16.bölüm

3.6K 188 7
                                    

Genç kız ani bir gürültüyle uykusundan uyandı. Bakışlarını etrafta gezdirip etrafı inceledi. Uyuya kalmıştı. Sahi o kadar yorulmuş muydu. Ne ara yatağa uzanıp gözlerini kapattığını hatırlayamicak kadar.

Yavaşca ayağı kalkıp penceresine yaklaştı. Dışarda şiddetli bir yağmur vardı. Yağmur damlaları ardı ardına pencereye vuruyor. Dışarısını göstermiyordu. Perdeyi çekip odasına göz gezdirmeye başladı. Yatağının altından bir kısmı gözüken kitapda durdu bakışları.

Rüya :"Doğru ya kitap"

Hızla yaklaşıp kitabı yatağın altından alıp vakit kaybetmeden incelemeye başladı. Kitapın ilk sayfasını açtığı an bembeyaz bir sayfa karşıladı onu ardından bir ürperti hissetti. Peş peşe dışarıdan kükremeler ve uluma seslerini duydu. Bomboş olan sayfada ise şu sözler belirdi.

"Bu kitap son derece tehlikeli. İçindeki bilgilerle her şey senin ellerinde. Aldanma sakın işin sırrı bu bilgilerin anlamlarını çözebilmek de. Dikkatli ol, doğru çözüm özgürlüğü , yanlış çözüm esareti getirir."

Yazılanları okuduğu korkuyla kitabı kapatıp yatağın altına fırlattı. Yaşadıkları ona çok fazla geliyordu, nefes alamadığını hissediyordu adeta. Yavaş yavaş gözleri dolmaya başlamıştı.

" Neden ben"

Diye düşünmeden duramıyordu. Düşünceleriyle boğuşurken ani bir sesle kendine geldi. Sesin nerden geldiğini anlamaya çalıştı. Daha çok pencereden geliyordu. Biri sanki açmaya çalışıyormuş gibi zorluyordu. Bakışlarını pencereye sabitlediğinde şimşeğin ışıkları odayı aydınlatırken pencerede ki gölgeyi gördü. Korkuyla ayağı kalkıp pencerenin karşısına geçti ve ses aniden kesildi. Şimşek odayı aydınlatırken gölgenin hala sabit bir şekilde durduğunu gördü. Pencereye bir adım yaklaştı. Sessizliği bozan pencerenin bir öncekine göre daha güçlü zorlanmasıydı. Rüya daha fazla dayanamayıp odasından çıkıp kapıyı kapattı.

Dolu olan gözleriyle ne yapıcağını düşünürken Ateş'in odasına gitti gözleri. Onun şuan uyku saatiydi ve uyurken rahatsız edilmeyi sevmediğini söylemişlerdi. Hem zaten uyanık olsa çoktan yanıma gelirdi. Kendi kendine
"Ne yapıcam şimdi ben."

Belki de o gölge gitmiştir diye düşündü birden ama odasından gelen sesler tam aksine hala cabaladığını gösteriyordu. Rüya düşünmeyi bir kenara bırakıp Ateş'in odasının önünde durdu. Kapıyı çalmadan içeri girip kapıyı kapattı.

Simsiyah odada yanan şömine odayı aydınlatıyordu. Bakışları yatakta uyuyan adama kaydı.  Simsiyah saçlarının neredeyse değdiği o kırmızı gözler şuan kapalıydı  . Bir an ne yapıcağına bilemedi. Kapının arkasından sesler gelince kapıya dönüp geriye doğru bir adım attı. Cadı aniden  odaya girip

Cadı "Efendimiz uyurken rahatsız edilmekten hoşlanmaz." dedi.

Rüya cadıyı dinlerken belinde hissettiği ellerle kafasını  çevirdi. Kıpkırmızı gözlerle ona bakıyordu.

Cadı:" Efendim ben özür dilerim"

Ateş :"Sorun yok sen dışarda bekle " dedi.

Cadı efendisini dinleyerek odayı terk etti. Rüya, adamın sinirli olucağını tahmin etmişti. Onun yüzünden uykusundan kalkmıştı.

Ateş, kızı kendisine çevirdiği zaman Rüya ona sarıldı.

Rüya:"Ben özür dilerim ( kafasını kaldırıp ağlayarak) ama çok korktum ne yapıcağımı bilemedim. "

Adamın ona sarılmayışı onu üzmüştü.

Ateş :" Şşt burda kal gidip bakıcam."

Rüya gitmesini istemiyordu fakat kal da diyemedi. Kafasını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Ateş odadan çıkınca koltuğa oturdu.

Ateş olanları hissedip uyanmıştı. Kapıdan çıkar çıkmaz beklemesini söylediği cadıya döndü.

Ateş :"Ne yapıcağını biliyorsun. "

Cadı :" Peki efendim."

Cadı koridorda kaybolurken Ateş derin bir nefes alıp odasına geri döndü.

Genç kızın biraz önce yaşadığı korkudan dolayı vücudu yorgun düşmüştü. Yavaşca koltuğa  uzandı. Olanları unutmaya çalışıyordu . O kadar dalgındı ki odaya geri gelen Ateş'i fark etmedi. Beline dolanan kollara düşüncelerinden ayrıldı.

Genç adam kızın yanına uzanarak onu kollarının arasına almışdı. Rüya şaşkınlıkla ne tepki vereceğini bilemedi. Adamın kafasını boynunda hissedince nefesini tuttu.

Ateş burnunu yavaşca genç kızın boynuna sürtüp derin bir nefes çekti içine.

Ateş :" Uyu hadi."

Ona bu kadar yakın olmak kalbinin deli gibi çarpmasına neden oluyordu.

İç ses ( Derin bir nefes al. Kalp atışın dışarıdan bile duyuluyor.)

Rüya ( Yapamıyorum sanırım nasıl nefes alıcağımı unuttum şuan.)

İç ses ( Onu fark ettim canım. Bence o da fark etti.)

Rüya ( Fark ediceği bir şey yok.)

İç ses  (Sen kendini kandır bir kere. Onu sevdiğin bu kalp atışıyla  yüz kilometre öteden bile anlaşılır.)

Rüya ( Hayır sevmiyorum korkudan bir kere evet korkudan)

İç ses ( Korktuğun için koşup ona geldin ve şimdi onun kollarındasın, bende yedim.)

Rüya ( İstediğine inan umrumda değil. Şimdi uyumak istiyorum. )

Rüya bir cevap beklemeksizin gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Zaten Ateş'e ne diceğinide bilmiyordu. Yan yana uyumalarına bile itiraz etmemiş, susmuştu. Aslında kendine bile itiraf edememişti. Onun kollarında olmak ona güven vermişti. Kesin onla dalga geçicekti. O yüzden uyumanın en iyisi olduğuna karar verip kendini uykunun ve Ateş'in kollarına bıraktı .

Genç kızın uyuduğunu anlayınca koltuktan yavaşca alıp yatağa koydu. Üstünü örtükten sonra arkasına dönüp kapıyı açtı. Çıkacağı sırada son bir kez yatağında uyuyan masum kıza baktı. İstemsizce dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı.

Ateş :" Korkma, sana benden başka kimse zarar veremez. Buna izin vermem küçük kız."

Dedikten sonra hızla Rüya'nın odasına girdi. Diğer cadılar her tarafı kontrol ediyorlardı. Hizmetkar cadı kadehle efendisinin arkasından geldi.
Ateş odayı incelerken cadının uzattığı kadehi alıp tek dikişte kırmızı sıvıyı bitirdi.

Cadı :" O efendim " dedi.

Ateş dudaklarını kadehden çekerken dudakları tehlikeli bir şekilde kıvrıldı. Kimin olduğunu en başdan biliyordu sadece emin olmak istedi. Gerçekten ölmek istemişmiydi efendisine karşı gelecek kadar. Gözlerinin rengi kırmızıdan mora çalarken

Ateş :" Demek yürek yemiş. Devleri ve askerleri her bir noktaya yerleştir. O köpeği istiyorum."

Cadı :" Hemen efendim."




Karanlığın EsiriWhere stories live. Discover now