12. Kabuk Tutmuş Yaralar

2.4K 107 32
                                    

Selam,

Bugün dizi bölümü yok malum 😒 Belki okumak istersiniz diye düşündüm.

Bu bölümde son bölüm favorim. Peki sizin? 😊

İyi okumalar. Dilerim seversiniz.

Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler

-------

Kulağına dolan yoğun dalgaların sesinin, kafasının içindeki düşüncelere baskın gelmesi için gözlerini kapatmıştı. Çocukların sokakta bulup, getirdiği ve tam boğaz manzarasının karşısına konumlandırdıkları eski püskü bir koltuğa oturmuştu. Yaşadıkları olaylı gecenin üzerinden birkaç gün geçmişti.

Başlarına gelenleri düşündükçe hala inanamıyordu. Çok güzel ve eğlenceli başlayan bir geceydi, gerçi Alaz ile yine rutin kavgalarından birini etmişlerdi ama artık bu konuda daha başarılıydılar ve çözümleyebilmişlerdi. Sonrasında Alaz birkaç dakikaya geleceğini söylemiş ve ortadan kaybolmuştu. Birkaç dakika olamayacak kadar uzun süre gelmeyince telaşlanıp aramaya koyulmuşlardı. Güvenliklerin koşarak dışardaki olaya müdahale etmeye gittiklerini görünce istemsizce onları takip etmişlerdi, onları buldukları zaman ki manzara hala ilk gün ki gibi gözünün önüne geliyor, onu dehşete düşürüyordu. Bu görüntüyü dağıtmak için kafasını hızlıca sağa sola salladı.

Neyse ki sonuçları çok kötü olmamıştı. Ertesi gün her ikisi de taburcu olmuştu. Birkaç gündür evlerinde dinleniyorlardı. Bu süre içinde sürekli Alaz'ı aramış nasıl olduğunu sormuştu. Boşta kalan zamanlarında da Çağla ile görüşüp yalan söyleyip, söylemediğini teyit ediyordu. Aslında evlerine gidip onu kendi gözleri ile görmek ve ilgilenmek istemişti ama çekinmişti. Alaz da sürekli ısrar ediyor, gelmediği için ona sitem ediyordu. Muhtemelen bu durumu ömrü boyunca ona karşı kullanacaktı.

Gidememesinin bir başka sebebi de Yaman ile ilgileniyor olmasıydı. Kaybettiği yoğun kandan dolayı, tekrar kendine gelebilmesi için düzenli bir şekilde beslenmesi ve ilaçlarını alması gerekiyordu. Cesur'un bu konularda pek becerisi olmadığı için tüm sorumluluk ona kalmıştı. Şimdi Yaman çok daha iyi hissediyordu. Onun bu halinden memnuniyetle birkaç saatliğine Cesur'a emanet etmişti. Sonrasında kendini hava almak ve kafasını dağıtmak için Cehennemin Dibi'nde bulmuştu.

Oturduğu koltuğun içe çökmesi ile yanına birinin oturduğunu fark etti ve daldığı trans halinden sıyrıldı. Aniden gözlerini açıp, kafasını sağına çevirdiğinde, dakikalardır aklındakileri dizginlemeye çalışmasını bir gülüşü ile yapmayı başarabilen Alaz karşısındaydı.

Kaşının üzerindeki kabuk bağlamış yara ve sol elmacık kemiğindeki hafif doku zedelenmelerine rağmen yakışıklılığından bir şey kaybetmemiş, aksine üzerine giydiği tehlikeli adam yüzü ona daha çok yakışmıştı. Adamın bu yaralı halinden faydalanmaya çalışması ve aklında beliren masum olmayan düşüncelerden dolayı utandı Asi. Hemen kendini toplayıp konuştu.

"Alaz, sen burada ne arıyorsun? Ya da boş ver onu nasılsın?" dedi merakla ve günler sonra onu tekrar görmenin heyecanıyla.

"Sevgilimi arıyorum ve şu an çok, çok iyiyim." dedi içten gülümsemesiyle ve kolunu uzatıp onu kendine çekti ve sarıldı.

Asi'yi çok özlemişti, kavuşmalarından sonra ilk defa bu kadar ayrı kalmışlardı ve bu sırada onun yanında olmasına ne kadar alıştığının farkına varmıştı. Kokusuna, uzandığında ellerinde hissettiği yumuşak tenine, pembeleşen yanaklarına, öptüğünde ıslanan dudaklarına.

Evine gitmek istiyor ama Yaman'ın varlığı onu durduruyordu. Çünkü aralarında yarım kalmış bir hesaplaşma vardı ve adamın o gün yaptığı kahramanlık gösterisini daha da parlatmak istemiyordu. Asi'nin olmadığı bir ortamda aralarındaki bu görüşmeyi tamamlayacaklardı, bu kaçınılmazdı. O yüzden, kızı bir umut belki de başka yerde bulabilirim diye düşünmüş, arabası onu buraya getirmişti.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now