Bölüm6: KAN BEYAZ

121K 5.6K 1.8K
                                    

Ayyy ben geldimmmm 💙

Akşam atacaktım ama sabredemedim jdjdkskks.

Şimdi size bir şey söylemek istiyorum. Arkadaşlar kitap benim için daha başlamadı bile. Uzun soluklu olacak olan bu kitap biraz sabır istiyor.

Bölüm günü belli olmadığı için çok soruyorsunuz ama dediğim gibi haftada iki bölüm atmaya çalışıyorum ama bu her zaman mümkün olmuyor.

Bölümler ve kitap hakkındaki haberler için Helinmavi1 takip ederseniz sevinirim.

Yorumlar motive sebebim. Yorumlarda görüşürüz.

İyi okumalar 🤗

💋💔💅

Rüyalar tatlıdır derdi annem. Rüyalar gerçek dünyada kaçışı olmayan insanların çıkış yoludur derdi. Çocuktum. Küçüktüm anlamamıştım ama artık anlıyorum. Sıkışıp kaldığın bir hayattan ancak rüyalarla çıkabilirsin. Hayatına karışacak güçte biri elbet çıkar ama kimse rüyalarına karışacak kadar güçlü değildir.

Biz belki de, en çok rüyalarda özgürüz.

Beyaz bir ışık vardı karşımda olduğum yerin aksine. Olduğum yer simsiyahtı. Karaydı. Ürkütücü ve sessizdi.

Ve ben yalnızdım.

Adım atmak istedim. Karanlıktan kurtulup aydınlığa erişmek istedim. Yapamadım. Ayak bileklerimde görünmez bir pranga vardı adım atmamı engelleyen.

Ayağımdaki pranga sanki sen buraya aitsin diyordu. Gitme diyordu. Aydınlığa kanma diyordu.
Aydınlığın ışıltısı yanıltır sen karanlığın siyahlığına inan diyordu.

Yalnızdım. Çok yalnızdım. Korkuyor muydum? Hayır. Korkma derdi annem. Rüyalarda sana hiçbir şey olmaz derdi. Korku değildi içimdeki duygunun adı. Çaresizlik ve kimsesizlikti.

İki tane gölgenin beyaz ışıklardan bana doğru geldiğini gördüm. Birinin iri bedeni varken diğer daha ince ve uzun saçlıydı. Gelenler bana korku değil güven veriyordu. Sanki beni bu karanlıktan almaya geliyorlardı.

Gölgeler bir bedene dönüştü ve bana daha çok yaklaştı. Uzaktan tanıdık gibi gelse de kim olduklarını çıkaramadım. Aramızdaki mesafe giderek azalırken başıma felaket derecede bir ağrı saplandı. Elimi başıma götürüp dokunduğumda avucumun içine sıcak bir sıvının bulaştığını hissettim. Avucumu başımdan çekip baktığımda ve elimin kana bulandığını gördüğümde bana yaklaşan yüzlerden biri netleşti.

Yüzü netleşen kişi annemdi.

Üzierinde beyaz yerlere kadar uzanan bir elbise vardı. Saçları beline kadar uzanıyordu. Saçları uzundu. Son gördüğümde annemin saçı yoktu ama şimdi uzundu. Çok güzeldi.

"Anne." dedim hasret dolu bir sesle. "Anne seni çok özledim."

Annemin dudakları kıvrıldı. Gamzelerine gözlerim takılı kalmış geçmişe gitmiştim. Sırf annem gibi gamzelerim olsun diye yanağıma kalem batırdığım, yanağımı kanattığım an geçti gözümün önünden. İzi kalmamış olsa da anısı kalmıştı.

"Ben de seni çok özledim güzel kızım." dediğinde ona doğru bir adım atmak istedim ama ayağımdaki görünmez pranga izin vermediği gibi bir de canımı yakmıştı.

"Anne sana sarılmak istiyorum." dedim ölmek üzere olan birinin son isteği gibi. "Anne sana sarılmak istiyorum ama olmuyor. Sana gelemiyorum. Ayaklarımdaki pranga sana gelmeme izin vermiyor. Ama sen gelebilirsin. Sen yanıma gelebilirsin. Anne yanıma gel sana sarılmak istiyorum."

DİLHUN Zalim AğaWhere stories live. Discover now