26.Korku

4.5K 366 108
                                    

Merhabaaa, ben geldimm. 😘

Bu nasıl bir sıcak ya, tam yazmak için oturuyorum kendimi serinletirken buluyordum. 😅

Neyse, bölümü biterebildim. Size uzun bir bölüm bırakıyorum. Hepinizi öpüyorum. 🥰💜

***

Rana

Seke seke, yeşil çimenleri ezerek ilerliyordum. Yüzmek en sevdiğim şeylerden biriydi. Fakat Dünya'da bir çok su tükendiği ve kirlendiği için yüzülebilecek pek alan yoktu. Dünya'nın büyük bir bölümü sularla kaplanmıştı. Ama okyanuslara girmek tehlikeli ve yasaktı. Serbest olan kısımlarda yaşadığımız yere uzaktı. Ama bir kere Çiçek'in ailesi ile bir kere de tek başımıza gitmiştik. Deniz çok güzeldi. Havuzlarda hep yüzerdik, ama deniz de yüzmek bambaşkaydı. Dalgaların sesi, bedenime değmesi, tuzlu su kokusu, her şeyi çok güzeldi.

Tabi şimdi gireceğim su da deniz değildi, küçük bir göldü. Gönlüm geçen günlerde gittiğimiz o harika göle girmek isterdi ama şimdilik bununla idare edebilirdim.

"Yavaş kızım, düşeceksin." Ahu anne yerlere sürünen eteklerini kaldırarak bana yetişmeye çalışıyordu.

"Düşmem. Geldik zaten." Dere çok büyğk değildi hatta ayaklarımı soksam bileklerimi geçmezdi. Ama ileriye doğru birden geniş bir hale gelip, derinleşiyordu. Sanki bir çukur açılmış, su buraya dolarak tekrar aynı şekilde devam ediyordu. Suyun dibini görebiliyordum. Taş, kum ve küçük bitkiler vardı.

"Aman dikkatli ol kızım, iğne ucu kadar bile bir yerin çizilmesin. Sonra Rheyold canımızı okur." Ahu Anne'nin sesi endişeli olsa da, çokça da hayıflanma içeriyordu. Gülerek başımı salladım.

"Merak etme Ahu Anne." Üstümdeki elbiseyi çıkarırken göz ucuyla Ahu Anneye baktım. O suya girmeyecekti, ayaklarını sokmakla yetinecekti.

Ahu Anne, toprağa otururken benim mayolu bedenime baktı. Bıyık altı gülümseyerek, bedenimde ki izlere baktı.

Offf! Sırf bu yüzden mayo giyinmiştim. Az da izler görünmez diye. Çünkü tüm izler göğüslerim ve karnımdaydı. Mayonun kalın askıları vardı. Önü çapraz iplerle göbeğime kadar geliyordu. Arkası da sırtımın ortasına kadar açıktı ve pileli bir eteği vardı.

Çok açık olmamasına rağmen mayomla aynı renk olan kırmızı yanaklarım vardı. Rheyold'un izlerini annesinin görmesi beni biraz utandırmıştı.

Ahu Anne, imalı bakışlarını üstümden çektiğinde rahat bir nefes alarak yavaşça suya girdim. Sıcak bedenim ılık su ile birleştiğinde hafifçe titredim. Yavaş hareket edersem alınamayacağım için hızla suya daldım ve ileriye doğru yüzdüm. Yarım dakikanın ardından sudan çıktığımda Ahu Anne gülümseyerek bana bakıyordu.

"Yüzmeyi seviyorsun sanırım."

"Evet, eskiden arakadaşımla sürekli havuza giderdik. Ama bu şekilde göl ya da denize çok az girdim." Ahu Anneye doğru yüzüp tekrar geri gittim.

"Burada doğaya dokunmuyorlar. Bu yüzden bir çok yerde doğa harikaları var. Karanlık bir gezegen olsa da denizleri, gölleri, ormanları, dağları ile bizim gezegenimizden çok daha zengin ve temizler."

Ne yazık ki, haklıydı. Dünya da olan sayısız savaş ve insanların küçücük bir göle bile sahip çıkarak ticarete dönüştürmeye çalışması, doğayı yıpratmıştı. Eski Dünya, cennet gibiydi. Şimdi oradan geriye pek bir şey kalmamıştı. Buzulların erimesi deniz seviyesini yüksetlmiş, bir çok ülke sular altında kalmıştı. Kontrolsüz artan su seviyesi, denizdeki canlıların sayısını arttırmıştı. Bu da denizleri tehlikeli hale getirmişti. Üstelik denizler hala kirli sayılırdı. Belki de hiçbir zaman temizlenemeyecekti.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin