3

1K 151 23
                                    

Kan.

Gökyüzünde yüz tutmuş dolunay tüm olaylara şahitti bu gece.

Genç adam yüzünü ekşiterek baktı yerdeki bedene bir süre, daha sonra bıçağındaki kanı umursamadan sildi kıyafetlerine.

Yeminin ilk adımlarını atmıştı, intikamı için buradaydı. Daha başlangıçtı, öfkesini atmasına yetecek kadar kan dökmemişti. Nefes sesleri boş ormanda yankılanırken etrafa bakındı, boş gülüşü suratında yer edindi hemen sonra. Bıçağını toprağa saplarken tek dizinin üzerinde eğilmiş, yerde serili cansız bedende gezdirmişti alay dolu bakışlarını.

"Ne cesaret ama." Mırıldandı kendi kendine, ses tonu öyle yoğundu ki ölü beden onu duyabilseydi eğer, ufak mırıltısı bile korkudan titremesine neden olabilirdi. Devam etti konuşmaya: "Gün ışıdığında kafandaki hain planlar nasıl da canını pazarlamaya neden oluyor insanın."

Tek kaşını kaldırarak dilini dudakları üzerinde gezdirdi, eseri onun gurur kaynağıydı fakat bir şey eksikti, ona ait olan bir imza atmalıydı.

Az önce toprağa saplamış olduğu bıçağı hızlıca çekmiş, cansız bedenin kaş hizasına bastırmıştı ucunu. "Neden bunu canlıyken yapmayı akıl edemedim?" Kurduğu cümleden sonra gülüşü ormanda yankılanırken cansız bedenin kaş hizasından itibaren çizdi gözüne kadar. Aşağıya doğru olan çizikten akan kanlarda gezdirdi gözlerini, imzasını da atabilmişti. "İyi tarafından bak, benim topraklarımda, benim ellerimle öldüğün için kutsanmış olmalısın."

Gözlerini devirdi, cevap alamadığı beden yüzünden çoktan sıkılmış hissediyordu. Elindeki bıçağı botuna yerleştirmiş, ayaklanarak yerdeki bedenin saçlarına asılmıştı. O çektikçe bedenin boynundan akan kan ormanda yol çizerken, ayın ışığı üzerlerinde geziniyordu. Ormana yakın olan köy meydanına indiğinde bedeni bıraktı, yeteri kadar gözle görülebilecek alandaydı. Omuz silkerek sakin bir şekilde elini cebine attığında bezini arıyordu, ellerindeki kanı temizleyip gün doğmadan gitmeliydi.

Cebinden çıkardığı bezle temizlendikten sonra bedenin üzerine attı umursamadan, bu gece buradaki işi bitmişti. Şimdi huzurlu uyku dediği bölüme geçecek, sabah ise insanların şaşkınlığını gururla izleyecekti. Günlerce tekrarlanacağından emindi, belki de bir süre sonra buna gururlanmaktan da sıkılacaktı. Çok anlam yüklemiyordu bu yüzden.

Orman yolundan ilerlemeye devam etti, yarınki kurbanını çoktan kestirmişti gözüne. Kendine tehdit olarak gördüğü kimse yoktu, kimse onunla bu denli boy ölçüşemezdi. O sadece elinin altındaki fazlalıkları yok ediyordu, bundan keyif alıyordu.

Öldürdüğü adamın ölmeden önce dizlerine kapanışını umursamazdı, bu olayla zaten günde binlerce defa karşılaşırdı. Canını bağışlamaya yetecek kadar tanrı gibi hissettirmiyordu, ona canını vermeliydi. İhaneti ne kadar büyükse, o kadar acı çekerek ölmeliydi.

İkiz kral'ı karşısında gören ilk adam oydu, son adam da oydu.

Ölmeden önce gördüğü son yüz, cellatıydı ve bunu gördüğü ilk andan anlamıştı zavallı adam. Zavallıydı çünkü yanlış insanın arkasından iş çevirmişti, yanlış kararlar cezalandırılmalıydı. Artık sorun değildi, onu affetmişti.

Borçlarını canlarıyla ödeyen herkesi affedecek kadar iyi yürekliydi.

ignotus peverell, myg&pjmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin