2. bölüm

229 13 3
                                    

Selin'den

Yine polis kapıya dayanmıştı. Karakola gitmem gerekiyordu. Polislerle birlikte karakola gittim. Abim ve Ceyhun arkadan taksiyle gelmişlerdi. İfademi verdim. En son solisti nerede gördüğümü anlattım. Saat 11 de eve geldiğimi de. Polislerin biri bana ifademi imzalayıp çıkabileceğimi söyledi. Bende hemen imzalayıp çıktım. Çıkışta abim ve Ceyhun beni bekliyorlardı.

Bu cinayet işi beni korkutmaya başlamıştı. Düşünceler beynimi kemiriyordu. Kendim için değil, abim ve sevgilim için endişeleniyordum. Ya onlara da sıra gelirse, ya ben hiçbir şey yapamadan onları kaybedersem. Karakoldan çıktıktan sonra Yavuz'un (öldürülen üniversite arkadaşı) cenazesine gittik. Annesi perişan olmuştu. Ayakta zor duruyordu. Annesinin o halini görünce ağlamamak için kendimi zor tuttum. Yavuz'un tek suçu beni tanımaktır. Belkide benimle hiç tanışmamış olsa şu an hayatta olurdu. Daha fazla dayanamayıp arabaya geçtim.

10-20 dakika sonra abim ve Ceyhun geldi. Ceyhun ellerini yanaklarıma koyup"ağlama "diyene kadar ağladığımı fark etmemiştim. Onlarda  benim için endişeleniyorlardı. Abim" İstersen bir psikoloğa götürelim seni "dedi. Kafamı hayır anlamında salladım. Ne diyecektim psikoloğa'Çevremdeki  herkes tek tek öldürülüyor ve benim yaptığım tek şey delirmek'. Bana vereceği tek şey sakinleştiriciydi. O da beni uyutmaktan ileri gitmezdi.  Kafa sallayıp arabada yerlerini aldılar ve evin yoluna koyulduk.

1 hafta sonra                                  

Koskoca bir hafta. Evde  hakkımda çıkan haberleri okumaktan başka hiçbir şey yapmadığım bir hafta. İnsanlar bilip bilmeden her şeye konuşuyorlardı. Konuştukları şeylerin doğruluğuna bakmadan herkes yorum yapıyordu. Benim tek yaptığım ise sessiz sesiz ağlamaktı. İnstagram , twitter benim hakkımda çıkan haberlerle çalkalanıyordu. Artık yataktan bile çıkmak istemiyordum. Arada abim ve Ceyhun sırahla gelip benimle konuşmaya çalışıyorlardı. Onun dışında odamda sadece ağlama seslerim vardı. Telefon çaldı. İstemeyerek yataktan kalktım ve makyaj masasının üzerindeki telefonu aldım. Arayan babamım arkadaşı Başkomser Tahir Amca'ydı. İlk günden beri bana yardımcı olmuştu. Ama içten içe katil olabileceğimi düşünüyordu.

Açtım telefonu. Beni karakola çağırıyordu. Neredeyse hayat akışımın bir parçası olmuştu ifade vermek. Yine insanların korku dolu bakışları altında gittim, ifademi verdim. Tam karakoldan çıkacakken  Tahir Amca geldi yanıma. Bana gelişmelerden kısaca bahsetti. Kafa sallamakla yetindim. Teşekkür edip yanından ayrıldım. Aslında pekte ilgilenmiyordum gelişmelerle sonuçta ne olursa olsun katil olarak beni seçmişlerdi. Ara sokaklardan, olabildiğince az kişiye görünmeye çalışarak  eve gittim. Yatağıma yattım ve uykunun beni esir almasına izin verdim.

Uyandığımda saat 10.30'a geliyordu.Bilinmezliklere gözlerimi açtım. Ani bi kararla hazırlandım ve  cesetlerin bulunduğu kayalıklara gittim. Hava rüzgalı ve gökyüzünde tek bir yıldız bile yoktu. Korksamda vazgeçmedim. Hemen kayalıkları görebileceğim bir yere geçip beklemeye başladım.Aklımda bir sürü soru ve senaryo vardı. Ya abim ve Ceyhun'a da zarar gelirse? Katil burada olduğumu fark edip beni de öldürürse?..Kaç saat beklediğimi hatırlamıyordum. Ne gelen vardı ne de giden. Göz kapaklarım yavaş yavaş kapanıyordu.Kayların üzerine birkaç adım sesi geldi kulaklarıma ama gözlerime söz geçiremedim. Hafızamda tek kalan şey  uyumak üzeriyken üzerime bırakılan ceketti...

Uyandığımda hava aydınlanmıştı. Nerede olduğumu algılamam birkaç dakikamı aldı. Kendine gelir gelmez ceketi farkedip hemen üzerimden attım. Biraz bekledikten sonra ceketi elime alıp incelemeye başladım. Cebinde not vardı. Notun üstünde*Planlarımı bozuyorsun* yazıyordu. Anlayamamıştım. Kimdi bunu yazan? Notu ters çevirdim. Arkasında mor menekşe resmi vardı. Bu benim en sevdiğim çiçek... Ya bu çok büyük bir tesadüf ya da bunu yazan kimse beni yakından tanıyan veya takip eden birisiydi. Notu cebime koyup ceketi elime aldım ve hemen uzaklaştım oradan. Ya hala beni izliyorsa diye etrafı kontrol ettim ama tek Allah'ın kulu yoktu. Hızlı adımlarla eve vardım . Ceketi ve notu  çalışma masasının üzerine bırakıp kendimi yatağa attım. Korkmuştum. Bu kişi kimse benimle derdi neydi? Benim hakkımda başka ne biliyordu? Ya annem ve babam? Onlarada  bir şey yaparsa? Soğuk yüzünden uyuşan vücudum tekrar uykuya yenik düşerken uyanınca annem ve babamı arayacağımı not edip uykuya teslim oldum.

Selin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Selin

Burak (abi)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Burak (abi)

Burak (abi)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ceyhun

SAPLANTIWhere stories live. Discover now