6. Bölüm

37.1K 3.2K 1.8K
                                    

MERHABAAAAA

BU BÖLÜME GELEN OY VE YORUMLARA GÖRE SINIR KOYUP KOYMAYACAĞIMI BELİRLEYECEĞİM.

İTHAF İSTEYENLER TAKİP ETMEYİ UNUTMASINNNN

İyi okumalar 😽

Niye soruyordu?

Gergince arkama yaslandım.

Esra sanki sorduğu sorunun pişmanlığını yaşıyormuş gibi anında önüne döndü ve söze girdi. "Yani tabii söylemek zorunda değilsin. Bu senin hayatın. Merak ettim sadece."

Ertuğrul benim bir şeyim değildi. Ancak bana olan tutumunu ve hassasiyetini son zamanlarda fark ediyordum. Bu hoşuma gitmek yerine rahatsız ediyordu. Çünkü Ertuğrul'u arkadaş olarak görüyordum. Onun bana karşı arkadaşlıktan öte başka duygular hissetmesini istemezdim.

Çünkü Kalp kırmak yapabileceğim ya da isteyeceğim son şey bile olamazdı. Ertuğrul güzel bir arkadaş, iyi bir dosttu. Ancak daha fazlası olamazdı. En azından benim için öyleydi.

Son zamanlarda tahmin ettiğim bazı şeyler vardı. Bugün ise bu yağmurda durağa kadar gelip şemsiyeyi vermesi, bazı gizlenen şeyleri az da olsa belli ettirmişti.

Ertuğrul benden hoşlanıyordu. Bakışlarının farkındaydım. Ancak bizim onunla bir olurumuz yoktu. Arkadaştık. Daha ötesi olmaz. Olamazdı.

Ali ile arabanın aynasından göz göze geldik. Gözlerini benden çektiği sırada direksiyonda olan eline kaydı bakışlarım. Belki de el fetişi olan bütün kızların hayalindeki o mükemmel ele sahipti.

Damarlı mı?

Evet...

Benden ses çıkmayınca Ali konuştu bu sefer. "Bizi ilgilendirmez Esra." Sesi her zamanki gibi soğuk çıkmıştı.

Yerimde hafifçe hareketlendim. "Erkek arkadaşım." Dedim, ancak kendimi yanlış ifade etmiştim. Bunu Ali'nin bakışlarının bana hızla saplanmasından anlamıştım.

Gözlerimi büyütüp hızla konuştum. "Yani erkek arkadaşım derken arkadaşım demek istedim. Hani kız arkadaş falan olur ya Ertuğrul da benim kız değil erkek arkadaşım."

Sıçtım.

Bende sıvazlamaya başlıyorum...

Esra gülerek bana baktı. "Tamam, sakin ol." Dediğinde derin nefes aldım.

Neden bu kadar telaş yaptığımı biliyordum. Ali'nin gözünde kötü bir konuma sahip olmak istemiyordum. Sürekli ona bakıyordum. Sevgilim olduğunu zannetseydi, benim hakkımda kötü düşünebilirdi. Sevgilisi varken başka bir erkeğe bakıyor falan...
O tür düşüncelerden bahsediyordum.

"Ertuğrul mu adı?" Soru Esra'dan değil Ali'den gelmişti.

"Ertuğrul efe aslında." Diye ekledim. İki adı vardı.

Büyük bir bilgi. Ali bu bilgiyi alsın çeyizine koysun bence.

Sen yeter ki iste şaziye. Koyar tabii.

"Ertuğrul efe?" Dedi sorarcasına.

Neyi sorguluyordu?

"Evet?" Dedim, onun gibi sorarcasına.

Bir şey demedi. Başını salladı.

"Tanıdık mı geldi Ali abi?"diye sordum.

Kaşları çatıldı. Birden önüne çıkan araba ile kornaya uzunca bastı. Ağzının içinde bir şeyler mırıldandı.
Ancak o kadar sessiz bir şekilde mırıldanmıştı ki hiçbir şey anlamamıştım.

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum