Aşkın Tadı

85 12 9
                                    

O gün Minako, benim evimde kaldığında yaptığım şey ona yatağımı verip aşağıya inerek kanepede kendime yer yapmam olmuştu ilk başta. Sonrasında odadan bir şey almak için çıktığımda ise onun uyumasını seyretmek için bir saat kalmam, gerçekten artık duygularımın kontrolden çıktığını ve aşık olmak teriminin hayata geçmiş halini yaşadığımı anlıyor olmamdı. Ben hayatımda böyle bir güzelliği ne gördüm ne de duydum, ta ki dünyaya gelip onu bulana kadar. Ama nasılsa bir anda uyanıp bana " neden öyle baka kaldın bir sorun mu var Kai?" diye tatlı tatlı seslenmesi içimi daha bir titretmişti. Ben de ilk başta sessiz kalsam da sonrasında " yok, sadece yastık almaya gelmiştim ama seni uyurken izleyiverdim hepsi bu" dediğimde bana "neden yastık almaya geldin ki yanıma gelmeyecek misin?" dediğinde beynimden aşağı kaynar sular inmişti ama bu kadar hızlı bir şekilde yakınlaşmak ne getirebilirdi diye de düşünmeden edemiyordum. Çünkü daha önce hiç bir karşı cinsten insanla böylesine yakın ve de derinden hislerle bağlanmamıştım. Bir anda kendimi toparlayıp " yok sen burada rahat rahat uyu ben aşağıda kanepede yatacağım." dediğimde bir anlık refleksle beni kolumdan tutup yatağa çekerek "beni burada yalnız uyutamazsın Suzuke, çünkü korkarım." dediğinde yapacak bir şeyim yoktu çünkü o benim için çok çok değerli birisiydi ve onu kesinlikle kıramazdım. Aşağıdan yastık ve örtüyü alıp geleceğimi söyleyerek aşağı ağır adımlarla inmeye başlamıştım. Nasıl bir histi bu böyle? Daha önce hiç yaşamamıştım böylesini, dünyaya uğruna geldiğim kadın benim sevgilimdi ve dahası onunla uyuyacaktım. Bu gerçekten benim için akıl almaz bir  durumdu ve eşyaları alıp yukarı çıkarken de yine ağır adımlarla çıkıyordum. Odaya girdiğimde Minako yatağın yan tarafına oturmuş beni bekliyordu, iki elini de havaya kaldırıp ellerimi tutarak beni yanına çekti ve yatağa yattığımda yanımda sevdiğim kadın vardı. Karanlık olsa bile onun o güzel gözlerini seçebiliyordum, öyle güzellerdi ki. Tam bu sırada dudakları dudaklarımda belirmişti yeniden ve ben o an yine uzay boşluğunda savrulan bir yıldız gibi kendimi kaybetmiş ona usulca karşılık verebiliyordum. Daha sonra azıcık da olsa uzaklaşıp göz göze birbirimizi görme mesafesine geldiğimizde bir eli saçlarımı gezerken bana " sen bana ne yaptın böyle Suzuke? Kehanetin etkisi mi nedir bilmiyorum ama öyle bir his içindeyim ki sanki 10 yıldır seninle evliymiş gibi kendimi sana ait hissediyorum." dedikten sonra bana sarılmıştı. O an öylesine mutluydum ki ne yapacağımı şaşırmış öylece kala kalmıştım. Sadece dudaklarımdan şu sözcükler çıkıyordu..

- ben yıllardır seni görmek için yanıp tutuştum Minako, rüyalarım gerçek oldu bu sayede.

Bunu dedikten sonra beni bir kez daha öpüp "beni sakın bırakma o zaman, yoksa sana çok kızarım Suzuke" diyerek başını göğsüme yaslayıp elini de kalbimin üzerine koyarak "sen beni sevdikçe ben bunu koruyacağım, sonsuza kadar." diyerek uykuya dalmıştı. Ben de bu mutlulukla içimin kıpırtısına dayanamayarak uykuya dalmıştım onunla birlikte...

Sabah olduğunda Minako benden önce uyanmış, aşağı inerek terastaki masada harika bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı. Kendi evinde de böyle mi kahvaltı ediyordu yoksa bugüne özel bir şey miydi anlamamıştım ama bildiğim tek şey mutluluktan ayaklarımın yere basmıyor oluşuydu. Gece bana dediklerini ben de ona karşı hissediyordum, öyle ki gerçekten sanki 10 yıldır evliydik ve o her zaman benim hayatımdaymış, benim bir parçammış gibi hissediyordum. Benim ağır adımlarla mutfağa gittiğimi görünce koşarak boynuma atlayıp "benim yakışıklı sevgilim, koruyucum uyanmış mı?" diyerek beni öpmüştü. Hayatım boyunca böyle bir ilgiyi sevgiyi görmeyen ben için hiç alışılagelmiş bir şey olmadığı için bu şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyordum ve bu durumu Minako'ya anlattığım zaman "sorun değil kalbin alışacak benim sana olan sevgime Suzuke merak etme." deyip anlayışla karşılamıştı. Harika bir kahvaltının ardından gün içinde ne yapacağımızı programladıktan sonra, kahvaltımızı tamamladıktan sonra keyif çaylarını içmeye koyulmuştuk. Bugün hava çok güzeldi ve ülkemin ışıkları ılık bir havayı beraberinde getiriyordu. Fuji dağından gelen serin esinti de havayı mükemmel hale getiriyordu. Minako ile konuşurken aklıma bir soru gelmişti, ona bunu durup dururken sormam da onu utandırmıştı.

