Gece yarısı Duru'nun eve giderken yolda yaşadığı tacizden başlamıştı her şey ...yani gerçekler .Babasının bir mafya olduğunu hiç tanımadığı birinden öğrenmişti ;ATEŞ
Ona karşı hissettiği çekimi sadece o hissetmiyordu fakat yaşayacakları ve ortaya...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görsel : Dylan
''Duru, cam kenarındaki masa iki sıcak çikolata istiyor '' Bitki çayı doldurduğum fincandan bakışlarımı çekip Dylan 'a baktığımda elindeki not defterine kaşları çatılmış bir şekilde siparişte herhangi bir eksiklik var mı diye bakıyordu.Bu haline gülümserken bakışları anında beni buldu ve çatık kaşları eski haline döndü .Dudaklarının kenarı kıvrıldı ''Ne oldu? '' dedi kıskandığım aksanıyla .
Tezgahta duran fincanı alıp havuçlu kek ve iki kahvenin olduğu tepsiye koydum .Tepsiyi elime alıp yanından geçerken ''Hiiiç sadece geçen günki sarışın kızla tartışman geldi aklıma '' dedim onu sinir etmek için .Arkamdan homurdanırken ben de bu haline gülerek siparişleri tek tek masalarına bırakıyordum .Burası gerçekten bana çok iyi gelmişti .Yaklaşık 6 ay sürekli ülke değiştirmiştim ama en uzun süre durduğum yer burası olmuştu ve beni en çok yoran yer de...İngiltere'de gerçekten kendimi bulmuştum .Ne yapmak istediğimi ,nasıl yaşamak istediğimi bulmuştum. Bu kafede çalışmak ve Dylan gibi bir dosta sahip olmak bana çok iyi hissetiriyordu.Aynı zamanda annemin de İngiltere 'de olması beni tedirgin ediyordu .Nereye gitsem babamın beni bulmaları için yolladığı birkaç dikkat çekici bakışla karşılaşıyordum .Şaşırtıcı olansa kimse yanıma gelmiyordu ,zorla bir yere götürmüyor ya da başkasının adamıysa bile beni öldürmeye , bana zarar vermeye çalışmıyorlardı.Sadece uzaktan izlemişlerdi aynı ortamda bulunduğumuz süre boyunca .
''Pardon , ben bir fincan daha çay alabilir miyim ? Kız arkadaşım gelecek de '' Boş tabağı tepsiye geri koyarken yaklaşık yirmili yaşlarında olan düzgün aksanlı çocuğa baktım .Yeşil gözlü ve kumral saçlarıyla film artistlerine taş çıkartacak kadar karizmatikti .Bacağının titrediğini fark ettiğimde elindeki hediye paketinin buruşmuş kısımlarını düzeltmeye çalışıyordu .Kız arkadaşı her kimse çok şanslıydı .Onu bu derece heyecanlandırıyorsa gerçekten çok seviyor olmalıydı . ''Peki , başka bir isteğiniz var mı ? '' Küçükken bana bakan bakıcıların yabancı olmasına sevinceğim hiç aklıma gelmezdi .Şuan o kadar kolaylık sağlıyordu ki .İngilterede kaldığım bu üç ay ingilizcemi daha da geliştirmeme fayda sağlamıştı .
Elindeki hediye paketinden bakışlarını çekmeden ''Hayır ,teşekkürler '' dedi titreyen sesiyle yeşil gözlü aşığımız .Görmese bile başımla onaylarken tepsiyi de beraberimde götürüp Dylan'ın yanına gittim .Tezgahın üzerine tepsiyi bırakıp kendimi geriye doğru duvara yasladım .Derin bir nefes alıp dinlenmeye çalıştığımda Dylan ellerini omuzlarıma koydu ve tam karşımda durdu .''Çok çalışıyorsun .Sana daha bu sabah gelmemeni söylemiştim .Dün zaten ben de yoktum bütün gün sen baktın buraya '' Ellerimi omuzlarımın üzerindeki ellerinin üstüne koydum ve gülümsedim ''Ben iyiyim gerçekten ,yorgun falan da değilim '' Kaşlarını çattı ''Gözlerinin altı yorgunluktan koyu halkalarla dolu ama sen kapatıcı mıdır nedir o zımbırtıyla kapatıp belli etmemeye çalışıyorsun.Ben aptal mıyım ? Bazen ayakta bile zor duruyorsun Duru .Doğru düzgün yemek yemiyorsun ,sadece kahve içiyorsun .Neden kendine bunu yapıyorsun ? '' sesi sonlara doğru hüzünlenmişti .Benim bu halime gerçekten çok üzülüyordu anlıyordum onu da ama elimden bir şey gelmiyordu .
