25. Bölüm

42.1K 3.3K 8.1K
                                    

Yn: Selam ben şey... Hani hayran kurguda #10 olan hikayenin yazarı var ya, o. Bunu fark ettiğim an dışarıdaydım ve gerçekten BAĞIRDIM. Arkadaşlarım deli olduğumu düşünüyor...

Size çok çok teşekkür ederim ❤️

Yıl bitmeden bölümü yükleyebilmek için hiç kontrol edemedim, yanlışım varsa mazur görün.

İyi okumalar!

&&&&

jeonjungkook I'll be with you from dusk till dawn
1 dakika önce

"Jungkook," diye mırıldandı Jimin. Tamamen fotoğraf ve altındaki açıklamaya dalıp gitmişti.

Kesin rüya görüyordu.

"Hımm?" diye mırıldandı Jungkook yanındaki şaşkın şaşkın telefona bakan gencin ensesindeki saçlarla oynarken.

Jimin huylanınca başını geriye yatırıp güldü, "Güldürmesene. Bir şey diyeceğim."

Jimin'in istediği gibi elini onun ensesinden çeken Jungkook, bu seferde daha da yaklaşıp kulağının hemen altına bir öpücük kondurmuştu, "Ne söyleyeceksin?"

Jimin gözlerini kapatıp inlememek için kendini sıktı. Çok çok öpmemesi gereken bir yeri öpmüştü Jungkook... Eğer biraz daha aşağıya inerse...

Jungkook sanki Jimin'in aklını okuyabiliyormuş gibi dudaklarını daha aşağı kaydırınca Jimin sessizce inleyip kıpırdanarak Jungkook'dan kurtuldu, "Jungkook insan içindeyiz!"

Jungkook'un ise bu hiç umurundaymış gibi gözükmüyordu. Zaferle gülümserken "Sonunda buldum!" dedi. "Hassas noktanın neresi olduğunu merak edip duruyordum."

'Çok güzel hassas noktamı da biliyor şimdi,' diye düşündü Jimin.

"Ya Jungkook!"

"Ne oldu?" dedi gülümseyerek "Sen de benimkini mi merak ediyorsun?"

Jimin tekrardan kızarmaya başlayan yanaklarını elleriyle kapatıp Jungkook'a dik dik baktı, "Konuyu değiştirme. İnstagramda kaç takipçin olduğuna hiç baktın mı? İnsanlara nasıl açıklayacaksın? Baban öğrenirse?" Her saniye daha da telaşlanıyordu, "Baban öğrenirse ne yapacaksın Jungkook? Sil fotoğrafı. Yani istemiyorum ama... Silmen gerekiyor!"

"Öncelikle," dedi Jungkook Jimin'in dudaklarını parmaklarının arasında sıkıştırarak daha fazla konuşmasını engellerken. "Silmeyeceğim. Babam öğrenebilir, umurumda değil. Ben artık üzmek istemeyeceği birinin damadıyım. Bana bir şey yapamaz, en azından öldüremez."

Jimin çenesini sıkarak dik dik Jungkook'a baktıktan sonra elinde uzun süredir durduğu için kilit ekranına geçen telefonun ekranına baktı. Bildirim falan yoktu.

"Neden bildirim yok?"

"Bildirimler kapalı çünkü," diye açıkladı Jungkook.

Jimin hayal kırıklığıyla oflamıştı. İçinde, çok küçük bir umut vardı. Kimse görmemiş ve yorum yapmamıştır diye düşünüyordu ama o umut da uçup gitmişti...

Yapacak daha iyi bir şeyi olmadığı için kollarını Jungkook'un beline sarıp yanağını göğsüne yasladı. Ona istediği gibi dokunabiliyor olmak hala çok ama çok garip hissettiriyordu.

"Sadece sessiz sakin bir hayat istemiştim halbuki..."

Jungkook ilk adımı Jimin'in atmasına şaşırmış olsa da memnun bir şekilde gülümsedi, "Ben sadece seni istiyorum." Sesi kendi kendine konuşuyormuş gibi kısıktı.

Like a Theater| JikookTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon