geriyordu, sonuçta akraba dırdırı pek bir şeye benzemezdi.

Arabada teyzem sürekli sülale sorusu soruyor kaçırdığı olayları öğrenmeye çalışıyordu ona laf yetiştirmeye çalışmaktan yorulmuştum. Eniştem bize gülüyordu saçlarına kırlar düşmüş emekliliğe adım atmaya başlamıştı, teyzem ise onun tam tersi en ufak beyazında boyattığı saçları bakımlı yüzüyle bana taş çıkartıyordu. Küçükken en çok özendiğim insandı ve bir numaralı sırdaşımdı ona gerçekten değer veriyordum. İstanbul'u yazma nedenlerim arasında en başta teyzem vardı. Sıkılmaktan patladığım sürede elimdeki telefon titredi.

Akif: İndin mi?

Siz: Evett. 

Akif: Güzel, eve mi gidiyorsun şimdi?

Siz: Evet. 

Akif: Tamam, akşam için planlarıma seni dahil edeyim mi?

Siz: Bilemiyorum ilk gün olduğu için teyzem belki salmaz beni.

Akif: Bunu sevmedim, hiç mi ihtimal yok?

Var mıydı ihtimal? Vardı konu o olunca ihtimal yaratırdım. 

Siz: Var, yanımda kuzenimle çıkarım belki . 

Akif: Oh be tamamdır, nereye geleceğimi konum at bana.

Siz: Atarımm.

İçime gelen o mutluluk tarif edilemezdi. Şaka falan ama gerçekten Akif'e aşık olma düşüncesi  tuhaftı. "Leyla kime diyorum ben Dayın ne yapıyor? hiç söylemiyorsun." teyzemin hafif sitemiyle irkildim. "Teyzecim gülüm sanki sen ne yaptığını bilmiyorsun her akşam kardeşler olarak konferans yapıyorsunuz ya." cidden artık annemin saatler süren konuşmalarından bıkmıştım artık. 

Sonunda eve vardığımızda kapıda Büşra, Melis ve Kerem karşıladı. Melis  üstüme atlayarak "Hoş geldin kuzen." diye kulağımın dibinde cırladı. Kerem, "Bırak kızı Melis boğdun, nefes alamıyor şuan yalnız." Gülerek birbirimizden ayrıldık. Ardından Büşra ve Kerem ile de sıkı sıkı sarıldım. Büşra 16 yaşında, ergenliğin doruğunda sarı saçlarını siyaha boyayan dudağında ve kaşındaki Piercing'leriyle asi tavırlar sergileyen görüntüsüyle hiçte bıraktığım gibi değildi. Ama yinede beni neşeyle karşılamıştı.

 Kerem ise son gördüğümden daha uzundu sanki 1.90 net şekilde geçmiş görünüyordu o diğer kardeşlerine nazaran siyah saçları, ela gözleriyle, daha bir yakışıklı olmuştu 20 yaşında olmasına rağmen kaslı ve heybetli vücudu ile olgunlaşmış görünüyordu tabi baby face yüzü olmasaydı. Melis ise gerçekten farklılaşmıştı o her zaman duru güzelliğini bozmama taraftı olarak saçını bile kestirmezdi, uzun saçın onu daha güzel  ve doğal göründürdüğünü düşündürüyordu ama şuan tam tersi sarı saçları boynunda kısacık kesilmiş görünüyordu, ufak çaplı şok geçirmiştim doğrusu. 

Bir Gece Ansızın (Texing)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang