4. Buradayım, Filizleniyorum

2.6K 124 68
                                    

Selam,

Gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim. Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Olayları hem Asi hem de Alaz bakış açısından aktarmak çook zevkli :)

İyi okumalar. Dilerim seversiniz.


Sevgiler

-------

Alaz, ders çıkışı Asi'yi yakalayamamış olmanın burukluğuyla aracına doğru yürüyordu. Çağla onu koridordayken, sonu gelmez eğlence fikirlerinin detayları ve dönemin bitirme projesi için kendisine verilen görevin heyecanını paylaşarak uzunca bir süre kilitlemişti. Bu sırada Asi çoktan gözden kaybolmuştu.

"İnanabiliyor musun, dönem kapanış etkinliklerinde kullandığımız büyük salonun iç tasarımını modernize etme görevini bana verdiler, bana Çağla'yaa" diye büyük bir heyecanla mutluluğunu paylaşıyordu genç kız.

"Kızım bir de seviniyorsun buna ya off, bir Soysalan'a, kendi sahip olduğu üniversitesindeki salonun duvarlarını git boya diye proje vermişler. Bence var ya bu net hocaların işçi sınıfı kini, demedi deme. Büyük rezillik" dedi genç adam aceleyle, gözleri bir yandan arka tarafta Asi'yi arıyordu. "Sen ne anlarsın modernizasyondan ben de gelmiş kime anlatıyorum, iki dakikada enerjimi sömürdün Alaz ya. Seni, sene sonunda göreceğim başyapıtıma hayran hayran bakarken." dedi ve yanından geçerken ikize kasıtlı bir şekilde çarptı.

Aracının kapısını açarken önce göz yanılması yaşadığını sandı, dokunarak bir duyusuyla daha teyit etmek istedi gördüğün şeyi gerçek olup olmadığını. Ama evet gerçekti, aracın ön kapısı boydan boya çizilmiş ve göçmüştü. Üstelik bu göçük tek bir çizikle olacak iş değildi. Yapan kişi, ardı ardına aynı yerin üzerinden geçmiş sanki her defasında da zarar verme hırsı perçinlenmişti.

Anlık şokla "Kim?" diye iki adım mesafesindekilerin duyabileceği şekilde bağırdı. "Kim lan, bu ne cesaret?" diye kendi kendine histerik konuşmaya başlamıştı. "Kim Alaz'ı kesebilir lan, hangi yavşak?" diye iyice bağırmaya başlamıştı şimdi, artık sesi on adım mesafeden de duyulur olmuştu.

Alaz'ın bu histerik hallerine normalde alışık olan Tolga hemen yanına gelip adamı sarstı. "Alaz sakin ol ne oluyor?" dedi merak içinde, bu sırada gözü kapıya kaymış ve sebebini anlamıştı.

Sarsılma ile anlık öfke patlamasından ayrıldı ve düşünme yetileri biraz daha yerine gelmişti. Parçaları yerine oturtarak en son kuyruğuna bastıklarını listeliyordu şimdi, bir tanesinde durdu, birileri yine pençelerine mesai yaptırmıştı, Asi.

Tabi ki o yapacaktı. Alaz'ın değer verdiği, sahip olduğu kişilere, eşyalara, objelere her neyse zarar verilmesine göstereceği tepkileri bilmeyen ve buna cesaret edebilecek tek çömez genç kızdı. Arabasına değer verdiği söylenemezdi aslında, sevdiği araçları arasında ilk üçe bile girmezdi bu model ama onu çılgına çeviren buna cüret edebilmiş olmasıydı. Üstelik bu kadar göz önünde ve etrafında sayısız öğrenci varken nasıl soğukkanlılıkla bu derin darbeleri verebilmişti. Kızın içindeki patlamaya hazır öfkeye hayran olmamak elde değildi, içten içe bu cüretini kendi karşısında gözlerinin içine bakarken de göstermesini istediğini fark etti Alaz, o zaman kan akışının çok daha hızlı olacağına emindi.

"Birileri oyun oynamak istiyor, biz de oyununa kural bozucu olarak katılalım bakalım." dedi öfkesi hala dinmemiş bir şekilde burnundan soluyarak. Böyle anlarda Alaz'a çok soru sormaması gerektiğini bildiği için Tolga sessizce onu dinlemişti.

Sonraki günlerde fevri tepki vermemeye karar verdi genç adam. Asi'yi kampüste görüyor, etrafındaki insanlara gülücük saçarak sohbet edişini, derslere katılıp, hocaların sorularına cevap verişlerini takip ediyordu. Kapının son halinin sorumlusu bu kız deseler on kişiden onu da, o koyu darbeleri gördükten sonra inanmazdı. Bu pamuk minik eller bunları yapamaz derdi. Bu duruma çok şaşırıyordu Alaz, nasıl bu kadar uçlarda yaşayabiliyordu bu kız, onu tanımasının üzerinden bunca vakit geçmesine rağmen hala karakterini okuyamamış olmaması sinirlerini bozuyordu. Sinirlerini bozan başka biri daha vardı, Taner yavşağı.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now