on dokuz

3.5K 197 28
                                    

günün ikinci bölümü ✨️

_____________

|fatih|

|istanbul|

______________

fatih'in doğum gününe yalnızca bir hafta kalmıştı. kızacağı ihtimali olmasına rağmen yedi ekim cuma akşamı pi'de alkın, tolga, alkın'ın ailesi, tolga'nın ailesi ve tabii ki fatih'imin babası ile özgen abla ve helen'in olduğu bir kutlama ayarlamıştım.
pi bu konu için oldukça uygun bir yerdi, çünkü üst katında vip kısım vardı ve kalabalık gruplar için burası oldukça idealdi.

ve o gün dersimiz olmadığı için sabahtan akşama kadar da bizim için plan yapmıştım. ikimiz için yaptırdığım çift bilekliğini de kaç aydır biriktirdiğim para ile almıştım. üzerinde zümrüt taş ile süslenmiş olan bileklik fatih'im içindi. kendime de aynısının kehribar taşlısını almıştım.
kalp atış çizgileri arasında "i'm dancin' on to your heartbeat" yazıyordu her ikimizde de.
*(kalp atışın üzerinde dans ediyorum gibi bir anlam işte)*
sabah maharetli ellerimle hazırladığım kahvaltılıkları ozan amcanın fatih'e aldığı arabanın bagajına piknik sepeti ile yerleştirip çamlıca tepesinde kahvaltı edeceğiz, sonra lunaparka gidip oradaki tüm oyuncaklara binip boğaza sıfır olan uskumru restorantta yemek yedikten sonra pi'ye geçeceğiz. tabii ki pi'ye giderken ufacıcık yalan söyleyebilirim ama bu çok da önemli değil.

tüm bu planlar ve harcamalar için götümden ter akıtsam da yeşilime değerdi.

tanıştığımız bu bir sene içinde bir kerecik dahi kalbimi kırmamış, yaptığım her aptallığı geride bırakıp güvenli kolları ile beni sarıp sarmalamıştı. sevgili olmadığımız yedi ayda dahi, sadece tavırlarımdan bile ne istediğimi anlamış mutlaka beni mutlu edecek bir şey bulmuştu. benim için yıllardır uzak durduğu babasından, özgen abladan yardım istemekten çekinmemişti. oysa onlardan uzak geçirdiği onca yıl birçok şeye ihtiyacı olmuş, defalarca kez yalnız hissetmiştir eminim ama yine de çizgilerini kendisi için değil benim için aşmıştı.
onun için ne yapsam az kalırdı, ne var ki ben romantik bir adam değildim ve elimden bu kadarı geliyordu. 

sildiğim bardakları rafa yerleştirirken cebimde titreyen telefonu çıkardım. fatih'in aradığını görünce murat abiye elimle sigara işareti yaparak arka kapıdan çıktım.

"yeşil'im"

"müsait miydin balım"

"evet sigaraya çıktım"

bir şey demeden telefonu kapattığında tam küfür edecektim ki görüntülü aradı,

bir şey demeden telefonu kapattığında tam küfür edecektim ki görüntülü aradı,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"ben de tam küfür edecektim yüzüme kapattın diye"

"hmmm sence ben öyle bi şey yapar mıyım"

fatih'in istanbul'u | bxb Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin