40.Geçmiş-2

1.7K 237 74
                                    

Merhabaaa, özlediniz mi? 🥰

Yazdığım en uzunnn bölüm oldu. 😅

Neyse çok uzatmıyorum (Zaten yazdığım bölüm uzun çok uzun 😉) sizi bölümle baş başa bırakıyorummm 😘

***

Duyduklarım bildiğim tüm gerçekleri tekrar sorgulatıyordu. Her zaman onların bizi bulduğunu ve zorla ele geçirdiğini düşünmüştüm. Ama şimdi gerçek bambaşka boyutlara gidiyordu. Her cevap ardında daha fazla soruyu getiriyordu.

"İnsanlar bu gezegene nasıl gelebildiler? Teknoloji o zamanlar bu kadar ileri seviyede değildi." Gwrach her zamanki küçümseyici bakışlarından atarak arkasına yaslandı.

"Solucan deliklerini hiç duydun mu?'' Kibirli bakışlarına ben de gözlerimi devirerek karşılık verdim.

"Duydum elbette. Ama onlardan geçebilmek için bile teknoloji yeterli seviyede değildi."

"Sizin bilginiz sadece o kadar. İnsanlar, yani ataların, uzaya çıkabildiği andan itibaren her türlü maddeyi kendisi için kullanmayı öğrendi. O kadar uzay seferi sadece seyahat için miydi? Ataların bu konuda iyi ilerlemişlerdi. Tek şansızlıkları bizim gezegen ile karşılaşmalarıydı. Onlar için şansızlık, kraliçe için büyük bir şans." Gwrach'ın sözleri ile tekrar sessizliğe büründüm. Ona güvenmekten başka şansım yoktu. Zaten yalan söylemek için de bir sebebi yoktu. Atalarım ile ilgili bildiklerim sınırlıydı. O sınırlı bilgiye güvenerek bir şeyler için diretemezdim.

Gwrach sayfayı tekrar çevirdiğinde bir evlilik seromonisi vardı. Kraliçe ve kralın düğünü. İkisi el ele tutuşmuş birbirlerine bakıyorlardı. Dikkat çeken ayrıntı ise kraliçenin arkasında tıpkı bir önceki sayfa da ki kadınların bulunmasıydı.

"Kraliçe, kral ile evlendiğinde belki de hayatının tüm şansını kullanmıştı. Çok görkemli bir düğündü. Özellikle kraliçenin yetim kız kardeşleri en çok konuşulan konuydu. Herkes onların, siyah kıyafetlerin içinde ajayu formuna geçen meleklere benzediklerini dile getiriyorlardı. Haklıydılar, genelde siyah renk ajayu ile özdeşleşmişti. Düğünden bir süre sonra kraliçe iyice her şeye hakim olmaya başlamıştı. Böylece planları çok daha rahat bir şekilde işleyebilirdi.'' Gwrach ayağa kalkarak tozlu raflara ilerledi. Elini rafın en arka kısımlarına uzatarak yıpranmış bir kağıt parçası çıkardı. Tekrar karşıma geçtiğinde kağıt hala ellerindeydi ve anlatmaya devam etti.

''Kraliçe müsait olduğu ilk zaman da yetim kız kardeşlerini ziyaret etme amacıyla gitti. Kurtardıkları üç yaralı adam kendilerine gelmiş ve ilk şoklarını atlatmışlardı. Kraliçe onlarla uzun bir süre sohbet etti. Şu an da bile ne konuştuklarını kimse bilmiyor. Sadece geri de bıraktıkları bu anlaşma kağıdı.'' Kağıdı açıp kitabın üstüne koydu. Tanıdık latin alfabesi ile akirli alfabesi alt alta yazılmıştı. Çok üstüne düşsem okuyacağım yazıyla ilgilenmedim bile. Sonuçta Gwrach anlatacaktı.

''Onların canına karşılık, Dünya ile ilgili tüm bilgiyi anlatmalarıydı. Ayrıca Dünya gezegeninin konumu da yine anlatmaları gereken bilgilerdendi. Eğer her şey istedikleri gibi giderse kraliçe onların eve dönmelerini sağlayacaktı. Uzun bir zaman insanlar bildikleri her şeyi kraliçe ve ekibine anlattı. Fakat zaman geçtikçe kraliçenin umutları tükeniyordu, çünkü insanlar bizim medeniyetimizden daha gerideydi. Bu yüzden ne teknolojileri, ne de gelişmişlikleri ilgi çekmedi. Ama kız kardeşleri için durum öyle değildi. İnsan erkekleri çekiciydi, anlayışlıydı ve en önemlisi ilkel değildiler. Dış görünüşleri onlara benziyorlardı. Tam olarak istedikleri 'eş' tanımına uyuyorlardı. Bu pek kraliçenin ilgisini çekmese de, onun düşüncesi de bu şekilde evrilmeye başlamıştı. Şöyle düşündü; Ya ajayu olmasaydı, onun yerine insan erkekleri ile birleşselerdi, nasıl olurdu?'' Her duyduğum şey beni nasıl daha fazla şoka sokabilirdi ki? Resmen bizim erkeklerimize göz dikmişlerdi. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 04 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KaçışWhere stories live. Discover now