31. Bölüm

16.2K 1.5K 504
                                    

Merhabalarrrr

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz olur muuuuu?

Wattpad; Rulisinzruli_

Oy verdiyseniz sizi bölüme uğurluyorummmm.

İyi okumalar.

Az önceki heyecanlı halimden eser yoktu. Karşımda duran kutuyu kısık bakışlarla izlerken odamda oturuyordum. Yunus ve anneannem gelmişti. Bunu aşağıdan gelen seslerden anlamak mümkündü.

Kutunun üzerinde adımı görmeseydim eve bile sokmazdım. Kimden geldiğine az çok tahmin ediyordum çünkü el yazısı çok tanıdıktı. Bakışlarım masama kaydı. Yatağımın hemen yanında duran çalışma masamın üzerinde hediye paketine sarılmış bir şey vardı. Ne olduğunu tahmin edemiyordum çünkü kutuda değildi.

Önceliğim siyah kutu olmuştu. Kutuyu yatağımın üzerine indirdikten hemen sonra bende yanına oturdum.
Ellerim heyecandan mı yoksa tedirginlikten mi titriyordu bilmiyordum ama oldukça fazla titriyorlardı.

Derin nefes aldıktan sonra yavaşça kutuyu açtım.

Gördüklerim ellerimin havada kalmasına sebep olurken gözüme çarpan not ile zor bela kendime gelip notu elime aldım.

İyi ki doğmuşsun. Belki şimdi yıllar sonra mı diyeceksin ama bazı şeyler hiç yapılmamasından daha iyidir. Kendimi asla savunmuyorum. Kötü bir babayım. Evet, bunu değiştiremem ama yine de hayatına birazcık da olsa renk katmak istedim. Ne ablan ne de sen, beni hiçbir zaman affetmeyeceksiniz bunu adamın Mehmet olduğu kadar iyi biliyorum. Ama her şeye rağmen içinizde bana karşı olan sevginin farkındayım. Vicdan azabını çekmemin sebebi zaten bu. Yaptığım onca şeye, onca kötülüğe rağmen hala beni seviyor olmanız canımı yakıyor. Öyle bir canımı yakıyor ki mutlu bile edemiyor. İyi ki varsın kızım... daima var ol.

Mehmet Mir.

Sevgilerle baban demedi... sevgili baban demedi...

Çünkü biliyordu... sevgili kelimesini bile kullanamayacak kadar kötü bir baba olduğunu.

Pasta Hindistan cevizliydi.

Ve ben Hindistan cevizinden nefret ederdim. Babam bunu bile bilmiyordu.

Pastanın hemen yanında bir barbie bebek vardı. İşte kırılma noktam bu olmuştu. Babam belki Hindistan cevizinden nefret ettiğimi bilmiyordu ama Barbie bebekleri çok sevdiğimi biliyordu.

Bu bana aldığı ikinci bebekti. Birincisi onu ilk gördüğüm geceydi. İkincisi ise buydu.

Saatler önce çalışma masamda yediğim kek tabağı ve hemen yanında duran çatal vardı.

Ayağa kalktığımda bir an sendelendim. Gözyaşlarımı silip çalışma masama doğru ilerledim.
Elime aldığım çatalı silme zahmetinde bulunmadım,tekrardan yatağıma oturdum. Pasta ne küçüktü ne büyüktü orta boyda bir şeydi.

Pastayı kucağıma indirip gözyaşları içerisinde yemeye başladım. Tadını aldığım Hindistan cevizleri yüzümü buruşturmama sebep olurken yeme konusunda ısrarcıydım çünkü babam bana ilk defa pasta almıştı.

Çünkü babam ilk defa doğum günümü kutlamıştı.

Gözyaşlarım pastaya düşerken artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Hep böyle olacaktı. Babamdan ne kadar nefret ediyorum desem de yaptığı en ufak iyi bir şey beni saatlerce ağlatacak, mutlu edecekti.

Kusmak istiyordum. Midem bulanıyordu. Hıçkırıklarım artarken bir el belimi sardı. Önüme düşen ve gözyaşlarım yüzünden yüzüme yapışan saçları geriye çekerken konuşuyor olmalıydı çünkü kulağıma boğuk boğuk sesler geliyordu.

-ACEMİ MÜSLÜMAN- Where stories live. Discover now