-2.10-

62 10 15
                                    


-•My faith was born. Who gonna stop?•-

_________'°

Controlled by #$&)!*

°'____________


['''''''''''''''''''''''''''''''''''''']

Kapıyı arkasından kapattıktan sonra meclisteki herkes aynı anda ayağa kalktı, içeri giren kişiye sonsuz saygılarından dolayı nefes almayı bile düşünmüyorlardı. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen o oradaydı. Aynı takım elbisesi ile, aynı saç şekili ile duruyordu.

Türkiye meclisteki adamların üzerinde gözlerini gezdirdi. Büyük bir değişiklik yoktu, hatta kendi oturduğu makamda bile kimse yoktu. Çaktırmamaya çalışıyordu ama bu onun çok hoşuna gitmişti. Yüzüne samimi bir tebessüm yaydı.

"Herkese günaydın, uzun zaman oldu..."

Sonra ise yerine yavaşça oturdu, yerini seviyordu bu açıdan koca salondaki herkesi rahat bir şekilde görebiliyordu. Ne de olsa bu yeri ona babası, o makamı da babası vermişti. Eliyle geriye attığı saçlarını geriye doğru taradı.

"Efendim... Nerelerdeydiniz?"

"2. Dünya savaşı bastırdı, ne yapacağımız hakkında bir fikriniz yok. İsmet paşa zar zor idare ediyor hatta şuan Çankaya'da Britanyalılar ile toplantıda."

Türkiye derin bir nefes verdi. "Kendimi düzeltmem biraz uzun zaman aldı, lakin artık buradayım." Sonra ise ayağa kalktı ve herkese seslendi. "Şimdi benim de Çankaya'ya gitmem gerekiyor sanırım, ben gelene kadar biri İçişleri olaylarını bana özetlerse rica ederim."

"Baş üstüne efendim, şoför ayarladım-"

"Gerek yok, zaten yürüme mesafesinde kendim giderim."

"P-Pekala efendim."

Sonra ise yine yavaş ve dengesiz adımlarla meclisten çıktı. Çıkar çıkmaz yüzündeki o samimi gülümseme gitti. Yerini gözleri kısık, yüzü ölü deniz gibi durgun biri geldi.

"Bu kadar kolay kontrol edebileceğimi bilmiyordum, komik." dedi Hidra umursamaz bir tavırla.

Yavaş yavaş Çankaya parkına yürüyordu. Önüne birkaç asker çıkınca yüzüne o sahte arkadaş canlısı gülmesini geri getirdi. Yürüdükçe artan asker korumaları onu görünce hemen geri çekiliyor ve gözleri şoklar içinde ona bakıyordu.

"Efendim, haber vere-"

"Yok yok, sürpriz yapacağım."

Sonra ise Türkiye yoluna devam etti. Parkın ortasında birkaç sandalye bir araya getirilmiş, ülkelerin Cumhurbaşkanları konuşuyordu. Sandalyelerin kendilerini duyamayacak kadar uzakta olan tarafta bir bankta ise gözüne Britanya imparatorluğu ilişti. Her zamanki otoriter tavrında, ağzında purosu ve derin bakışlarıyla tıpkı oğluna benziyordu aslında. Türkiye'nin ya da Hidra'nın daha tanımadığı oğlu...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Arkamızdaki Günler -CountryHumansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin