Kai & Minako Suzuke ❤

55 9 7
                                    

Barka'nın işini bitiren Kai, şimdilik dünyaya huzuru getirmiş, sevgilisi Minako ile harika günler geçirmeye devam etmişti. Yaptığı evlilik teklifine "evet" cevabını aldıktan sonra hazırlıklara tam gaz başlamıştı. Güzel bir şey olmasını istiyordu ve bunun için her detayı ince eleyip sık dokuyordu. Endişelenmediği tek konu gelinlik konusuydu çünkü Minako'nun giyeceği gelinlik Güneş'te Kai'nin annesi Mamori tarafından dikilip hazırlanmıştı bile, sadece Minako'ya Kai'nin bu durumu anlatması gerekiyordu hepsi bu. Hazırlıkların kızlar cephesinde ise Minako'nun heyecanı görülmeye değerdi. Hayatının bir anda bu şekilde ivme alması ve bu sürecin beklenenden hızlı olması belki normal değildi ama iyi olanın bu olduğunu düşünüyordu o ve kızlar. En yakın arkadaşı Rei her anında yanındaydı Minako'nun ve o da en az Kai gibi her detayı göz önünde bulunduruyordu. Dahası arada bir Kai'yi arayıp durum raporu da veriyordu Minako'dan gizli bir şekilde. Kai tüm işlerini sıraya koyup yaparken Minako'ya gelinlik işini anlatmak için onu aradı, Juuban parkında buluştular ve güzel güzel konuşurken Kai birden konuya girivermişti.

- Mina, seninle konuşmam gereken önemli bir konu var.

- Nedir Kai?

- Evlilik töreninde giyeceğin gelinlik hakkında.

Heyecanlanan Minako birden Kai'nin ellerini tutar ve:

- Nasıl yani anlat hadi merak ettim.

- Senin giyeceğin gelinliği Güneş'te annem ve kraliyet terzileri bizzat hazırladılar. Bu konu hakkında fikrini almadım çok üzgünüm ama annem işte. İlk defa evlenen oğlunun alacağı eş için böyle bir şey yapmayı uygun görmüş. Ne diyorsun?

Soruyu sormayı bitiremeden daha Minako'nun gözleri dolmuş ağlamamak için zor tutuyordu kendini ve o an Kai'ye sımsıkı sarılarak "sorun değil onur duyarım Kai" diyerek ağlamaya başlamıştı. Daha sonra Minako'yu evine bırakan Kai, kendi evine doğru yola çıkmıştı. Evine geldikten sonra dönüşüm broşu ile kuzeni Hikari'ye ulaşan Kai, Minako için hazırlanan paket hazırsa göndermelerini istemişti. Daha sonra mutfağa geçerek kendine çay hazırlayan Kai'nin aklında tek bir soru vardı. Planladığı her şey yolunda gidecek miydi yoksa bir pürüz çıkacak ve her şeyi berbat mı edecekti. Terasta oturup çayını içerken bu soruların cevabını arıyordu ki telefonu çalmıştı. Arayan Minako'ydu. Uyuyamadığını söylemişti heyecandan çünkü nikaha iki gün kalmıştı ve heyecan dorukta idi. Kai ise heyecanını dizginlemeye çalışsa da bunda çoğu zaman başarılı olamıyordu. Telefonda bir saat kadar konuşan çiftimiz telefonu kapattıktan sonra huzurlu bir uyku için yataklarına yatmışlardı. Ertesi gün Kai erkenden kalkıp kalan işleri halletmek için yola koyulmuştu. İlk öncelik Minako'nun gelinliği idi ve onun için kuzeni Hikari ile iletişime geçip gelinliği teslim almıştı. Kai gelinliğe şöyle bir baktı ve kendini güzelliğinden alamadı. Bir an önce Minako'ya vermek için sabırsızlanıyordu. Rei'yi arayan Kai gelinliğin geldiğini gün içinde tapınağa bırakacağını ve ivedi bir şekilde Minako'nun bunu denemesini istemişti. Rei den olumlu yanıt alan Kai arabasına atladığı gibi şehirde kalan tüm işlerini halletmiş, gelinliği de geçerken tapınağa bırakmıştı. Aradan bir saat kadar geçmişti ki Minako Kai'yi aramıştı ve sesi inanılmaz heyecanlı geliyordu ki dahası ağlıyordu da. Kai ile konuştuktan sonra tüm kızlarla toplaşıp Sanchenta'ya giden Minako'nun aklında tek bir soru işareti dahi kalmamıştı artık her şeyden emindi. Kai ise evinde oturmuş Güneş'teki ailesinden buraya gelecekleri ayarlamaya çalışıyordu. Öncelikli olarak annesi Mamori ve kardeşi Helena'nın yanı sıra kuzenleri ve amcası da gelecekler arasındaydı. Kai'nin babasından yana buruk olması bu işin üzücü yanı olsa da onun intikamını almış ve şimdilik evreni huzura kavuşturmayı başarmıştı. Nikah günü gelip çattığında herkes tapınaktaki yerini almıştı. Güneş kraliyet ailesi de gelmiş herkesi şaşkına çevirmişti. En son olarak merdivenden Minako ve Kai çıkmışlardı. Bir anda alanda alkış tufanı kopmuş susmak bilmiyorlardı. Son hazırlıkların ardından evlilik yeminlerini eden Kai ve Minako için o soru gelmişti..

