Keskin bir ağrıyla kıpırdadı genç kız. Sanki yıllardır uyuyormuş gibi vücudu uyuşmuştu. Gözlerini aralayıp bir iki saniyeliğine tavana baktı. Zar zor hareket eden vücuduna hükmederek derin bir nefes alıp yavaşca kafasını yastıktan kaldırdı. Gözleri etrafı tararken elini istemsizce boynuna götürdü. Parmakları boynundaki kolyeye değdiği anda hissettiği sıcaklıkla yutkundu. Ateş gelmişti aklına farkında olmadan kıvrılan dudaklarını görmemezlikten gelmeyi tercih etti. Ayağı kalkıp hazırlanan genç kız, aynanın karşısında son kez kendine bakıp odasından çıktı. Gözleri büyük koridorda gezinirken bakışları Ateş'in odasında takılı kaldı . Kalbi delicesine atmaya başlarken yanakları çoktan kırmızının en koyu haline bürünmüştü .
Rüya :" Tamam kendine gel Rüya"
Kafasını sağa sola sallayarak Ateş'in odasının önünden koşarak geçip aşağıya inen merdivenlere yöneldi . Basamakları yavaş yavaş inerken vücudunun halen yorgun olduğunu fark etti. Her şey ona fazla geliyordu özelliklede duyguları.
Son basamağı indikten sonra durup odayı inceledi. Yemekler hazırlanmış masaya özenle dizilmişti her zamanki gibi. Yavaşca sandalyesine geçerken şöminedeki yanan odun sesi genç kıza eşlik ediyordu. Sandalyesine oturduğu anda karşısındaki kırmızı gözlü adamı daha yeni fark etti.
Siyah saçları kırmızı gözlere serpilmiş, kolu sandalyeden destek alırken parmakları dudaklarında geziniyordu. Bir şeyi çözmeye çalışır gibi bakan kırmızı gözlere, ukalaca sırıtan dudakları eşlik etti.Rüya ise bu manzara karşısında yutkunmasına engel olamadı. Fakat genç adamın bakışları her zamankinden farklıydı . Kırmızı gözleri en koyu halindeydi. Rüya daha fazla dayanamayıp gözlerini kaçırdı.
En iyisinin bir an önce bir şeyler yiyip masadan kalkmak olduğuna karar verip önündekilere baktı. Ama önünde servis yoktu. Kafasını kaldırdığı anda bir tek Ateş'in yanında servis olduğunu gördü. Ardından kırmızı gözlere baktı.Ateş :"Daha ne kadar bekliceksin orda çorban soğuyacak."
Rüya ayağı kalkıp genç adamın yanındaki sandalyeye geçti.
Rüya : " Belkide ben soğuk seviyorumdur çorbayı." dedi genç kız ukalaca.
Ateş bakışlarını genç kıza çevirip başdan aşağıya süzdükden sonra dudaklarında durdu.
Rüya, onun hareketlerine anlam veremezken daha fazla uğraşmak istemediği için önüne döndü. Bir kaşık çorbasından alıp ağzına koyduğu andaAteş : " Öylemi (sırıtarak) oysaki o sıcak dudakların yüzünden çorbanında öyle olmadını istersin diye düşünmüştüm."
Ağzındaki çorbayı zar zor yutarak öksürmeye başladı. Önündeki suyu alıp bir yudum aldıktan sonra Ateş'e döndü.
Genç adam ise önündeki kırmızı sıvıyı içmekle meşguldü. Derin bir nefes alıp önüne dönen genç kız, adamın sırf kendisini sinir etmek için yaptığını biliyordu. Bu yüzden cevap vermemeyi tercih etti. Sandalyesini ondan uzaklaştırıp önüne dönmüştü ki Ateş'in saldalyesini yanına çekmesi bir oldu.Rüya:" Napıyorsun?"
Ateş :"Asıl sen napıyorsun?"
Rüya:"Gördüğüm gibi senden uzaklaşmaya çalışıyorum."
Ateş :"Benden uzaklaşmak mı? ( Gülerek genç kızı belinden tutup kendine çekti.) Sencede bunu çok geç fark etmedin mi küçük kız?"
Rüya :" O ne demek?"
Ateş, Rüya'nın ilaç yüzünden dün geceyi hatırlamadığını biliyordu ama onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.
Ateş'in cevap vermeyip onun yerine ayağı kalkıp gitmesi genç kızı o kadar sinir etmişti ki dayanamayıp peşinden gitti.
YOU ARE READING
Karanlığın Esiri
VampireRüya bal rengi gözleri ve uzun kumral saçlarıyla su gibi bir kızdı. Bir kere gördünüz mü bir daha bakmak isticeğiniz etkileyici bir aurası vardı. İçindeki güçten ve kaderinden habersiz masum bir kız. Karanlıkların efendisi aynı zamanda kötülüğün...