13. Anlaşıldığın Yerde Olmak

2.5K 115 56
                                    

Selam,

İyi okumalar. Dilerim seversiniz. 🤞❤

Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Sevgiler

-------

Asi, Yaman'ın okuldaki varlığına yavaş yavaş alışmaya başlıyordu. Bazı öğle aralarında yemeklerini beraber yiyor ve içinde bulundukları durumun gerçekliğine birbirlerini inandırmaya çalışıyorlardı. Çok değil bundan aylar önce böyle bir konuma geleceklerini onlara birisi söylese, onu hayal âleminde yaşamakla suçlarlardı. Ama olmuştu işte, üstelik Yaman ikinci dönem istediği bölümün sınavında başarılı olursa burslu olarak okula da başlayabilecekti. Hem kütüphanede çalışırken de az da olsa para kazanabiliyordu. İşini de çok seviyordu, Asi bazen uğradığında Rüya'yı onun yanında buluyordu. Hatta bazen değil bu aralar sıklaşmıştı. Öyle anlarda yüzünde gülümse ile onları izler ve çaktırmadan uzaklaşırdı. Öyle sanıyordu ki, dünyada ki eşsiz duygulardan birisi de sevdiğin iki insanın, birbirini sevmeye başlamasına şahit olmaktı.

Kütüphanede çalışma konusu tabi ki herkes tarafından olumlu karşılanmamıştı, aslında herkes değil sadece bir kişi, Alaz. İlk günden beri bu konuya takılmıştı ve ne zaman aralarında Yaman konusu açılsa mutlaka gerilip tartışacakları bir söz söylüyordu. Asi, her ikisine de zaman ayırmaya özen gösteriyordu. Ama Alaz'ın talebi tüm zamanını onunla geçirmesi yönündeydi. Okula giderken, dersler sırasında ve akşam çıkışta olmak üzere yan yana olmak için Asi'nin peşinden ayrılmıyordu. Bu durumdan aslında Asi de hiç şikâyetçi değildi, onu görmeyince çok özlüyordu. Ayrı kaldıkları tek zamanlar Alaz'ın basket antrenmanları ve Asi'nin Yaman ile okulda geçirdiği zamanlar olabilirdi.

Alaz, Asi'yi sabah okula beraber gitmek için alamadığı günlerden birini yaşıyordu. Neymiş Yaman ile beraber okula geleceklermiş, bugün o gelmese olur muymuş? Olmaz, olamazdı. Ama tabi ki bu duruma Asi'yi ikna edememiş, üstelik sabah azarını da yemişti. Aynı annesini Yaman'ı okuldan şutlamaya ikna edemediği gibi. Ne yapıp, ettiyse de annesi bu duruma ikna olmamıştı, onun bir konuda bu kadar dirayet gösterdiği nadir anlardan birine şahit oluyordu. Sırf Alaz istedi diye özellikle ceza olması için bile çocuğu burada tutuyor olabilirdi. Ama bu duruma daha fazla dayanamıyor, Yaman'ı çevresinde görmeye tahammül edemiyordu.

Kampüsün içindeki zincir kahve markasının kafesinde etrafında birkaç arkadaşıyla oturuyordu. Bu sene okulda geçirdiği zaman konusunda rekor kırmıştı. Hatta açıklanan sınav sonuçlarına göre birkaç tanesinden geçmeyi de başarmıştı. Tabi hala geçemedikleri vardı. Arkadaşlarının gündemi açıklanan sınav sonuçlarıydı.

"Abi, İktisat sınavındaki çanın en yüksek notunu gördünüz mü, valla bu sefer geçiyordum. Çok inanmıştım, ama çanın altında kaldık iyi mi?"

"Çanı niye bahane ediyorsun oğlum kendine, kalmışsın işte daha çok çalışsaydın." dedi Alaz, hem umursamıyor hem de laf söylemeden duramıyordu.

"Tabi senin için konuşması kolay." dedi Tolga imalı bir tonda yan tarafından konuşmaya atlayarak.

İmasını anlamadığı için ondan tarafa döndü sorar gözlerle konuşuyordu. "Niye lan, aldık 25 i oturduk yerimize. Sizin gibi ağlamıyorum en azından çan falan diye."

"Sen finalde düzeltirsin merak etme." hala imalı gülümsemesine devam ediyordu.

"Bak Tolga, okul bizim falan diye ima yapıyorsan. Onları geçtik biliyorsun. Bizimkiler, 10 sene bile geçse beni buradan mezun etmek için parmağını kıpırdatmazlar."

"Yok be, Asi'yi diyorum ben. Oğlum kız en yüksek notu almış, sevgilisini çalıştırır herhalde."

Alaz oturduğu sandalyeden heyecanla kıpırdandı, yüzünde kocaman bir gülümseme oldu.

Yattığımız Yataklar, Battığımız Bataklar / AslazWhere stories live. Discover now