GÖRÜŞME & SONRASI

39 8 2
                                    

Kai her şeyin farkında olsa da, kızlara hiç bir şeyi belli etmemek zorundaydı. Aslında kafasında olan biten şey de kızları bu işe bulaştırmadan kendi meselesini yakın dostu Akhira ile çözmekti. Bunu nasıl yapabilir diye düşünüp duruyordu fakat hep bir çıkmaz ona engel oluyordu. Bunu çözecek en iyi yol Akhira ile yapılacak görüşmeden geçiyordu.

İki gün sonra Hikari, Kai'ye bir mesaj göndermişti. Mesajda Akhira'nın Kai ile görüşmeyi büyük bir sevinçle kabul ettiğini ve en kısa zamanda dünyaya gelip bu meseleyi daha fazla büyümeden çözüme kavuşturmak için onunla görüşeceğini söylemişti. Kai bu mesaja çok sevinmiş ve boş günden istifade ederek Minako ile alışveriş etmek için Shibuya, Shinjuku ve Akhiabara bölgesine akın etmişlerdi. Her mağazaya girip çıkıyorlardı ama Kai'nin spor kıyafetlere olan ilgisi çok büyük nitelikteydi. Ünlü bir spor markasının mağazasına giren Kai etrafı iyice inceledikten sonra futbol kısmına geldiğinde adeta dona kalmıştı. Dünyaya ilk geldiğinde futbol sporu hakkında çok bilgi edinmiş içinden "keşke bende bu sporu yapabilseydim" diyip duruyordu. Futbol kısmını gezerken gözü bir anda Japon futbol milli takım formalarına gitti. Bir kaç dakika baktıktan sonra kendi bedenine uygun olanını alarak "bunun arkasına adımı yazdırmak istiyorum mümkün mü?" diye mağaza görevlisine sorduktan sonra olumlu cevap almasıyla sevinci bir olmuştu. Daha sonra formasını aldıktan sonra Minako'nun yanına giden Kai aldıkları ile birlikte eve dönmüştü. Eve gelip her şeyi yerine bırakmışlardı ki Kai'nin telefonu çalmıştı. Arayan ilginç bir şekilde  Rei'ydi. Telefonu açtığında ise Rei'nin sesi yerine yakın dostu Akhira'nın sesini duyduğunda ilk başta afallasa da Minako'ya belli etmeden konuşmasını tamamlayıp apar topar hazırlanıp dışarı çıkıyordu. Minako "nereye böyle Suzuke?" dediğinde "Rei'nin tapınağına gidiyorum hemen geleceğim" dediğinde o da gelmek istedi fakat Kai bunu reddedince biraz şüphelenmişti. Kai arabasına atladığı gibi kulenin yolunu tutmuştu ve arabasından inip kuleye doğru yaklaştığında bir parmak şıklatma sesi ardından zaman durmuştu. Akhira, kulenin önünde üzerinde cüppe ve elinde kaos kılıcı ile Kai'yi bekliyordu. Cüppesinin başlığını açtığında ateş gibi saçları ve menekşe rengi gözleri ile yine göz alıcı idi. Kai onu gördüğü zaman " sanırım bundan sonraki karşılaşmamız yaşlılık dönemimize denk gelecek sevgili dostum ne dersin?" diyerek gülmeye başladığında Akhira'da gülerek "aa abartma ama Kai alt tarafı akademiden bu yana görüşmedik" demişti. Birbirine sarıldıktan sonra oradaki banka oturan ikili galaktik meseleyi konuşmaya başlamışlardı...

Akhira: Çok büyük bir savaş kapıda Kai.

Kai: Bunların çoğu benim yüzümden..

Akhira: Öyle deme.. Sırf senin ülkende olan bir kaos etkisi yüzünden kendini suçlayamazsın Kai.

Kai: Peki neden?

Akhira: Çünkü kaotik enerji binlerce yıldır güneşin enerjisini kendi safına çekme çabası içinde ve deden Inazuma bunun üstesinden gelebilmek için çok uğraştı. Şimdi koruma sırası sende.. Güneşi ve tüm evreni.

Kai: Peki kızları karıştırmadan bu işi halledemez miyiz? Galaktik bir ordu veya başka birileri ile?

Akhira: Seni çok iyi anlıyorum lakin onlar bu savaş için seçildiler, önünde sonunda zaten bulaşacaklar.. Ruhlarında var.. Sen var gücünle herkesi korumayı başarırsan korkuların yersiz kalacaktır.

Kai: Haklısın dostum. Senin yanımızda olmanı bilmek güzel.

Akhira: Sen benim çok eski bir dostumsun, seni böyle bir durumda asla yüz üstü bırakamam.

Kai: Teşekkür ederim Akhira.

Akhira: Rica ederim Kai. Şimdi gitmeliyim. En kısa zamanda yeniden görüşeceğiz. O zaman geldiğinde iki efsanevi silah yanyana evreni koruyor olacak.

Kai: Bekliyor olacağım..


Der ve sarılırlar. Zaman normal akışına döner, Kai'de geldiği gibi evine döner. Eve geldiğinde Minako onu mutfakta bekliyordu ve biraz sinirli gibiydi. Kai, Minako'nun orada olduğunu fark ettiğinde çok geçti çünkü Minako bir hışımla Kai'ye güçlü bir tokat atmıştı ve "beni aldatmak için biraz daha geçmesini bekleseydin keşke KAİ!" dedikten sonra dizlerinin üzerine çökerek ağlamaya başlamıştı. Kai şokun etkisinden çıktıktan sonra Minako'yu omuzlarından tutarak "saçmalama Mina bunu neden yapayım sana?" dediğinde Minako ağlamaklı bir ifade ile "bana neden yalan söyledin o zaman? Rei'nin tapınağına gitmemişsin!" diyerek Kai'yi bir kez daha tokatlamıştı. Kai omuzlarını silkerek "peki öyleyse sana anlatmam gereken bir şey var" dediğinde Minako, Kai'nin onu aldattığını itiraf edeceğini düşünerek hıçkırıklara boğulmuştu ama koltuğa oturup her şeyi konuştuklarında Minako'nun üzerinde bir soğuk duş etkisi oluşmuştu. Kai'nin onu aldatmadığını öğrendiğine mi sevinseydi, dünyayı bekleyen büyük savaşa mı üzülseydi, yoksa Kai'nin o ve kızları korumak için çare düşünmesine mi duygulansaydı bilememişti. Bunları düşünmek yerine Kai'yi dudaklarından öpen Minako ondan özür dilemişti. Ertesi gün tüm kızları tapınakta toplamak için Minako, Rei başta olmak üzere herkesi aramıştı..

Savaş çok yakında idi ve nasıl geleceği hakkında kimsenin bir bildiği yoktu. Kai ise bu konuda çok düşünceliydi ve kızları en az şekilde bulaştırmak için bu işe çok güçlü olması gerektiğinin farkındaydı. Ya tamam ya devam edeceklerdi, babasının intikamını bu şekilde alabilirdi...

DEVAM EDECEK...

Legend Of KaiMinaDove le storie prendono vita. Scoprilo ora