5

928 145 9
                                    

Büyük sarayın geniş pencerelerinden içeri vuran gün ışıkları, açık kapılar ardındaki koridorları aydınlatırken yerde nakışlarla donanmış resimlerde gezdirdi gözlerini Jimin. Günün yarısı bitmek üzereydi ama hâlâ yarısına bile tamamen gelmiş sayılmazdı. Saray birkaç saatte ezberleyebileceği kadar küçük değildi, öyle sanmıştı fakat yanılmıştı.

Gözleri sarayın bahçesinde uğraşan betalara kaydı usulca, çiçeklere özenle bakım yapıyordu. Gülümsedi, dikkatini çekebilecek bir yer olduğundan durmadı öylece, ilerledi bahçeye doğru. "Yardım edebilir miyim?"

"Efendim." Bahçedeki betalar, kralın sadık hizmetkârını önlerinde gördüğünde şaşırarak selam vermeye koyulmuşlardı. Ona saygılı olmak zorunda olduğunu biliyorlar, buna göre hareket ediyorlardı. Kimse kralın gölgesi gibi olan bir omega yüzünden ölmek istemezdi. "Hiç gereği yok, sizin daha mühim işleriniz vardır. Üstelik elbiseniz beyaz, kirlenmesin üstünüz."

Aslında şu anda tam olarak bir işi yoktu, kralı bekliyordu. O çağırmadığı sürece gidip de sürekli ona ne yapması gerektiğini soramazdı, bilge görünecek bir hareket değildi. Yine de betayı dinleyerek uzaklaşmak adına bahçeden geriye attı birkaç adım, durmasına neden olan ise gelen gazete dağıtan bir omega olmuştu. Yüzündeki dehşet verici ifadeyle soluk soluğa gazeteyi sallayarak yere çökmüş, nefesini düzenlemeye çalışmıştı. Betalar merakla elindeki gazeteyi alarak göz gezdirdi, hepsi şok olmuş gibiydi. "Sorun nedir? Bana uzatır mısınız onu lütfen."

Cümlelerini ikiletmesine gerek kalmadan kağıt parçası eline geldiğinde kaşlarını çattı, gözleri yazıların üzerinde gezerken korkuyla kalbi hızlanmaya başlamıştı bile.

"Gangwon'da ormanın yanında bulunan su çeşmelerinde, sadık büyücülerden alfa Jung Suyeon ölü olarak bulundu. Katil dışarıda geziyor, bu yazı geceleri dikkatli olmanız adına uyarı bildirisidir."

Titreyen elleri arasına sıkıştırdığı gazete yaprağıyla saraya doğru döndü omega, mührünün anlamsızca yandığını hissederken koşturmaya başladı. Bir an önce kralı bulmalıydı, kralı bulmalı ve iyi olduğunu tesbit etmeliydi. Oldukları bölge topraklarında suikasten sonra ilk defa bir cinayetle karşı karşıyaydı, bu kadar hızlı olmasını beklemiyordu.

Uzayıp giden saray koridorlarını geçtiğinde büyük kapıyla yüz yüze geldi, yaklaştıkça acıyan mührünü umursamadı. Kapıdaki görevliler kralın haberi olduğunu düşünerekten kapıyı açtıklarında geçti hızlıca içeriye, kralın odasına giren ilk kişiydi ve omega olması da fazlasıyla garipsenecek derecedeydi.

İçeriye adımladığı an kapanan kapıların ardından kralı karşısında görmüştü, beklemeden çöktü dizleri üzerine. Mührü şimdi sanki zehir değdirilmişçesine yanıyordu, ilaçlarını az almıştı belki de. "Park Jimin."

"Kralım." Nefes nefese konuşarak titreyen elleriyle uzattı kağıdı yukarıya doğru, başını kaldırmamıştı. Kaldırmasını istemediği sürece de kaldırmayacaktı. Yoongi, kaşını kaldırarak uzatılan kağıdı eline almış, hızlıca göz gezdirmişti. "Kim cesaret eder buna?" Konuştu küçük olan.

"Kralım, size yapılan bir tehdit bu."

"Çıkabilirsin Jimin, endişe edeceğin bir durum yok." Şaşırdı.

Hanedanlığında bulunan ve halkını tedirgin eden bu durum onu kızdırmamış mıydı? Halk güvende hissetmeliydi, eğer bu güveni vermezse sorun çıkarabilirlerdi. Başıyla selam vererek yerden kalkmış, usulca ilerlemişti kapıya doğru. Aklı çok fazla karışmıştı, ne planladığını anlamıyordu. "Bu arada omega, bir daha odama ben çağırmadan girmeye cüret etme."

Terleyen ellerini elbisesinin üzerine silerken hızlıca eğildi yeniden kralının önünde, selamı kabul edildiğinde kendini dışarı atabilmişti. Mührü hâlâ deli gibi yanarken bir terslik varmış gibi hissediyordu, içgüdüleri onu yanıltmazdı. Dışarıda gezen katili bulmalıydı, kral endişelenmiyor olabilirdi fakar o yeterince endişeliydi. Görevi kralı korumaktı, tüm tehditleri ortadan kaldırmalıydı.

ignotus peverell, myg&pjmWhere stories live. Discover now