7. Bölüm

44.1K 3.7K 4.9K
                                    


"Jungkook'u öldürdüm."

Yoongi elindeki kahve kupasında kalan son yudumu yavaşça içtikten sonra sakince Jimin'e döndü. Sıkılmış görünüyordu, "Cesedi nereye gömdün?"

Jimin söylediği cümlenin gerçek anlamını fark edince şaşkınlıkla dudaklarını araladı, kafamda öldürdüm demek istemişti, hiç bu şekilde düşünmemişti söylerken, "A-a ben-"

"İlk önce cesedin kanını boşaltman gerektiğini biliyorsun değil mi? Yoksa şişer."

Jimin arkadaşının sanki bir yemek tarifi anlatıyormuşcasına bahsettiği şeye kaşlarını çattı. "Yoongi! O anlamda söylememiştim. Hem sen nereden biliyorsun bunları?"

Yoongi aynı sakinlikle oturduğu yerde diklenip kupasını masanın üzerine bıraktı, Jimin'e bakmıyordu bile, "Kafamda bazı planlar var. Araştırma yapıyorum."

"Nedense o planları hiç merak etmiyorum."

Yoongi bu sefer de ayağa kalkıp ışığa doğru yöneldi, saat geç olmuştu ve uyuyacaktı. Kötü bir şekilde gülümseyerek ışığı kapattıktan hemen sonra fısıldayarak konuştu, "Yakında öğreneceksin."

Jimin yattığı yerde gözlerini sıkıca kapatarak bağırdı;

"Aç şu ışığı!"

&&&&

"Ne demek onunla artık ilgilenmiyorsun!"

Taehyung yıkılmış gözüküyordu. Hâlbuki Jimin artık Jungkook ile ilgilenmediğini söylemişti sadece.

Jimin başındaki havlu düşmesin diye sıkıca tuttu, "Bana göre biri değil. O çok.. Düşüncesiz? Ve açıkçası ben ilgilensem bile o benimle ilgilenmez."

Taehyung sitemle ellerini yukarı kaldırıp bağırdı, "Seni öpmüş! Daha ne kadar ilgilenebilir? Çocuk yapmanız mı gerekiyor illa?"

Jimin o geceyi hatırlayınca biraz kıpırdansa da aklından bütün düşünceleri kovdu. Jungkook kalbini kırmıştı. "Biyolojik olarak imkânsız. Benimle dalga geçti resmen! Ayrıca sarhoştu, hatırlıyor mu bilmiyorum."

"Öylece boş mu verdin şimdi?"

Jimin bir süre düşündü, kafasının içinde bir yerlerde biri çığlık çığlığa 'TABİKİ HAYIR!' diye bağırıyordu ama Jimin duymazdan geldi, "Evet."

"Jimin'i sıkıştırıp durma Taehyung, yine kriz geçirteceksin çocuğa."

Hoseok telefonuyla uğraşmaya devam ederken Jimin ve Yoongi'nin yurt odasına girmişti. Jimin içinden arkadaşlarının ellerini kollarını sallayarak yurda nasıl girdiğini düşünse de sonra vazgeçti. Taehyung ve Hoseok'a hayır deyip bekleyin. Asla kabul etmeyeceklerdir diye geçirdi aklından.

"Yoongi nerede?"

"Dersi varmış," dedi Jimin sakince. Konunun değişmiş olması onu rahatlatmıştı.

Hoseok telefonuna bakarak kaşlarını çattı, "Jimin?"

"Hmm?"

"İnstagram hesabında neden sadece üç tane fotoğraf var? Ve tüm takipçilerin nerede?"

Jimin başındaki havlunun düşmemesine dikkat ederek kendisini yatağa bıraktı, "Bilmem."

"Takip isteklerini kabul etmiyor ve senin çektiğin fotoğrafları beğenmiyor," diye Jimin yerine cevapladı Taehyung. Jimin homurdandı.

"Size ne? Sosyal medyadan hoşlanmıyorum."

Hoseok dramatik bir şekilde elini alnına dayadı, "Nasıl olur! O fotoğraflar bir sanat eseriydi! Siz Park Jimin, yaptığınız terbiyesizliğin farkında mısınız?"

Like a Theater| JikookWhere stories live. Discover now