2

87 5 0
                                    

Bilincim yerine geldiğinde çok geçmeden gözümü açtım. Yanımda 20 yaşlarında bir adam oturuyordu. Saçları kumral ve omuzlarına kadar iniyor, sakalları da yeni uzamış türden. Nedense durduk yere ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Hâlbuki onu daha yeni görmüştüm ve elinde kocaman iğneli bir enjektör vardı. İğneyi görünce gözlerim kocaman açıldı ve yataktan kalkmaya çalıştım ama yatağa bağlıydım. Ne kadar çözemeyeceğimi bilsem de yatakta debelendim ve inlemeye başladım.

“ daha fazla hareket edersen bu elimdekinin ne işe yarayacağını biliyorsun, dedi iğneyi havaya kaldırarak.

“ sen delisin! Bırak beni! ,diye bağırdım. Ama sanki hikaye anlatıyor muşum gibi dikkatle beni izliyordu.

“ şu hareketlerine bakılacak olursa asıl senin deliden farkın yok ,dedi. Elimden geldiğince ona yaklaştım ve ıslanmış gözlerimle gözlerini deler gibi bakmaya çalıştım.

“ beni buraya bağlıyorsun, başımda iğne ile duruyorsun ve ben seni tanımıyorum. Sence ne yapmam gerekirdi ,dedim sinirim biraz olsun boşaltmaya çalışarak.

Bir süre sonra bakışları yumuşadı ve elindeki iğneyi masaya bıraktı. Daha sonra “ seninle ne yapacağız” der gibi  baktı. Ben hala onu öldürecekmiş gibi bakıyordum.

“ sana zarar vermek isteseydim şimdiye kadar verirdim. Başında böyle saatlerce bekleyip zamanımı boşa harcamazdım. Sadece birazcık daha beklesen, doktor gelmek üzere.

Söylediklerini idrak etmeye çalışırken içeri bir kadın ile doktor olduğunu sandığım bir adam girdi. Kadın endişe ile yaklaşıp yanıma oturdu. İğneli çocukta kalkıp doktora yer verdi.

“ evet sevgili Abby ,dedi doktor nefesini verirken. Elinde tuttuğu bazı notlara bakıyordu.

“ şuanda söyleyeceklerimi anlaman biraz zor olacak biliyorum. Ama bizim için sakin olman yeterli olacaktır. Bunu başaracağına inanıyorum. İğneye falan ihtiyacın yok, dedi sakallı çocuğa imalı imalı bakarak. Çocuk omzunu silkti.” Her seferinde ben uğraşıyorum” diye mırıldandı.

Doktor bana döndü;

“ ilk önce her zamanki basit uygulamalarla başlayacağız.”

Kadına bakıp sıra sizde işareti verdi. Kadın başını salladıktan sonra boğazını temizledi ve bir şarkı mırıldanmaya başladı. O kadar berbat ve komik söylüyordu ki biraz olsun dikkati çekti. Sakallı çocuk kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendini. Ama sonunda dayanamayıp kahkahayı patlattı.

Kadın ona baktı ve çocuk kendini savunur gibi ellerini havaya kaldırdı.

“ ne yapayım, her seferinde aynı şey oluyor. en azından daha güzel söylediğin bir şarkı yok mu? ,dedi.

“ bu onun en sevdiği şarkı Matt ,dedi alındığını belli etmemeye çalışarak.

“ben bundan şüpheliyim” diye mırıldandı çocuk yeniden ve sandalyesine sindi.

Kadın tekrardan şarkı söylemeye başlayacaktı ki doktor;

“ tamam bayan Carter. Yeterlidir ,diyerek elini havaya kaldırdı.

Kadın Matt’e bakıp sustu. Daha sonra bir albüm çıkarıp karşıma koydu. Her fotoğrafı uzun uzun anlatmaya başladı. Onları hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum ama bu fotoğrafların hiç birinin benim için bir anlamı yoktu. Ama resimdeki bana bakan yüzü de inkar edemezdim. O bendim. Ve bir fotoğrafta gerçekten çok içten gülümsemiştim. O bana neşe ile bakarken ben ağlayarak bakıyordum. Olanları inkar etmem bir şeyi değiştirmezdi. Bu aile benim ailem, bu ev benim evimdi ve ben hafızamı kaybetmiştim. Bu ilk defa olmuyordu.

Lost MemoryWhere stories live. Discover now