- Sen Kai Suzuke, hiç bir baskı altında kalmadan, hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana dek Minako Aino'yu eş olarak kabul ediyor musun?

Kai şöyle bir etrafına bakındı, sonra da Minako'nun güzelliği ile göz göze geldi ve ufak bir gülümseme atarak "SONSUZA KADAR EVET..!" diye haykırdı. Bu kez aynı soru Minako'ya soruldu ve Minako o an gözyaşlarını tutamadı. İşi şakasına vurup "göz makyajım akacak o kadar da güzel yapmıştım" diyerek etrafı bir an gülme krizine soksa da "bu arada az önceki soruya cevap olarak BENDE SONSUZA KADAR EVET DİYORUM" dediğinde çığlıklar eşliğinde alkış tufanı bir kez daha kopmuş nikah memurunun Kai ve Minako'yu eş ilan etmesinden sonra Kai Minako'yu eși olarak ilk defa öpmüş ve ardından eğlence başlamıştı. Herkes çok mutluydu, özellikle Minako ve Kai. Onlar artık Suzuke ailesinin yeni bir kolunu oluşturacaklardı ve bu durum annesinin çok hoşuna gitmişti. Eğlencenin bir yerinde kuzen Hikari çiftçimizin yanına gelerek "kaç yıl boyunca bu günün gelmesini bekledin kim bilir Kai" diyerek Kai'nin gururunu okșamıștı. Kai ise "o günlerimi en çok ve en iyi sen bilirsin kuzen, her şey için teşekkürler" diyerek ona sarılmıştı. Minako ise yüzünde gülücükler açmış bir şekilde mutluluk sarhoşu olmuştu. Tüm akşam oradan oraya giden çiftimiz eğlence bitiminde evlerine gitmişlerdi. Üzerlerini değiştirdikten sonra Kai aşağıda mutfağa giderek çay demlemeye başlamıştı. Minako ise aşağı inip arkasından Kai'yi yukarıdan aşağıya doğru bir süzdü, daha sonra "bu adam şimdi benim kocam mı?" diyerek boynuna atladı ve onu öptü, bir dakika kadar göz göze bakıştılar ve Kai Minako'ya "evrenin en güçlü kişisinin eşi olmak nasıl bir duygu bayan Suzuke?" dediğinde Minako önce utandı daha sonra "dünyadaki en müthiş şey olabilir" diyerek bir kez daha Kai'yi öptü ve terasa çıktı. Kai 5 dakika sonra çayları alıp dışarı çıktı. Serin bir hava vardı ama manzara mükemmeldi. O gece eş olarak ilk kez uyuyan çiftimiz tarihe geçecek ilk adımlarını atmışlardı. Bundan sonraki aşama ise çok geniş kapsamlı bir savaşı hedef alıyordu. Amadeus tüm evrendeki kaotik oluşumları safına çekerek hayat barındıran tüm gezegenleri himayesi altına almayı istiyordu, özellikle de Güneş krallığını. Ama bunu yapması çok ama çok zordu çünkü evreni koruyan savaşçılar vardı ve Kai Suzuke hepsinden güçlüydü...

Legend Of KaiMinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin