7. Bölüm

5.5K 228 10
                                    

İki gündür Ateş ortalıkta yoktu . Selin 'i hiç görmemiştim zaten. Buranın ürkünç sessizligiyle baş başa gibiydim. Kendimi tuhaf hissediyorum. Odamdan çıkıp koridorlarda yürüyorum sıkıldıkca , duvarlardaki tablolarin arasında Ates'in oldugu tabloyu gordum . Resmine bakarken bile ondan ürküyordum. Gözlerine baktığımda bana odaklandigina yemin edebilirdim.

Ateş olmadığı için sanırım yemeğim kapıma geliyordu. Günlerden bi gün yine yemegimi yedikten sonra tepsiyi kapımın önüne koydum . Aniden Ateş ' in odasının kapısıdan sızan ışıgı gördüm . Her ne kadar gitmek istemesem de ayaklarım gitti.  İceri girdim şominedeki ateş odayı sıcacık yapmıştı. Dışardan gelen gök gürültüsüyle irkildim . Pencereye doğru yaklaştım. Perdeyi  çekip yağmura baktım  .  Dısardaki görüntü urktucu olmasina ragmen etkileyici bi yanı vardı . Pencereyi acmak istedim ama bi an nerde oldugumu unutmus olucam ki pencereyi actim. Acmamla iceriye bi karga girdi , kendimi geriye dogru attim. Oldugum yerde ona bakakalmistim bana bakiyordu ve yavas yavas yaklasiyordu . Ardından birden bi insana dönüştü . Simsiyah upuzun pelerini vardı . Ben olduğum yerde donakalmistim , arkasına dönüp baktığında o gözleri gördüm . Gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk . Bana dogru yürüdü , o kadar yakındi ki nefesini yüzümde hissediyodum . Birden bağırmaya basladı .

Kızgın bi yüz ifadesiyle" Sana odandan cıkma demistim "

Ben ürkmüstüm " Sey... ben.... Sen yoktun ve odandan ısık geldigini görünce ben.."

Ateş:" Sen ne küçük kız ? "

Ben gozlerimi baska yere cevirip" ben şey... " dedim

Bana yaklaşarak

Ateş :"Merak mı ettin?  " dedi gayet sakin bi şekilde ukalaca sırıtarak

Benden uzaklasıp pelerinini cıkardı . Şöminenin yanındaki koltuga oturup beni alaycı bi gulumsemeyle yanına cagırdı . Ona dogru yaklaştım ve yanına oturdum. Bi anlık cesaretle

"Nerdeydin " dediğimde bana yaklaştı.

Ateş: "Bu seni neden ilgilendiriyor" dedi.

O an ne diceğimi bilemedim.

"Ecelimsin ya ondan sordum. "

Ateş : "Çok kötü bi yalancısın küçük kız."

"Anlamadım" dedim. Bana yaklaşarak

Ateş :" Ama ecelin olduğum doğru "

Bu konuşma karşısında afallamıştım. Bi şey demeden yanından ayrılıp  odama doğru yürüdüm.

Ne kadar tuhaf ve gıcık bir canavar. O bi katil o odada gördüğüm insanlar ve o kızı öldürmesi...Peki ya ben... Benim için planları neydi.... düşüncelerimle boğuşurken aşağıya çağırılmamla saate döndüm yemek saati gelmişti. O kadar dalmışım ki fark edemedim bile. Onu bekletmemek adına aşağıya indim. Onu sinirlendirmek istemiyorum onu çekecek güçde değilim şuan.

Aşağı indiğimde çokdan oturduğunu gördüm. Karşısına geçip oturdum. Bakışlarımı ona cevirdiğimde o bana bakmaksızın yemeğe başladı. O kadar sessizdi ki etraf kalbimin atışını duyabiliyordum.
Üstümde ki bakışlarının yoğunluğunu hissedebiliyordum ama bakmaya cesaret edemedim.
Birden ayaklanınca
"Nereye?" diye sordum ama bunu dışımdan söylediğimi daha yeni idrak ediyordum.
Bana doğru gelerek aramızdaki mesafeyi kapattı. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken kulağıma doğru eğilip dudaklarını sürterek

"Sencede ecelini çok fazla merak etmiyor musun?" dedi

Ayağa kalkmamla yüzlerimiz birbirine daha  yakın oldu

"Şey benn... Benn..." 

"Sen ne?"

"Hayır merak falan etmiyorum " dedim.

Gözlerini gözlerime dikip

"Bu merak etmemiş halin yani dedi" dudaklarıma bakarak

"Etmedim dedim ya korktuğum için sordum sadece."

Bakışları sertleşerek
"Ben yanında olmadığımda korkuyorsun yani oysa ki bu hayatta tek korkman gereken şey benim " dedi. Gür sesiyle  sadece sustum ve ona bakmaya devam ettim.

"Yemeğini ye öyle bakıcağına" dedi ve yukarı çıktı.

Evet haklıydı o bi canavardı buranın efendisiydi aslında korkmam gereken tek şey oydu. Ama beni belirsizlikle bırakmıştı. Öldürceksen öldür artık diye bağırmak istiyorum suratına.

Odama doğru yürürken ateşin koridordaki resmine gözlerim kaydı yine. O kadar canlı çiizilmişti ki gözlerinin beni izlediğine emindim.

Yatağıma geçip uzandım. Gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum sonrası karanlık Ateş 'i başımda beni izlerken gördüm. Şiddetli bi sesle gözlerimi açtığımda karanlık odanın aydınlandığını gördüm. Dışarda çok kötü bi hava vardı ve bu beni korkutmuşdu.
Bu odadan derhal çıkmak istedim. Kapıyı açar açmaz Ateş'i karşımda gördüm. Kıpkırmızı gözleriyle bana bakıyordu.

Ateş "Sana bu saatte bu odadan çıkmaman gerektiğini söylemiştim" dedi sert sesiyle ona öylece bakakaldım. Odadan çıkmamıştım bile bunu nasıl bilebildi.
"Şey çok karanlıktı ondan çıkmak istedim"

Ateş ukalaca sırıtarak
"Karanlıktan kaçmaya devam diyorsun yani..."
İki adım yaklaştı ve
"Ama bilmediğin bi şey var karanlıktan kaçamazsın  "
Diyerek üstüme yürümeye başladı

"Neden kaçamayım ki ?" dedim

Beni duvarla arasına sıkıştırıp kafasını boynuma yaklaştırdı. Burnunu hafif sürterek

"Çünkü ben karanlığın ta kendisiyim ve sen benden kaçamazsın küçük kız. "

Söyledikleriyle affallamıştım. Kapıyı sertçe kapatıp çıkmıştı.

Karanlığın EsiriWhere stories live. Discover now