- Her şey bittiğinde şu savaş falan bence evlilik işini konuşmaya başlayabiliriz.

Minako öylesine utanmıştı ki bir yandan da gülüyordu. Kaşla göz arasında gülerek bana "olur Suzuke, zaten buraya gelme niyetin de bu değil mi?" diyerek bir bakıma kısmi evlenme teklifime evet demişti. Kahvaltı sofrasını birlikte toparladıktan sonra Minako yukarı çıkarak üzerini değiştirip hazırlanmaya başlamıştı. Saçını tarayarak aşağı geldiğinde "bu akşam gerçekten sana bir kaç eşyamı alıp gelesim var Kai." diye söyleniyordu. Ben de hiç bozuntuya vermeden "dolabın çoğu yeri boş zaten sanki sana ayrılmış gibi, getir eşyalarını orada dursun bari." dediğimde çok mutlu olup peki demişti. Ben de hazırlandıktan sonra beraber arabaya atlayıp merkeze doğru yol almıştık. Bugün hedefte Akhiabara'dan alışveriş etmek vardı ve bunu yaparak "torbalar dolusu şeyler alabiliriz" dediğinde Minako bir an dehşete kapılsam da, bozuntuya vermemiştim çünkü bu benim için bir zevkti ve onunla geçirdiğim her saniye beni daha da mutlu ediyordu. Beraber gezinirken mağazalar arasında mekik dokuyorduk adeta, oradan oraya giriyorduk ve ikimiz de yorulmak bilmiyorduk. Minako'nun yaptığı bir şey dikkatimi çekmişti. Benim bildiğim dünyadaki kadınlar konu alışveriş olduğunda hep kendilerine bir şeyler bakar, ama burada durum farklıydı. Girdiğimiz çoğu yerde Minako kendine bir tane şey bakarken benim için iki üç şey bakıyordu. Yani kendinden çok sevdiğini düşünen bir karakteri vardı, bu benim çok hoşuma gitmişti. O oradan oraya gezerken gözüme bir mücevher mağazası takılmıştı. Vitrine bakarken güneşte uğraştığım takı işleri aklıma gelmişti. En önemlisi de Hikari'nin akademideki ilk günü için ona yaptığım zümrüdü anka kuşu broşu takılmıştı aklıma birden ve duygulanmıştım. Minako bana yakın bir ayakkabı mağazasına bakarken ben de mücevher dükkanına girmiştim. Bir şeyler bakıyordum ve gözlerim bir çift yüzüğe takılmıştı. Kadın için olanı iki ince şerit gibi biri beyaz biri sarı altından olmak üzere yüzüklerdi ve üzerlerinde minik damlalar şeklinde bir safir, yakut ve zümrüt vardı. Erkek için olanı ise biraz daha kalın ama yine aynı şekilde idi. Bende kendim mücevherat ustası olduğum için Minako'nun elini ilk tuttuğum andan itibaren yüzük parmağının hangi ölçüde olduğunu anlamıştım ve yüzükleri almak istediğimi söylediğimde ölçü tam olarak ikimiz içindi. Sanki bize özel yapılmışlardı ve direk aldığımda Minako'nun da ayakkabı mağazasından çıkmak üzere olduğunu görmüştüm. Göz göze geldiğimizde "seni arandım durdum ama göremedim nerelerdeydin Suzuke?" diye sorduğunda "biraz yoruldum ve şuradaki bankta oturdum." diye cevap vermiştim. O da düşünceli bir şekilde "sanki çok hızlı bir tempodayız değil mi? Öyleyse birer tatlı yiyelim ve daha sonra da dönelim olur mu?" demişti. Ben ise bana öyle güzel bakan gözlere hayır diyebilir miydim? Tabi ki de hayır, bu yüzden teklifini kabul edip yola çıkmıştık. Caddenin aşağısında tatlıları ile meşhur bir pastahane vardı. Adı Sanchenta olan bu mekana oturup iki tane karamelli parfe söylemiştik. Tatlılarımız geldiğinde Minako burası ile ilgili anılarını ve tatlılarının ne kadar güzel olduğunu konuşurken lafa girerek ona bir hediye aldığımı söylemiş ve elimi cebime atıp yüzüklerin olduğu kutuyu çıkardığımda Minako'nun gözleri dolmuş "bana bunu yaptığını söyleme sakın Suzuke." demesiyle kutuyu açmam bir olmuş ve yüzükleri gören Minako ağlamaya başlamıştı. Yüzüğünü parmağına taktığımda tahmin ettiğim gibi tam gelmişti ve Minako, ağlak suratı ile yüzüğüne bakarak teşekkür etmiş ve bana sarılmıştı. O da benim yüzüğümü bana takarak beni sevindirmişti. Yüzüklerin olduğu ellerimizi tutarak "sonsuza kadar beraber." sözü vermiştik. Daha sonra mekandan ayrılıp Minako'yu eşyalarını alması için evine götürmüştüm. Sonrasında ise sevgilim yeniden yanımda kalacaktı...


DEVAM EDECEK...

Legend Of KaiMinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin