yağmurun toprağa küstüğü tarih

401 69 8
                                    

1.26:
yaşlı.

sante:
hyung demeyi kabul etmiyorsun da, şu tabirden de vazgeçmiyorsun.
üzüyor...

1.26:
yaşlı görünmeye pek meraklı olduğundan öyle seslenip duruyorum. amca mı diyeyim?

sante:
keşke sadece hyung desen.

1.26:
ya da sen sadece hyunjin deyişime katlanıversen.

sante:
pekala, ne demek istiyorsan de.

1.26:
bu profilini rahatsız edişime karşın mı, yoksa hitap konusunda mı?

sante:
hitap. nasıl sesleniyorsan öyle seslen. seni kıracak halim yok ya.

1.26:
ne kadar düşünelisiniz bay hwang.

sante:
bunu gönülden söylemediğini anlayabiliyorum.

1.26:
ya insalar çok kolay çözüyorsun, ya da altıncı hissin epey kuvvetli.

sante:
yazdığın iyi oldu. bugün akşam eve geldiğimde rafları kurabiliriz.

sen ne için mesaj atmıştın?

1.26:
büyük annem tabak gönderecekti. kapını çaldım ama açmadın, ben de bir yazayım dedim.

sante:
alışverişe gelmiştim. bir sahafçı keşfettim, duramadım ve saatlerdir oyalanıyorum burada.

1.26:
sahilin üstündeki mi?

sante:
evet, geliyor musun sen de?

1.26:
mekanımı keşfetmişsin.

sante:
ne büyük şeref.

1.26:
üst katta eski baskıları olan kitaplar var, atalarındaki nadideleri bulmak biraz zor ama onlarla vakit geçirince daha da hevesleniyorsun.

sante:
biliyorum biliyorum, birazdan kapı dışarı edileceğim diye korkuyorum sadece. belki bir gün daha uzun süre kalabileceğim bir zamanda gelirim. ya da eşlik edersin belki bana?

1.26:
istersen, elbette.

sante:
neden istemeyeyim canım. severim böyle şeyleri. benim arkadaşlarım pek okumaz kitap.

1.26:
utanılacak bir şey.

sante:
bana göre de.

1.26:
pekala, geliyor musun?

sante:
istemeyerekte olsa, evet sanırım.

1.26:
sahaf yerinden kalkmıyor ya hyunjin. yarın bir daha git.
bak kimseye de önermem orayı.

sante:
önerecek birilerinin olmasını isterdim, senin adına.
arkadaşsız oluşun az üzüyor beni.
çağ, çok deli dolu oysaki. senin gibileri neler yapıyor şimdi. sen de dört duvar arasındasın. dışarıya neden çıkmıyorsun sahi?

1.26:
gidecek bir yer yok.
hem öyle bir konuşuyorsun ki sanki 70'lerinde dedesin. sen de sürekli meşgulsün. nasıl buluyorsun o kadar yapacak şeyi?

sante:
aslında yaptığım bir şey yok. staja gidiyorum, söyledim mi bilmiyorum ama psikoloji okumuştum üniversitede. bitmesine az kaldı. biraz yoğun geçiyor sadece. ama çocuklarla ilgilenmek güzel oluyor, sana benzeyen bir ufaklık var. bu ara epey canımı sıkıyor. onunla ilgileniyorum.

1.26:
nerede stajyersin?

sante:
yetimhanede.

✔️

geldiğinde konuşuruz, şimdi şuradan çıkayım.

1.26:
olur.

ağırlayın azrail'i ✔️Where stories live. Discover now