13

796 118 10
                                    

Saray koridorlarında sessizlik haftanın başından bu yana devam ediyordu, ölülerin sayısı artmıştı. Vita için hazırlıklar başlamıştı, odası hazır ediliyordu. Eğer omega bugün onun bir sahtekâr olduğunu kanıtlayamazsa, kralını kaybedebilirdi.

Gergindi omega, sabahtandır odasından çıkmamış, hazırlıkları görmezden gelmeye çalışmıştı. Elindeki günlüğü parmakları arasında öyle sıkıyordu ki parmak boğumları beyazlamıştı. Kralı çağırmadan dışarı çıkmak istemiyordu, yenilgi korkusu bedenini ele geçirmişti sanki. Gözlerini açılan odasının kapısına çevirdi, Kral Min, askerleri dışarıya gönderirken omegaya yönelmişti.

"Tüm gününü odanda geçireceğin kadar gerginsin demek omega."

"Kralım, öyle değil." Ayağa kalkarak selam verdikten hemen sonra cevap vermişti Kral'a.

"Kurdunu hissedebiliyorum."

Jimin, şaşkın bakışlarını Kralına çevirerek cümleyi sindirmeye çalıştı. Mührü hissetmek farklıydı, bu zaten kuraldı fakat Yoongi ona kurdunu hissedebildiğini söylemişti. Kral cümlesinin farkında mıydı henüz bilmiyordu fakat yutkundu, elindeki günlüğü daha sıkı kavradı. İlk önce bunu mu yoksa okuduğu kitabı mı göstermeliydi karar vermeye çalışıyordu. Hangisine daha fazla tepki verir diye kafası karışmadan edemiyordu, eğer günlüğe inanmazsa ve onun yalan konuştuğunu düşünürse ne yapacaktı? Kendisi bir vita bile değilken Park soyundan gelen mührü bozacak kişi olduklarını nasıl açıklardı?

"Konuş omega."

"Size göstermek istediğim bir şey, hatta iki şey var Kralım. Ancak lütfen dinleyin, anlayın beni. Bu söylediklerimi şahsımın lehine olduğunu düşünmeyin, sizin iyiliğiniz benim iyiliğimdir."

"Ne olduğunu açıkla bana."

"Soyumuz hakkında." Jimin, elindeki günlüğü yavaşça kralına uzattığında başını kaldırmak istemedi yerden. Ya açılmazsa diye düşündü, kralın ikizi olduğu söylentisi tüm halka yayılmışken doğru kişinin o olmama ihtimali de yüksekti. "Aç." Eli tekrar günlüğe uzandığında kurdu içini tırmalıyordu, dengesini kaybetti. Korkudandı, yaşadığı şey tamamen haksız çıkma korkusuydu. Yalancı olurdu, boş bir şeyle Kralının vaktini çalmış biri olurdu.

"Kralım için yaşayıp, Kralım için öleceğim. Benden sonrakilerin de, Kral Min'in soyuna itaat edeceğine söz veriyorum. Mührüm ebedi, sözüm ölümsüz olsun."

Kralının önünde bir kez daha yeminini ettiğinde, açılan sayfalara karşı gülümsemesini tutamadı. Dolan gözyaşlarını titreyen elleriyle hızlıca silmiş, burnunu çekerek omzundaki hafifleyen yüke karşı dizleri üzerine çökmüştü. Ya da öyle olduğunu sanıyordu, hafifleyen bir şey yoktu. Kralın kabul edeceği bir güzelliği, ya da aralarında duvarları yıkacak kadar büyük bir aşk yoktu. Olmayacağını biliyordu, kalkmak istemedi yerden, daha çok baskı yaptı elleriyle zemine.

Sayfalar döndü, Yoongi hepsini okurken ufak ifadelerini izlemekle kalmıştı omega onu. Konuşmuyordu ikisi de, bakamıyorlardı birbirlerine çünkü Kral ilk defa omeganın yüzüne bakmak konusunda kararsızdı. Pes etti, günlüğün ışığı sayfaların kapanmasıyla son bulurken gözlerini yere çevirdi sakince.

"Mührünü göster."

"Min."

"Mührünü göster omega."

Titreyen elleriyle son kez yerden destek alarak ayaklandı omega, gözleri odasındaki aynaya dönerken ensesini açmıştı Kralına. Kurdu, ensesinde hissettiği nefeslerle feromonlarını salgılamaya çalışmıştı. Gözlerini kapattı, bunu yapmamak için elinden geleni yapıyordu. Kurdu bunu hissettiğinde daha da hırslandı. Mührüne baskı yapan kralının parmakları, bedeninin her hücresini titretmeye yetmişti. Haz değildi, o da vardı fakat tamamen değildi. Güvende hissetti, kendini tamamen bırakabilecek bir güvendi bu.

"Mühür, baban ve babamın mührü tamamlanmıyordu."

"Efendim."

"Yıllar sonra Kraliyete hizmet eden ilk omegasın, bu mu nedeni? Basit bir omega için hayatımı harcayacağımı mı sanıyor bu aptal şey?"

"Kralım." Bedeni itildiğinde toparlamaya çalışarak önüne döndü hızlıca. "Benim böyle bir niyetim ve isteğim yok, yanlış anlamayın beni lütfen."

"Senin böyle bir niyetin olamaz, basit, soyu bile benim soyumun altıyla anılan, tek vasfı hizmet etmek olan bir omegasın. Hiçbir zaman bir eşin olmayacak, sana soyumuzu araştırmanı söyledim aşk senaryosu yazmanı değil. Üstelik sen eşimi bulduğumun bile farkındasın."

Jimin yanaklarına düşen yaşlarla başını olumsuz anlamda salladı. "Dinleyin beni, sizin eşiniz değil o."

"Hâlâ yalan konuşuyorsun."

"Kralım."

"Onunla eşleşeceğim, senin cılız omega bedenin de bu sikik mühür de, saçma aşk hikâyesi de umrumda değil. Seni burada öldürmediğim için tanrıya ve babana dua etmelisin Jimin."

"Kimseye dua etmek zorunda değilim! Ben haklıyım, bu günlük Min ve Park ailesinin geçmişini anlatıyor. Yüzyıllardır raflarda kalmış. Sadece benim açabileceğim yazıyor. İki yapraklı yonca bana ait-"

"Ama," dedi. Elini Jimin'in çenesine bastırıp sıkarken devam etti, "sen bir vita değilsin. Bana karşı çıkıp vitamın adını lekelemeye çalışacak kadar da alçaksın."

"O zaman yeminimi ve mührümü kullanın."

"Ne?"

"Yalan söyleyip söylemediğimi ya da bahsettiğiniz vitaya iftira atıp atmadığımı anlamak için mührünüzü kullanın. Yalan söylersem, zaten gözlerinizin önünde ölürüm. Bunu biliyorsunuz."

ignotus peverell, myg&pjmTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang