Bölüm2:Kalbe Değen Kurşun

126K 6.3K 3.1K
                                    

Ay helöööööö.

Oy verip yorum yaparsanız sevinirim.

Kitap hakkında duyuru almak istiyorsanız Helinmavi1 hesabımı takip edebilirsiniz.

İyi okumalar 🤗

𓆩♡𓆪



"Abla bunu gerçekten yapacak mısın?"

Yatağımda oturmuş tam bir saattir duvarı izliyordum. Duvarımda bir çok çizik varmış.

"Bunu nasıl yaparsın ya? Barlas abiye ne olacak?"

Pelin tam yarım saattir bir şeyler söylüyordu ama duymuyordum. Ama son söylediği cümlede geçen isimle kabustan uyanırmışçasına kafamı ona doğru çevirdim 

Telefonumu elime aldım. Kırk sekiz arama, yüz elli beş mesaj.

"Pelin dışarı çık." dedim ciddi bir şekilde.

"Ne?"

"Pelin dışarı." ciddiyetimi farkına varınca beni daha fazla söyletmeden dışarı çıktı.

Ne diyecektim ki ona? Nasıl anlatacak, nasıl bitirecektim. Üç yıla yakın bir zaman hayatımda olan adamı bir telefonla hayatımdan nasıl çıkarabilirdim ki? Böyle bir vedayı kimse hak etmezken Barlas hiç mi hiç hak etmiyordu.

Öylece telefona bakarken çaldı.

Sevgilim arıyor...

Kalbim ağzımda atıyor nefes almakta zorluk çekiyordum. Çekmecemden ilacımı alıp kullandım. Telefonu açacağım sırada kapandı. İki saniye geçmeden tekrar çaldı ve ben hiç beklemeden açtım.

"Elif Naz." dedi. Ses tonunda çokça tedirginlik azıcık rahatlama vardı. İki adımı birden kullanmış yani oldukça ciddiydi.

"Barlas." dedim sustum. Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Güzelim sen nerdesin?" Gözlerimi kapattım. "Aklım çıktı Elif Naz. Sabahtandır ulaşamıyorum sana. Bekliyorum bekliyorum gelmiyorsun da. İyi misin? Nerdesin? Söyle hemen gelip alayım seni." Nefes almadan aralıksız konuşmuş, konuştukça tedirginliği artmıştı.

"Barlas." dedim ve sustum. Ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Güzelim." dedi dinliyorum der gibi.

"Ben Mardin'e döndüm." Telefonu tüm gücümle sıktım.

"Ne? Neden? Bir şey mi oldu?" Bana konuşmam için iki saniye verip "Konuşana Elif Naz." dedi. Oysa biraz daha beklese konuşacaktım. Sadece nasıl anlatacağımı kafamda tartmaya çalışıyordum.

"Pelin." dedim. "Biraz kötüydü." Tuttuğu nefesini bıraktığını duydum. "Burda durumlar biraz karışık ben gelmek zorunda kaldım sana da haber veremedim."

"Ciddi bir şey mi var?" Rahatlamaya başladığı sesinden anlaşılıyordu.

"Var." dedim. Ona daha fazla yalan söylemek istemiyordum. Gerçi yalan söylemiş sayılmazdım sadece eksik anlatıyordum. "Ama şimdi anlatamam gelince anlatırım. Sen bana ulaşamazsan merak etme tamam mı?"

Kendimi o kadar boktan hissediyordum ki, uzaktan biri olarak kendime baksam tiksinirdim. Sevdiğim adama yalan söylüyordum. Hem de bir hiç uğruna.

DİLHUN Zalim AğaWhere stories live. Discover now