5. Yenilgiler de Güzeldir

2.6K 125 43
                                    

Selam,

Bu bölümün gerilimini yazmak, içimi pır pır ettirdiii. ❤ Güzel günlerimiz de gelecek.❤

İyi okumalar. Dilerim seversiniz.

Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler

-------

Alaz'ın Bellboy ile tanışması bir iki yıl evvelini buluyordu. Kolejdeyken bulaşmıştı. Ara sıra, kayıp abisinin olmayan varlığını doldurmak için çabalamalarından, kardeşlerine yetebilmek için uğraşmasından, babasının üzerinde baskı uyguladığı başarılı olmasını yönündeki telkinlerinden uzaklaşmak, kafasını rahatlamak için kullandığı uyuşturucu hapları temin ediyordu ondan. Tam bir bağımlı değildi, ama zaman zaman çok uçlardan döndüğü olmuştu.

Aslında okulun içinde aynı işleri yapan ve maddeleri satan bir ağ vardı, ama Alaz dedesinin gözlerinin her daim tepesinde olduğunu biliyordu. Kendi okullarında, Soysalan Koleji'nde adının bu şekilde bir skandala karışmaması gerektiğini bilecek kadar zekiydi. Aynı zamanda bölgelerinde şampiyonlukları bulunan kolejin basketbol takımının ilk beşinde her daim oynuyordu. Her ne kadar varlıkları sebebiyle iyi bir CV'ye ve temiz bir sicil geçmişine gerek duymayacak kadar umursamaz olsa da, Eşref Soysalan'ın kara defterinde olmak istemiyordu. Bu da kendisini gizli tutmasının sebeplerinden biriydi.

Etrafındaki arkadaşları onun bu bağımlılığını tabi ki biliyordu, böyle dedikodular kolejde ışık hızıyla yayılırdı. Gittikleri partilerde tükettiği alkol oranı ve maddenin etkisiyle kafası bir milyonken kendini gizli tutması imkânsızdı, öyle anlarda buna hiç gerekte duymuyordu zaten. Ama Alaz'ı ve pekte iyi olmayan namını bildikleri için kimse bir şey söylemiyor, bu üstü kapalı bilgiyi paylaşmıyordu. Zaten kendileri de aynı haltları beraber yiyorlardı.

Küçüklüklerinden beri beraber büyüdükleri, aynı okullarda okuyup, aynı takım oyunlarında oynadıkları Tolga vasıtasıyla tanışmıştı Cesur'la, yani lakabı Bellboy olan Cesur'la.

Tolga'nın bu karanlık bağlantıları nasıl sağladığına artık şaşırmıyor ve sorgulamıyordu. Çünkü çoğu zaman talep ettiği şeylerin kendiliğinden hallolmasına ve önüne gelmesine alışmıştı genç adam.

Yine kafasının çok bozuk olduğu bir gün Tolga'yla arabada Bellboy'un önceden anlaştıkları bu izbe, kimsenin olmadığı yere gelmesini bekliyorlardı. "Lan bu piyasa bizden manyak valla, lakaba bak Bellboy'muş, yok ebesinin ki, ne yaşıyor oğlum bunlar." diye sıkıntıdan goygoya vuruyordu Alaz.

"Ben de arkadaşlardan aldım telefonunu, uzun zamandır iletişim halindeyiz, temiz çalışıyor, sorunsuz. Parasını ver hemen kaybolur ortadan, sağlamdır." diye karşılık verdi Tolga. "Sikerim onu da sağlamlığını da, ara gelsin ağaç etti burada bizi." dedi artık dayanma gücü kalmamıştı bir an önce her şeyin bulanıklaştığı ve sınırsız düşünce özgürlüğü vadeden öbür evrene geçmesi gerekiyordu.

Tolga araçtan indi ve hemen önünde alışverişi gerçekleştirdiler. Alaz sürücü koltuğunda kalmış dışarıdan onları izliyordu. Bellboy'la göz göze gelip, kafa selamı ile selamlaştılar.

İşte orada ilk defa görmüştü Cesur'u. Parlak sarı saçları ve açık mavi gözleri vardı. Uzun ve yapılı olmayan boyuna karşılık, cücesinden güçlü olduğu ve sağı solu kesen fıldır fıldır gözlerinden her daim tetikte olduğu belli oluyordu. Kaşla göz arasında işlemi tamamladılar ve saniyeler sonra Tolga yan koltuktaydı. Kapının açılmasıyla içeri dolan soğuk hava dalgasıyla ürperdi Alaz. "Bizi bir süre idare eder, hadi gidelim." dedi Tolga, yaptığı illegal işin yaşattığı geçici adrenalin duygusu sesinden anlaşılıyordu.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now