22. Bölüm

40.7K 3.3K 3.6K
                                    

Yn: Selam yaklaşık on iki dakikadır hikaye gerçekten de 15k mı olmuş diye anlamaya çalışıyorum? Doğru mu ya o?

Ve çokçok ve çok fazla gelen yorum ve mesajın üzerine burdan da açıklayayım; yan ship yazmayacağım çünkü herkes başka bir şey istiyor agshsj Ama şöyle yapalım, hiç bir karakterin ilişki hayatıyla ilgili ayrıntı vermeyeceğim, o konuda her şey sizin hayal gücünüze kalmış olacak çünkü bir tanesini seçsem diğer taraftakiler mutsuz olacaktı.

Neyse, iyi okumalar!

&&&&

Yoongi çok nadiren kullandığı kibar ses tonu ve gülümsemesiyle telefonla konuşarak arkadaşlarının olduğu masaya oturdu.

Jimin, başını masaya dayamış uyuyordu, Hoseok ve Taehyung ise koyu muhabbetlerine Yoongi'nin elini kaldırarak onları uyarmasıyla ara vermişlerdi.

"Tabii ki geleceğim!" dedi Yoongi neşeyle, "Bende sizi özledim... Ah yemekler mi? Tabiiki!"

Hoseok ve Taehyung Yoongi'nin bu neşeli haline anlam veremezken Jimin bir anda başını kaldırdı, biraz endişeli duruyordu.

Ya da her şey iki saattir hırkasının üzerine yattığı için yüzünde çıkan izlerle alakalıydı...

"Ah hayır ya..." dedi Jimin kendi kendine Yoongi'ye bakarak. "Bu gülüşü ve ses tonunu biliyorum..."

Tam bu sırada Yoongi gülerek telefonu Jimin'e uzattı, "Annen. Seninle konuşmak istiyor."

Jimin ofladı.

Yine de aksini yapmaya cesareti olmadığı için telefonu aldı. Hem, hesap sorması gereken bir konu vardı.

"Anne!" dedi telefonu kulağına yerleştirir yerleştirmez "Neden beni değil de Yoongi'yi arıyorsun?"

Jimin annesine çıkıştıktan 10 saniye sonra yüzünü buruşturarak telefonu kulağından uzaklaştırdı ve Yoongi'ye döndü, "Anne kartını öne sürüp duruyor."

Sonra tekrardan telefona döndü, "Anne seni ne kadar sevdiğimi söylemiş miydim? Zayıfladın mı sen? Sesin öyle geliyor. Ne dalga geçmesi ya! Anne tünele giriyorum anne... Anne sesin gelmiyoor..." ve telefonu kapatıp Yoongi'ye uzattı.

"Zamanı geldi..." dedi ve bir anda kafasını masaya bıraktı, canı acımıştı ama dalga malzemesi olmamak için çaktırmamaya çalıştı.

"Neyin zamanı?" diye sordu Hoseok anlamamış bir şekilde.

Yoongi güldü, "Jimin'in ailesini görmeye gideceğiz."

&&&&

Jimin oflayıp çenesini eline yaslayıp dalgın dalgın etrafı izlemeye başladı. Bugün hiç tadı yoktu.

"Ne oldu buna yine?" diye sordu Hoseok elindeki jelibonu kemirirken.

Jimin jelibonun kokusunu duyunca bir anda ona doğru dönmüştü ama sonra canının istemediğine karar verip bıkkın bir şekilde eski haline geri döndü.

Taehyung şaşkınlıkla jelibonu görüp istemeyen Jimin'e baktı, "Oha az önce olanı gördün mü? Bu olay 300 yılda bir gerçekleşiyor, gazetecileri çağırın!"

Like a Theater| JikookNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