9.Tehdit

4.9K 448 98
                                    

Merhabaaaa, sözünde durmayan yazar geldi 🤭😂

Hepinizi öpüyorum, keyifli okumalar ❤️

***

Bazı şeyler artık anlamsız geliyordu. Mesela kapı kilitleri gibi!

Lavabo da kaldığım süre boyunca bunu düşündüm. Bir kapı her türlü açılacaksa neden ona kilit koyuyorlardı ki! Benimle resmen dalga geçiyordu. Kilitli kapılar ardına saklanamayacağımı çok net bir şekilde anlamış bulundum. Ama en azından az da olsa rahattım. Sonuçta mahremiyetime saygısı vardı da kapının nasıl kilitleneceğini göstermişti.

Islak kirpik uçlarımdan kızarmış yanaklarıma inen su damlalarını havlu ile sertçe sildim. Homurdanarak havluyu lavabo tezgahına atsam da, temiz ve tertipli bu alana haksızlık yapmak istemedim. O yüzden havluyu aynı şekilde homurdanarak astım. Saçlarımı düzelterek son kez aynada ki yansımama baktım. Durgun gözlerim de eski canlılık yoktu ama hepten de çökmüş diyemezdim. Sadece sürekli ağlamaktan oldukça yorgun görünüyordum. Onun dışında ise ruh sağlığım gayet yerinde diyebilirdim. Hal bu ki çoktan delirmiş olmam gerekiyordu. Fakat bu şeyin içinde büyüyünce, ister istemez psikolojimiz kendini geliştiriyordu. Kolay bir şekilde yıkılmamamızın sebebi belki de buydu.

Alışmak ve kabullenmek!

Daha fazla düşünmeden kilitli (!) kapıyı açarak odaya girdim. Yorgunluktan ölüyordum ve yediğim yemekte üzerimde derin bir uykuya neden oluyordu. Her şeyi bir kenara bırakarak uyumak istiyordum. Direkt yatağa doğru yönelmişken şaşkınlıkla ne yapacağımı düşündüm. İlk defa rahat kıyafetler içinde onu görmeme mi daha çok şaşırmalıydım, yoksa gayet rahat bir şekilde yatakta uzanmasına mı?

Üzerinde görmeye alışık olduğum gömlek ve pelerin dışında, lacivert, düz bir tişört vardı. Altında ise koyu gri uzun paçalı eşofman vardı. Elinde ise siyah bir tablet duruyordu ve civa rengi gözleri dikkatle onun üstünde geziniyordu. Saat kaçtı? Kaç gündür bu gemideydik? Hiçbir fikrim yoktu. Fakat anladığım kadarıyla yatma vakti gelmişti. Çünkü gemide garip bir sessizlik vardı. Ara sıra gelen motor sesleri, sinyallerin rahatsız edici tınısı yoktu.

''Daha ne kadar orada bekleyeceksin?'' Gözlerini ekrandan çekmeden konuşması ile dikkatimi ona verdim. Kalın kolları, geniş omuzları, uzun boyu ile tüm yatağı resmen kaplamıştı. Çıplak ayakları neredeyse yataktan sarkacaktı. Gümüş bedeni loş ışıkların altında dikkat çekici bir şekilde parlıyordu. Sanki yatakta bir mücevher yatıyormuş gibiydi. Görünüş olarak insanlardan daha iri ve güçlü dursalar da genel olarak benziyorduk. Ten renkleri ve göz bebekleri olmamasını saymazsak tabi.

''Beni daha yakından inceleyebilirsin.'' Eğlenen sesi ile irkilerek kendime geldim.

''Ne?'' Boğazımı temizleyerek üstümde ona ait tişörtü düzelterek yatağa doğru küçük adımlarla yaklaştım.

''Aynı yatakta mı yatacağız?'' Şansımı ne kadar zorlayabilirdim?

''Bir itirazın mı var?'' Tabletten ağır ağır bana dönen bakışları, tehditkarca parladı. Civa rengi gözlerinden karanlık gelip geçti.

Dudaklarımı birbirine bastırarak başımı iki yana salladım.

Sanırım, şansımı hiç zorlayamazdım! Aptallık bendeydi. Elbette aynı odada kalacaktık. Bana bu kadar da nezaket göstereceğini düşünmüyordum. Sıkıntılı bir nefes alarak yavaşça yatağa oturdum. Örtüyü kaldırmıştı ama üstüne almamıştı. Tıpkı onun gibi yarı dik bir şekilde oturup, ayaklarımı uzattım. Uzun paçaların içinde kalan ayaklarım gözükmüyordu. Tişört ise sürekli omuzlarımdan aşağı kayıyordu. Tabletin ekranı ile ışıldayan gözleri görünmeyen ayaklarıma bakarak güldü.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin