20. En Başa Dönülmeli

2.1K 100 22
                                    

Selam,

İyi okumalar. Dilerim seversiniz. Hem Yamlaz, hem Aslaz 👀😍

Yorumlarınızı eksik etmeyin.🤞✨

Sanırım burada hikayeyi biraz park edeceğiz. En kısa zamanda tekrar görüşmek dileğiyle 😘

Sevgiler

-------

Bak, neler oldu?
Zor zamanlar bizi buldu
Hiç sormadı aşk
Yaralarımızdan vurdu

Karanlık denizin hırçın dalgalarını izliyor, çok uzun süre bakarsa içindeki karanlıkları da ondan götürebileceğini ummak istiyordu Asi. Mekânın içindeki yoğun insan kalabalığı ve konuşmaların uğultularına rağmen solistin berrak sesi onu son günlerde delice kaçtığı gerçekliğine geri getirmişti.

Sence ilk adımı hangimiz attı?
Her yer toz dumandı, zaman göz ardı
Kandırdık kendimizi, zaten olmazdı
Belki bir oyundu ama canımız yandı

Öğrendiği gerçekler ve tüm sevdiklerinin ona beraber yalan söylemesi, yıllardır yaşadığı zorlu yaşam şartlarından dolayı nasır tutmuş sert kabuğuna rağmen onu delip geçmişti. Bu kan kaybını önlemesi gerekiyordu, önce kendini düşünmesi gerekiyordu. Doğumumuzdan itibaren içimizde barınan ve tehlike anlarında biz farkında olmadan ortaya çıkan temel korunma güdüsüyle hareket etti, kaçtı.

Sevdiği adamın gözlerinin içine bakarak yalan söylemesi, üstelik bunu yaparken kardeşleri ile ortak hareket etmesi kabul edebileceği bir durum değildi. Alaz'ın çekimine kapıldığını hissettiği ilk andan itibaren onu anlamaya çalışmıştı, artık anladığını da sanıyordu, ama yanılmıştı işte. Bir türlü barışamadığı geçmişi ve bencil tavırlarıyla hala düşüncesizce hareket ediyor ve hayatlarını mahvedebiliyordu. Şiddetle tartışıp içlerindekileri haykırmalarının üzerinden neredeyse bir hafta geçmişti, söyledikleri ve canını yakıp onu dağıtan sözler hala kulaklarında yankılanıyordu.

Bir an dayanamam
Bu dünyaya yaranamam
"Gitme, sonum olur", diyen dilin
Kalbin yalan, vedan yalan
Bana aşktan söz etme n'olur
Senin sevdan, dünyan yalan

Her şey sahiden yalan mıydı? Yalan üstüne kurulmuş bir ilişkileri mi vardı? Aylardır inişli çıkışlı da olsa onu bulutların üzerinde gezmesini sağlayacak kadar seven adam, ona her şeyden değerli olduğunu hissettiren adam bu kadar iyi rol yapmış olabilir miydi? İçinde bir yerlerde Alaz'ın bu kadar kötü olamayacağını fısıldayan bir parçası vardı, ama paçalarından taşan öfkesinin bu sesi yutması ve yok sayması o kadar kolaydı ki.

Onu düşüncelerinden ayıran hemen karşı sandalyesine sesli bir şekilde oturan Yüce oldu.

"Oh, bugün daha iyiyiz..." dedi mutlulukla masayı göstererek "...şu saatte hala ilk biranı içiyorsan, çok derinlere inmemişizdir diye düşünüyorum." gülümsüyordu.

"Aslında artık onunda işe yaramadığını fark ettim, bir de gecenin ortasında rahatsız etmesi de cabası." isteksizce konuşuyordu Asi.

Şehrin abartılı ışıklarından ve yakıcı hatıralarından kaçmış ve Şile'ye gelmişti. Sokakta beraber büyüdükleri arkadaşlarından olan Yüce burada, sahil kenarında ufak ve salaş bir mekân işletiyordu. Ara sıra Yaman ve Cesur ile beraber de gelirler, hem onda kalır hem de özlem giderirlerdi. Yalnız geldiği bu ilk seferiydi, onlarla beraber geçirdiği güzel vakitler aklına doluyordu ama hemen sonrasında onu ayakta uyuttukları aklına gelince aynı hızla anılar yok oluyordu.

"Aslında alkolün bir etkisi yok biliyor musun? Nasıl bir meretse içindeki yarayı, derdi hemen buluyor. Sonra ona yapışıyor, acı çektiğin yetmiyormuş gibi onun etkisini arttırıyor. İşte seni rahatsız eden tam olarak bu. Yani bir yudum da içsen, birkaç şişe de içsen, o yine seni rahatsız edecek."

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now