15.bölüm

4K 196 8
                                    

Ortamda ki tek ses pencereye vuran yağmur taneleriydi.
Genç adam aceleyle hazırlanıp babasını görmek için yola çıkmıştı. Babasını iyi tanıyordu bir şeyden şüphelendimi asla peşini bırakmazdı. Onunla konuşursa planına karışmasını önleyip Aref 'i de bir daha kapısında görmezdi . Son bir haftadır içinde Aref 'e olan siniri daha da artmışdı. Onu parçalamamak için kendisini zor tutuyordu.
Düşüncelerinden ayrılıp bakışlarını üstünde yoğun hissettiği gözlere, babasına çevirdi.

Kral:" Buraya beni özlediğin için gelmedin sanırım oğlum." Dedi her zamanki alaycı ve bir o kadar ürpertici ses tonuyla.

Ateş:"Neden geldiğimi sende çok iyi biliyorsun baba."

Kral:"Şu mesele... (sırıtarak oğluna baktı)Sadece kontrol etmek istedim.

Ateş sinirle gülümseyerek

Ateş:"Her şey planlandığı gibi... Bunu kontrol etmek içinmi o herifi kapıma gönderdin."

Kral:" Sadece öfkenden uzaklaşmıştın bende sana öfkeyi böyle hatırlatmak istedim ."

Ateş :"Bu da ne demek?"

Kral:"Merhametin sevgili oğlum öfkeni unutturdu. O kıza fazla merhametlisin. Oysa ki sen ölümlülerin korkulu rüyası, tüm canavarların efendisi olan acımasız bir adamsın."

Ateş gülümseyerek önündeki kırmızı sıvıdan bir yudum aldı.

Ateş:" Merhamet mi? (sırıtarak) o duyguyu hiç tatmadım sevgili babacığım. Ben kimseye acımam. O kıza öyle davranmamın sebebi merhamet değil. Benim emrim altına girmesini sağlamak sonunda da onun gücünü kendi amaçlarımız için kullanmak."

Kral :"İşte benim oğlum. Demek daha kendinin farkında değil? "

Ateş:" Henüz değil fakat farkına varacak ve bizi ona götürecek. "

Kral:" Ama acele etmelisin oğlum. Kehanet yaklaşıyor. "

Ateş :" Merak etme her şey plana göre işliyor. Ama o herifi bir daha kapımda görmek istemiyorum. Şimdi izninle baba. "

Ateş masadan kalkıp kapıya doğru yöneldi. Çıkacağı sırada babası

Kral:" Nasıl istersen ama unutma Ateş sen kötülüğün ta kendisisin. "

Ateş babasına bakıp sırıtarak oradan ayrıldı.

Rüya sabaha kadar düzgün uyuyamamışdı. Her uyuduğu anda sesler, o koridorun görüntüleri onu rahatsız ediyordu. En sonunda pes ederek yatakta oturma pozisyonunda durdu. Rüyalarında duyduğu kelimeler ve ilk defa gördüğü o görüntü aklından çıkmıyordu.

Rüyasında karanlık bir yerde buldu kendini. Ardından bir meşale belirdi. Etraf çok karanlık olduğu için önünü göremiyordu. Meşaleye yaklaşıp tutup çektiğinde önünde bir kapı açılmıştı. Ondan sonrası yoktu.

Gözlerini kapattı. Dizlerini kendine çekerek kollarıyla sarıp kafasını kollarının üstüne koydu. O kadar çok yorulmuştu ki. Adını duymasıyla düşüncelerini susturdu.

"Rüya"

"Kehanet yaklaşıyor."

Duyduğu sesle kıpırdayamadı.

"Rüya"

"Rüya aradığın cevaplar burda"

Rüya:"Cevaplar mı?" aniden kafasını kaldırıp sese daha da odaklandı.

"Bul... Onu bul..."

Rüya :"Neyi?"

Cevap alamadı. Biraz daha bekledi ama ses yok olmuştu. Rüya yataktan cıkıp pencereye yöneldi. Perdeyi kaldırıp yağmurun cama bıraktığı yağmur tanelerine baktı. Bu hayatta ona en çok huzur veren şey yağmur olmuştu. Güneşli bir ülkede yaşayıp böyle bir şeyden nasıl mahrum kaldığını düşündü. Aniden üstünde hissettiği gözlere çevirdi bakışlarını. Ormanda bir şey vardı. Sanki biri onu izliyormuş gibi hissediyordu. Perdeyi tekrar kapatıp önüne döndü.

Karanlığın EsiriWhere stories live. Discover now