50:SON

5.2K 225 53
                                    

Mutlu sonlar kimlere nasipti bilemiyorum ama bana inşallah nasip olurdu. Tamam belki evli, mutlu, çocuklu bir mutlu son olmasın ama çokta sıkıcı olsun istemiyorum. Belki nikah masasında falan biterse çok güzel olabilirdi. Ya da öpüşürken bir son. Tövbe tövbe

"Of be adam konuştukça konuştu yeter ya bitir artık dersi." Yanımda oturan Zeynep'e uyarı dolu bakışlar attım. Aman hoca falan duyardı uğraş dur ondan sonra.

"Sus kızım, adamın kulaklar kimsede yok zaten nefes alsan duyuyor." 

Zeynep bıkkınca nefes verip ağzına hayali fermuar çekti. Tekrar hocaya döndüğümüzde hala aynı şeyleri anlatmaya devam ediyordu bayılmama ramak kala çıkabilirsiniz deyince mutlulukla Zeynep'e döndüm ama o çoktan başını sıraya gömmüş uyuyordu. Her halükarda nasıl uyuyabilirdi aklım almıyor, çok tuhaf bir kızdı. 

Zeynep ile yeni tanışmıştık iki hafta oluyor muydu emin değilim. Kimyalarımız uyuşunca şu üniversitede artık çıkar ilişkileri değil gerçek ilişkiler kurmaya başlamıştım. Zeynep'i dürterek uyandırdım uyku mahmuru gözlerle bakınca şaşkınlıkla ağzım açıldı 5 dakika olmadan nasıl uyuyabilirdi? 

Zeynep hocanın olmadığını görünce, az önce bıkkın, enerjisi kalmamış hallerinden sıyrılıp mutlulukla ayağa kalktı. Birlikte eşyalarımızı toplayıp, sınıftan çıktık. Bu son dersimiz olduğu için bir yerlere gidip oturmaya karar verdik. Yolda en yakın cafeye doğru yürürken bir yandan sohbet ediyorduk.

"Eee nasıl gidiyor enişteyle?"

 Yandan bir gülüş attım. "Her zamanki gibi." 

Özlem dolu bir gülümseme koydu ortaya. "Çok şanslısın Leyla seni gerçekten seven biriyle birliktesin."

Zeynep, sevdiği adam için şehrini, ailesini bırakıp burada üniversite kazanmak için çok çalışmıştı, ve gördüğüm üzere kazanmıştı ama ailesine karşı geldiği için babası hiç bir şekilde maddi destek sağlamıyordu, bu yüzden gece yarılarına kadar çalışmak zorunda kalıyordu. Fakat sevgilisi onu buraya geldiği ikinci günde aldatmıştı ve birlikte yaşadıkları için Zeynep hem ev bulmakta hemde para sıkıntısı yüzünden epeyce zorlanmıştı. Güçlü bir kadındı bu yüzden üstesinden gelebiliyordu. 

Zeynep'in yanına yaklaşıp neşeli şekilde kolumu boynuna doladım. "Her şey kader kızım belkide buraya gelmen başka şeylere nasip boşuna üzülme." 

Siyah saçlarını kolumun altından çıkarıp kıkırdadı, "Belkide."

Birlikte mekandan içeri girdiğimizde en köşedeki yere gidip oturduk. 

Ellerini heyecanla birleştirip kocaman sırıttı. "Kaç yaşına giriyorsun bakalım?" 

Bir kaç saniye neden bahsettiğini anlamadım tam ne yaşı diyecekken yarın doğum günüm olduğunu hatırladım. Şaşkınlıkla gözlerim açıldı, "Ay ben  yarın doğrum günüm olduğunu unuttum." 

Zeynep gözlerini devirip yuhladı, "Oha ama artık Leyla."

Şirin şirin gülümsedim. "20 yaşına giriyorum."

"Abla mı demeliyim?"

18 yaşında hiç mezuna kalmadan ilk senesinde kazanan Zeynep dalgasını geçerdi tabii.

"Senden daha tecrübeliyim diye kıskanma." 

Tabii tabii dercesine güldü.

Zeynep ile biraz daha oturduktan sonra kalktık ben eve doğru yol alırken o da işe gitmek için yola koyuldu. Hayat kimse için eşit ve adaletli değildi. Ve bu çok canımı sıkıyordu.

Bir Gece Ansızın (Texing)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin