Bölüm 6

122K 3.7K 306
                                    


-Sakın unutma... Bizimkisi göstermelik evlilik. Hayale kapılma. Bu kılıfın altında hayatımın tadını çıkaracağım. Benim kalkanım olacaksın. Hepsi bu. Bir yılsonunda  ayrılacağız ve sen istediğin yere  gidebilirsin.

-Anladım efendim.

-Çık artık.

Panikle odadan çıktı. Az sonra mutfağı bulduğunda Gül makineyi boşaltıyordu. Mercan'dan haberi vardı. Sevgi ile

-Hoş geldin kızım. Cihan bey gerekli talimatları verdi. Gel sana odanı göstereyim.

Alt katın arka kısmında çalışanlar için ayrılan kısımda ki odalardan en dipteki odaya gidip kapısın açtı.

-Bu oda senin kızım.

Mercan ürkerek içeri girdi. Eşyaları odanın içindeydi. Sevgi ile seğirtti. Masanın üzerinde duran sincaplarını kafesine baktı. Sırtındaki çantayı çıkarıp sandalyeye koydu. Yüzündeki sert çizgiler iyice yumuşadı.

-Pırtık...

Kafesi açtı.

-Tırtık... Özlediniz mi? Canlarım.

Gül hüzünle gülerek kapıyı kapattı.

Mercan sincapların kafesini açıp serbest bıraktı. Son iki günde yaşadıklarını düşündü. Daha da beteri olabilir miydi? İçinden

"Bir yıl... Sonrasında özgürüm."

İlk işi iyi bir iş bulup anneannesini yanına almak olacaktı. Ona istediği hayatı sunacaktı. Küçük bir bahçeli ev kiralayacak son zamanlarında huzurla geçirmesini sağlayacaktı. Oldum olası erkeklerden çekiniyordu. Korkuyordu. Bunla büyümüştü. Kadınlığını hep saklamıştı. Kadınlık nedir bilmiyordu ki... Annesini sadece birkaç küçük resimden tanıyordu. Dedesi onunla ilgili her şeyi yaktırmıştı. Anneannesi erkeklerden korumak adına dişiliğini gizlemeyi öğretmişti. Silik olmalı az konuşmalı, görünmemeliydi. Hem cinsleri ile arası iyiydi. Eski valizindeki eşyalarını dolaba koydu. Masaya bilgisayarını yerleştirdi. Bilgisayarı ne zor almıştı. Devlet bursundan biriktirdikleri ile bölümü ile ilgili materyalleri toplamıştı. Ceren olmasa okuyamazdı. O destek olmasa. O her şeyiydi.

Dışardan gizlice liseyi bitirip üniversite sınavını kazanmıştı. Ceren'in ısrarı olmasa dedesi asla İstanbul da okumaya göndermezdi. Çok başarılıydı. Hocalarının korumaları altındaydı. İçine kapanık, sessiz, azca da ürkek olan Mercan'ı tüm sınıf ve hocaları korumaktaydı. Hayatını bilen elin parmaklarından azdı. Yaşadıkları zorluklar karşısındaki azmini de bilen oldukça azdı. Nermin hocasının gözdesiydi. Tek onunla rahattı. Tek onun omzunda doya doya ağlardı.

Ağız armonikasını çıkardı. Onu da masanın üzerine koydu. Konaktaki çocukluk yıllarında seyis Hasan öğretmişti. O zamandan beri üflerdi ağız armonikasını. Birkaç yıpranmış kıyafet, bir iki eskice spor ayakkabısı, ağız mızıkası, laptopu ve sincapları... Özetle Mercan bunlardan ibaretti. Halasının evinde sığıntı olarak görev yaptığı zamanlarda kızların giyinmediklerini vermişlerdi. Halası göz açtırmazdı. Okul için ne zor izin almıştı. Kendi kızları okurken Mercan'ın okumasını istememişti. Sevgili eniştesi Mercan'ın arkasında durmuş gidebileceğini söylemişti. Sadece bu kadardı. Onca varlığa rağmen tek kuruş yardım almadan devlet bursuyla son sınıfa gelebilmişti.

Sabahında gözlerin açtığında etrafına bakındı. Üzerinden dökülen emprime uzun kollu bol elbiseyi giyindi. Saçlarının örgüsü hala bozulmamıştı. Ancak yıkadığı zaman örgülerini çözüyordu. Yoksa saçak gibi dağılıyordu. Saçlarını kesmek istemiş ama anneannesi çok ağladığından kesememişti. Annesini çok anımsatıyordu. Sincapları için yiyecek bulması lazımdı. Hızla odadan çıktı. Mutfağa geldiğinde Gül ve bahçıvan Zeki masada sessizce kahvaltı etmekteydi. Utana sıkıla içeri girdi.

-Günaydın.

Elbisenin yanlardan eteklerini çekiştirdi. Gül gülümsedi.

-Gel güzel kızım hemen otur.

-Şey...

Zeki anladı. Bıyıklarının altından gülümsedi.

-Ben Zeki amcan kızım. Hadi git sincaplarını besle de gel.

Mercan ilk kez gülümseyerek masada oturanlara baktı. Sanki ikisinin arasında bir şeyler vardı.

-Teşekkür ederim efendim hemen geliyorum.

Gül arkasından

-Deli kız çayını koyuyorum.

Hızla odasına gidip sincaplarını kapısın açtı. Masanın üzerine getirdiği yiyecekleri koydu. Pencere ve kapısı kapalı olduğundan korkacak bir durum yoktu. Kapısını kapatıp mutfağa gitti. Masaya gelip oturdu.

-Günaydın efendim. Ben Mercan

-Günaydın kızım Zeki amcan, bahçıvanım.

Gülümseyerek Gül'e baktı.

-Konakla ilgili he işi yaparım.

Mercan tabağına aldıklarını sakince yerken Zeki

-Aman kızım Cihan Bey buradayken sincapları gizle.

Gülde telaşla başını salladı.

-Terstir. Sağı solu belli olmaz.

ZORAKİ GELİN +18Where stories live. Discover now