Erime Başlıyor (*)

1.4K 75 73
                                    

Tekrar merhaba! Hikaye nasıl gidiyor? Bu arada bölüm angiefrozen 'a ithaf edildi. 

Bölüm şarkımız Bebe - Siempre me quadera.

***

Hogwarts'ın tatile girmesinin ardından geçen yıl yaptığımız gibi Peron'dan çocukları Ron ile birlikte aldık. Albus nihayet Rose'un boyuna ulaşmıştı ve bundan çok memnun olduğu belliydi. Hugo ve Rose babalarıyla kısa bir tatile çıktılar. Tatil dönüşü için epey plan yapmıştım, boş boş evde oturmalarını istemiyordum. Özellikle Hugo çok dışa dönük bir çocuktu, eve hapsetmek hata olurdu. Büyücülerin çocukları genelde evde eğitim görürdü ama biz Ron'la çocukları Hogwarts öncesi muggle okullarına göndermeyi tercih etmiştik. Asıl eğitimleri büyü üzerine olacaktı ancak muggle okulu sosyalleşmelerine ve yetenekleri keşfetmemize yardımcı oluyordu. Rose, benim gibi içine kapanık bir kitap kurduydu, dil öğrenme konusunda doğal bir yeteneği vardı ve matematikte çok iyiydi. Quidditch'e merak sardığında hepimiz şaşırmıştık, en çok da sıska kollarıyla vurucu sopasını savurma gücüne. İçindeki aksiliği quidditchle dengelemesini umuyordum yoksa ergenliği çekilmeyecekti. 

Hugo çok farklıydı, görünen o ki, tam bir sosyal kelebek olacaktı. Bir sürü arkadaşı vardı, herkesle iyi geçiniyordu. Yetenekliydi, piyanoda epey ilerlemişti ve nefesli çalgılara geçmeye heveslenmişti. Ayrıca Rose kadar kıvrak zekalı olmasa da özel bir çocuktu; güzel sanatların hepsine meraklıydı, şimdiden şiir yazıyor, yaından beklenmeyecek kalitede resimler çiziyor, birlikte film izlerken benim kaçırdığım detayları yakalayabiliyor, yaşından çok olgun yorumlar yapıyordu. Aynı zamanda da benim küçük ve saf oğlumdu; yumuşak başlı ve sevecen. Rose'un Hogwarts'a başlamasının ardından Hugo'ya daha düşkün olmuştum. Elbette evlat ayırt etmiyordum ama ergenliğe girip kendini sevdirmeyi bırakana kadar fırsattan istifade etmem lazımdı. 

Harry ve Ginny de bizim gibi çocuklarını muggle okuluna gönderiyordu. Lily, Hugo'dan bir sınıf küçüktü. İyi anlaşıyorlardı ama ilgi alanları farklıydı. Hugo, ablasının ve kuzeninin aksine sporu sevmediğinden kış boyu biraz kilo almıştı. Suyu sevdiği için yüzmeye mutlaka gönderecektim. Diğer seçeneklerim ise opsiyoneldi. Potterları ve Malfoyları akşam yemeğine çağırmıştım. Yemekte alternatifleri sunup çocuklardan en az iki adet seçmelerini isteyecektim. Rose'un Scorpius'a son yaptığı delilikten sonra kendimi suçlu hissediyordum. Duyduğum kadarıyla Scorpius annesinin ölümünden sonra iyice sessiz bir çocuk olmuştu. Albus'la yaptığımız konuşmalardan son dönemde daha iyi olduğunu duymuştum, bu gelişmenin devamını getirmek lazımdı. Savaştan sonra, mutluluğunu ebediyen kaybeden yüzlerce çocuk görmüştüm, bir tanesini daha görmeye niyetim yoktu. Babası olacak salağa kalırsa çocuğun hali ne olurdu bilmem. Oğlu için son dönemde çaba gösteriyordu, biraz kendini toplasa da, bir yıl boyunca zombi gibi gezmişti. 

Çocuklar tatilden döndükten sonra planladığımız yemeği gerçekleştirmeye karar verdik. Dediğine göre, Rose ve Scorpius aslında iyi anlaşmaya başlamışlardı. Rose'un anlattığına bakılırsa quidditch antrenmanındaki kaza, gerçekten bir kazaymış, bludgerı Scorpius'a atmak istememiş, dikkati dağıldığı için rastgele vurmuş ve lanet top gidip Malfoy'u bulmuş. Kendini masum göstermek istiyor olabilirdi elbette, ama yaz boyunca sık sık görüşeceğimiz için yalan söylüyorsa ortaya çıkardı.

Çocukların gelişiyle yazları bizimle kalan yardımcımız Fran de gelmişti. Kışın Hugo sabahları benden önce okula gidiyordu, okul çıkışında ise kursları vardı. Eve aynı saatte geliyorduk, haftasonu da Ron'la buluşuyorduk, bakıcıya ihtiyacımız yoktu. Ödevlerini yaptığı için akşamları birlikte vakit geçirebilecek vaktimiz vardı. Açıkçası bakan olmanın tek iyi yanı buydu, önemli bir toplantı olmadığı sürece işten vaktinde çıkabiliyordum. Kalmak zorunda olduğumda ise Ron devreye giriyordu. Ron olmasa bile Molly, Ginny ya da Bill yetişiyordu yardımıma. 

RUHUMU İYİLEŞTİR - DRAMIONE - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin