Ses : " Rüya"
Uykusunun en derinliklerinde olan genç kız bilinçsizce sayıkladı.
Rüya : " Hım"
Ses : " (sessizce gülerek) Rüya"
Adının ikinci kez söylenmesiyle bilinci yerine gelmeye başlayan Rüya, aslında ona seslenen bu sesi bir yerden tanıyordu.
Hafifçe bulunduğu yerden kıpırdadı. Gözlerini yavaşça açıp uyanmaya çalıştı. Derin bir nefes alarak bakışlarını etrafda gezdirdi. Yerleri bir okyanus edasıyla kaplayan sise ardından açık mavi tonunda olan gökyüzünü aydınlatmaya çalışan güneşe baktı. Bilinci yerine gelmeye başlayan genç kız bir anda ayağa kalktı.Rüya : "Güneş mi?" dudaklarında oluşan tebessümle içini heyecan kapladı.
Ne kadar hasret kalmıştı oysa o parlaklığı, bir gün ondan mahrum yaşayacağını hiç düşünmemişti. Ama şuan tam gökyüzünde ışınlarını uzun, büyük ağaçlardan geçirerek etrafı aydınlatıyordu. Bulunduğu yerde dönerek gülümsüyor ve güneşin tadını çıkarıyordu.
Rüya :" Sonunda... Buradasın." (dedi güneşe bakarak ve sözlerine devam etti.) senden hep şikayet ederdim bir gün seni özleyeceğimi hiç düşünmemiştim biliyor musun? Aslında sana hasret kalınca varlığının kıymetini anladım. "
Ateş :" Bunu duyduğuma sevindim leydim. "
Rüya duyduğu sesle irkildi. Bu ses; her defasında kalbinin ritmini bozan, kendi iç sesiyle çatışma yaşamasına sebep veren ürkütücü sesin sahibine çevirdi bakışlarını . Genç adamın üzerine giydiği siyah ve uyumlu takımlarla her zamanki gibi etkileyici göründüğü fark etti ve yutkunmasına engel olamadı. Bunu fark eden Ateş sırıtmaya başlamıştı bile.
Rüya :" Sen... Senin burda ne işin var? "
Ateş küçük adımlarla gözlerini kırpmadan avına odaklanmış avcı edasıyla genç kıza doğru hareket etti. Aralarındaki mesafeyi kapatıp sağ eliyle genç kızın yüzüne dokunmak istedi. Lakin hiç beklemediği bir anda Rüya'nın ona tokat atacağını tahmin etmemişti. Afallayan genç adam üzerindeki şaşkınlığı atarak genç kızın belini kavrayarak kendine çekti.
Ateş:" Gittikçe daha da vahşileşiyorsunuz leydim"
Rüya :" Sayende"
Ateş :"(Kahkahayla gülerek genç kızın gözlerinin içine baktı.) Sayemde demek bunu sevdim. "
Rüya : "Burda ne işin var? "
Ateş :" Burası bana ait bir ülke ya hani Rüyacım. "
Rüya :"( Bu cevap karşısında gözlerini devirmekle yetindi) Burası sana ait doğru senin gibi karanlık ve acımasız hı bide aldatıcı."
Ateş ise genç kızın belini iki eliyle daha sıkı sararak ona gülümsemeye devam etti. Genç kız bu umursamazlığın karşısında sinirlenip onu itmeye çalıştı.
Ateş :"Sakin olun Leydim "
Rüya :" Bana ne yapıp yapmicağımı söyleme. "
Ateş :" (Genç kızın kulağına yaklaşarak) Söyletme o zaman ." dedi. Gözlerini tekrar genç kızın gözlerine sabitledi.
Genç adamın bakışlarında ki o arayış onu daha da sinirlendirdi. Onu bu bakışlarla kandırmıştı oysa ki. Neydi göz inanmak istediğini görür. Belki de Ateş'in onu sevdiğine kendini inandırmıştı. Rüya düşündükçe sinirleniyor, sinirlendikçe düşünemez hale geliyordu.
Rüya:" Sen bir canavarsın"
Ateş :" Bu neyi değiştirir"
Rüya:" Çok şeyi..."
YOU ARE READING
Karanlığın Esiri
VampireRüya bal rengi gözleri ve uzun kumral saçlarıyla su gibi bir kızdı. Bir kere gördünüz mü bir daha bakmak isticeğiniz etkileyici bir aurası vardı. İçindeki güçten ve kaderinden habersiz masum bir kız. Karanlıkların efendisi aynı zamanda kötülüğün...