28. Bölüm

16.3K 2.4K 1.4K
                                    


İYİ OKUMALAR 🖤

İstemeden saatler önce.

Havanın aydınlanmasına saatler kala Ali hâlâ uyanıktı. Odasının balkonunda oturan genç adam günler önce yaşanan olayı düşünüyordu. Sevdiği kadının ne hâle geldiğini kendi gözleriyle görmüş ancak hiç bir şey yapamamıştı. Pınar'ı neredeyse 3 yıldır tanıyordu.

Bu 3 yılda Pınar hakkında öğrendiği şeylerden biri ise ağlamaktan nefret etmesi.

Aynı zamanda da ağlak olması.

Günler önce uğruna ölmek isteyeceği gözlerinin kızarıklığı, şişkinliği aklından gitmiyordu. Hassas kalpliydi Pınar.

Onu severken o kadar korkuyordu ki, her an onu kırabilecek,incetecek şeylerden kaçınıyordu. Bazen öylesine söylediği sözler Pınar'ı incitebiliyordu.

Konuşma esnasında Ali  "Tamam" dahi yazsa bir sorun olup olmadığını saatlerce düşünüyordu. O kadar hassas kalpliydi ki "Tamam" yazdığı için ondan sıkıldığını ya da Ali'yi sıktığını düşünüp üzülüyor, kendine dert çıkarıyordu.

O yüzden Ali'nin kendinde değiştirdiği bir çok şey oldu. Sırf o incilmesin diye...

Olayın üstünden 2,3 gün geçmişti. Pınar ile doğru düzgün bile konuşamamış, yüz yüze gelememişti.

Bu durumu dert etmiyordu. Belki de dinlenmek,kafa dinlemek istiyor diye düşünüyordu.

Onun dert ettiği şey; geceleri ağlarken yanında olamamasıydı.

Her ne kadar iyi görünmeye çalışsa da geceleri ağlıyordu. Bunu biliyor, hissediyordu.

Seven hissederdi.

İçindeki heyecan uykusunu almış götürmüştü. Ali bu heyecanı en son ne zaman yaşadığını bile hatırlamıyordu. Doğrusu böyle bir heyecan yaşamışmıydı? İşte orası mumma.

Garip geliyordu. Dünyada onca insan aşk acısı çekerken o hayatında ilk defa aşık olmuş ve aşık olduğu kadınla hayatlarını birleştirmek için ilk adımlarını bu akşam atıyor olacaktı.

Bu noktaya gelebilmek için çok uğraşmıştı. Pınar'ın inatları, lafları onu bazen uykusuz bırakır onun tarafından hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşündürtürürdü.

Yanılmıştı.

Sevdiği kadınla birbirlerinden habersiz birbirlerini sevmişler ama korkuları yüzünden hiç bir zaman adım atamamışlardı.

Şimdi ise kavuşmuşlardı.

Masanın üzerinde duran çaydan bir yudum aldı. En son ne zaman bu saate kadar uyanık kaldığını hatırlamaya çalışıyordu. Saat sabahın beşiydi. Yarının oldukça yorucu geçeceğini bilse de uyuyamamıştı.

Masanın üzerinde duran telefonu kısa bir an aydınlandı. Gelen bildirimi önemsemedi çünkü bütün ilgisi duvar kağıdı yaptığı kadının fotoğrafındaydı.

Gülüşü iç çektirecek cinstendi. Bir kafede oturmuş ona çevrilen kameraya bütün içtenliği ile gülerek poz vermişti. Bu fotoğrafı Pınar'ın Instagram hesabından almıştı. Çok önceden ekran görüntüsü almış olsa da duvar kağıdı yapalı daha bir kaç gün olmuştu.

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Where stories live. Discover now