Geri Gel

1.1K 70 53
                                    

Bu bölüm @@arseas1 e ithaf edildi. Oylamaların için teşekkürler!

UYARI:

Amacım kimseyi üzmek değil ama yakınlarını kaybetmiş biri için bu bölümü okumak zor olabilir.

***

Bölüm şarkımız Rammstein'dan Ohne Dich, yani Sensiz

Zincarla'ca çevirisi: Sensiz her şey sessiz ve boş, nefes almak bile zor. Keder, ah keder... Kuşlar artık cıvıldamıyor, ben sensiz olamam. Sensiz. Seninleyken de yalnızım. Sensiz. Sensiz saatleri sayıyorum, saniyeler seninle durmuşken, ne kadar gereksiz...

***

Kimseye söylemeden alıp başımı gitmek ne kadar mantıklıydı bilmiyorum. Arkadaşları ve ailesi varken aramak bana düşmezdi, ama o an için düşünebildiğim tek şey Hermione'yi bulmaktı, bulmak ve geri getirmek. İspanya sihir bakanlığı şömineleri ülke dışından girişlere kapatmıştı, o yüzden Liz, haritadan cisimlenebileceğimiz noktaları tespit ederken, Ginny Potter'a mesaj göndermeyi akıl ettim. Henüz duymamışsa bile, kısa sürede patlamayı haber alırdı. Ayrıca soğukkanlılığını korumayı başaracağından da emindim. Kısaca "Hermione'ye ulaşamıyoruz. Hemen gidiyorum, çocuklar bir süre sende kalsın." yazıp bir bakanlık baykuşuyla yolladım. 

Liz'le bakanlıktan çıkıp arka sokaktaki uygun alana geçtik. Liz'in yönlendirmesiyle kendimizi Madrid'in kenar mahallelerinden birinde bulduk. Patlama yakın bir yerde gerçekleşmiş olmalıydı, siren sesleri duyuluyordu her yerden. Ve karmaşa. İlerledikçe, olayların göbeğinde bulduk kendimizi. Tam bir kıyım yaşanmıştı burda, baktıkça Hermione'yi sağ bulma umudum azalıyordu. Muggle polis ekipleri kimseyle ilgilenemeyecek kadar meşguldu, halen enkazdan yaralılar ve ölüler çıkarılıyordu. Her taraf gazetecilerle doluydu ve muhatap olacak kimse bulamamıştık. Görgü tanıklarından biri tüm yaralıların aynı hastaneye kaldırıldığını söyleyince ambulansı takip edip hastaneye ulaştık. Hastanede daha büyük bir kaos ortamı vardı, acil servise (ya da morga) kaldırılanların yakınları bir haber alabilmek için bahçede bekliyorlardı, hepsinin yüzünde çaresizlik vardı. Güvenliğe belli ki kimseyi içeri almama talimatı verilmişti, kapılar kapalıydı. İçeri girebilmek için görevlileri şaşırtmak zorunda kaldık. 

Ancak girince gördük ki, kolay olan kısım hastaneye sızma kısmıymış. Destek almadan Hermione'yi bulmamızın imkanı yoktu, tabii bulabilirsek. Resepsiyona gidip görevli hemşireyi gerekirse imperus ile yardıma zorlamayı düşünürken, Liz harekete geçti. Elindeki boş kağıt parçasını hemşireye doğru tutarken "İngiltere Büyükelçiliği'nden geliyoruz. Çalışanlarımızdan Hermione Granger'ın buraya getirildiğini duyduk." dedi sakin bir ses tonuyla. Bir yandan da büyüyü mırıldandığını duyabiliyordum. 

"Elimdeki listelerde herhangi bir Granger yok. Ancak kimliği tespit edilemeyen kişilerden biri olabilir. Yakınlık derecenizi öğrenebilir miyim?"

"Asistanıyım."

"Üzgünüm ama olağanüstü hallerde bile hasta gizliliği esastır. Hastaları görmenize ya da cenazeleri teşhis etmenize izin veremem. Aileden biri olmalı."

"Bakın, Bay Malfoy, Hermione Granger'ın nişanlısı. Sanırım bu bağ yeterlidir."

"Lütfen hanım efendi" diye söze girdim o noktada, "Saatlerdir nişanlımdan haber alamıyorum ve delirmek üzereyim. Eğer burdaysa, yanında olmak istiyorum."

Hemşire halden anlar bir bakış attıktan sonra içerden başka bir arkadaşını çağırdı. İsimlerimizi not ettikten sonra, "Hemşire Anna size eşlik edecek. Nerden başlamak istersiniz, acilden mi yoksa morgdan mı?" diye sordu. 

RUHUMU İYİLEŞTİR - DRAMIONE - TamamlandıWhere stories live. Discover now