8. Açtım Kapılarımı, Tesadüfler

2.7K 129 94
                                    

Selam,

Bugün 1 Nisan 2024, ülkem ve geleceğimiz adına o kadar mutlu ve umutluyum kii. ❤🥰🎉

O yüzden yeni bölümüz de erken gelsin istedim. Dilerim seversiniz.

Gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim.

İyi okumalar. Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler

-------

Alaz ile maç sonrasında paylaştıkları yoğun anın üzerinden hafta sonu geçmişti. Asi bu iki gün boyunca kafasını toparlayamamış, elindeki işlere odaklanamamıştı. Bu andan uzaklaşmak için giriştiği işlerde genelde elinde kalıyordu, tıpkı başında durup karıştırırken taşan ve tüm mutfağa dağılan çorba gibi. Şimdiye kadar aralarındaki kavga ve yüksek gerilimin, bundan sonra hangi forma dönüştüğünü, hangi yöne gittiklerini anlamlandıramıyordu.

Alaz'ın kendinden beklenmeyen doğru hareketleri ve kendisini özel hissettirecek söylemleri ile yavaşça sınırlarının gaspedildiğini hissediyordu. Düştüğü bu duygusal karmaşaya hiç alışık değildi, üstüne üstelik onu herkesin içinde, kimseyi umursamadan öpmüştü. Duygusal anlamda yaşadığı pek bir tecrübesi olmamıştı, hayatında şimdiye kadar sevip güvenebileceği, aşık olabileceği bir erkek girmemişti. Bu yüzden Alaz gibi çapkın ve istediğini elde etmekte üstüne olmayan bir adamla nasıl bahşedebileceğini, tüm savaşçı güçleriyle bile bilmiyordu. Hem onu duygudan duyguya götüren, içinde çiçekler açmasını sağlayan bu öpücüğün, adam için çok sıradan ve normal bir olay olduğunu düşünmemesi mümkün olamıyordu.

Kesinlikle sıradan değildi, onun için çok özel ve beyninde şimşekler çaptıracak kadar voltajı yüksek bir öpücüğü paylaşmıştı Asi ile, şimdiye kadar yaşadıklarının ne kadar içi boş ve lüzumsuz eğlenceler olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu. Genç kızı, kollarının arasında öperken vücudunun titrediğini hissetmiş ve düşmemesi için çok daha sıkı tutmuştu. Bu da ona, onun da aynı duyguları paylaştığı izlenimini veriyordu.

İçi içine sığmıyordu bu yüzden pazartesi okula hiç olmadığı kadar erken gitti Alaz.

"Pazartesi sendromu falan yok Rüyacığım, tamamen kafamızda uydurduğumuz bir şey. Seni yataktan kuş gibi kalkmanı sağlayacak ve hayata bağlayacak kadar değerli bir şeye sahipsen, hiç aklına hangi günmüş neymiş gelmiyor valla.." diye sabahın köründe arkadaşlarının başının etini yiyordu oturdukları kafede, derse açık bir zihinle girmek için sabah kahvelerini içiyorlardı.

"Biraz kısık sesle konuşabilir misin Alaz, gerçekten ne bu enerji, gören de Cuma günü maçtaki savaştan çıkan çocuk bu değil diyecek." diye yüzünü ekşiterek cevap verdi adama.

"Onlar kolay savaşlar, çarpışılır, kazanılır. Asıl daha önemli başka zaferler vardır, siz anlamazsınız." dedi onlardaki bu enerjisiz ve uykulu hali görünce gözlerini kısıp, küçümseyerek.

"Senin o diğer konularda da eline su dökülmez abi, geceyi yine çifte zaferle kapatmışsın. Görmüş olduk biz de." dedi masadaki başka bir erkek arkadaşı, imalı ve şakacı bir ses tonu vardı.

Adamın neyi ima ettiğini hemen anlamıştı. Tüm hafta sonu boyunca, maç sonrası kas ağrıları nedeniyle yatmak zorunda kalmıştı, bu anlarda Asi'ye koşmak, onu aramak istemişti ama paylaştıkları bu özel anın üzerine ona biraz alan açmak, rahat bırakmak niyetindeydi. O nedenle boş zamanında mümkün oldukça ya PS'ında oyun oynamış ya da film seyretmişti. Arkadaşlarının ona ilettiği mesajlardan konudan haberi olmuştu. Sadece Asi ve kendisinin paylaştığını düşündüğü o şehvetli öpücük anına ait çekilmiş fotoğraflar boy boy okulun dedikodu hesaplarında afişe olmuştu. Yazılan yorumlar o kadar çığırından çıkmıştı ki, kimisi Alaz'ın tipik bir kaçamağı olduğundan, her zaman ki gibi anı yaşayıp kızı kullanacağından bahsetmişti. Kimisi Asi'nin tüm benliğiyle, üzerindeki takım armalı kapüşonlu dahil, Alaz gibi bir çapkına teslim olmasının ne kadar acınası olduğu konusunda hem fikirdi.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now