-2.4-

156 17 203
                                    

Kan

Daha fazla kan.

Kan.

Kan.

İnsan parçaları odanın etrafına saçılmış organlar ile beraber duruyordu öylece.

Bir çoğu küçüktü.

Bir çoğu büyüktü.

Yerde duran kablo organların üstüne basmama gibi bir hidayete dikkat etmek istemeyen kişi, elindeki kanlı kılıcı çırptı ve biraz olsun temizlenmesini sağladı.

Sinirle mırıldandı. "Neden her seferinde bu kadar kirleniyorum?"

Siyah saçlarının arasından yüzüne doğru damlayan kan kendine ait değildi. Ceketinin üstünden kazağını ıslatan organ parçası kendisinin değildi ki büyük ihtimalle oraya nasıl düştüğü hakkında bir fikri yoktu.

"Oooo beklediğimden çabuk bitirmişsin~"

Arkadan gelen adım sesleri ürküttü, hemen arkasını döndü. "İki dakikalık bir işti benim için."

"Sadece o iki dakikada bütün Cevher ailesini yok ettin prenses~"

"İşimi yapıyorum diyelim."

Adam yaşlıydı, kırışık yüzü bakımlıydı. Yürürken sendeliyordu, elindeki bastonundan güç alıyordu. Bastonun topuzu siyahtı, ejderha desenliydi.

"Geri ödemeni alacaksın. Adam başı bir milyon lira."

"Bana yeterli olur."

Adam arkasını döndü ve iri yapılı korumalarıyla oradan ayrıldı.

Kız, 18 yaşına yeni basmış gibiydi. Büyüdükçe güzelleştiği belliydi ki bunu kendisine karşı niyetlerini bozan iş arkadaşlarından anlayabilirdi.

Bir mafya liderinin suikast işini yapıyordu. Büyük bir türk mafyası olsa da Rusya çevresinde de belirgin çalışmaları vardı.

Peki neden bu işi yapıyordu?

Çünkü o bir ajandı. Devleti için çalışan hırslı, milliyetçi ve oldukça yetenekli bir ajandı. Büyük bir mafyaya ajanlık görevine atanmaya alışmıştı hep.

Cesetlerin üstündeki ve odadaki kanıtları temizledikten sonra kanlı elbisesi ile büyük gökdelenden çıktı, arabasına bindi ve hedefine sürmeye başladı.

Hedefine geldiğinde biraz kırsal bir alandaydı. Tam bir ağacın önünde durdu. Ağaç dışarıdan normal görünüyordu elbet.

Ama değildi.

Ağacın sağ tarafındaki dallardan birini yukarı çekti.

"Kod?"

"Kırmızı balon."

Ağaç bir anda yana doğru ilerledi ve bir kapı açıldı. Yerin altına doğu ilerleyen merdivenin kapısı kalın demirdendi.

Merdivenleri inmeye başlayınca ağaç tekrar kapandı.

En aşağı indiğinde bir sürü takım elbiseli adam etrafta koşturuyordu. Burası bir merkezdi.

Burası MIT ajanlık merkeziydi.

Kocaman verandadan hızlı adımlarla çıktı, silahlarını yıkanmak üzere teslim etti ve kocaman bir otel koridoru gibi bir yere attı kendini.

Koridordaki odanın birine şifresiyle girdi. Kendi odasıydı orası.

Kanlı elbisesini çıkardı ve kuru temizleme sepetine attı. Eline gelen ilk geceliğini giydi.

Çok yorgun hissediyordu, hemen kendini yatağına attı.

Arkamızdaki Günler -CountryHumansWhere stories live. Discover now