Bölüm 16

9.9K 300 182
                                    

"Bu dünyadaki en büyük korkuymuş meğer sevdiğini kaybetme korkusu.
Çığlık atmaya çalışıp da sesini bile çıkaramadığın bir kabus sanki..."

Olayın üzerinden bir hafta geçmişti. Çok şükür kızımı da kendimi de kurtarmıştım. Eğer o gün o lavaboya gitmesem o kapıdan gelen sesi duyamayacak ve daha sahip bile olamadığım kızımı kaybedecektim. O gün gece Ege beni eve getirdikten sonra çıkmış ertesi gün akşam eve gelmişti. Güvenliğimizden emin olmak için işlerini bir haftadır evden yürütüyordu. Benimle bile haddinden fazla ilgilenmiş başım için pansumanımı hiç aksatmamıştı.

Eliz ve Asuman hanım da birkaç gün bizimle kaldıktan sonra evlerine dönmüşlerdi.

Şimdi ise Ege ile Uygar çalışma odasında çalışıyorlardı. Alin'e duş aldırarak uyutmuş akşam için birşeyler hazırlayacaktım. Hatice Sultan bir hafta izin almıştı. Kızı ve bebeği aynı andan hasta olduğu için onlara bakmaya gitmişti. Öğrendiğim kadarıyla Hatice Sultan'ın kızı kızıma anne sütü vermişti. Bu çok değerli birşeydi. Hızlıca dolaba göz gezdirerek buzluktaki köfteleri çıkarttım. Yanına çorba ve salata iyi gidebilirdi. Hızlıca elime geçen malzemeleri tezgaha bırakarak yemekleri hazırlamak için kollarımı sıvadım. Yemekleri yaparken aklıma gelen Aslı ile onuda arayıp yemeğe davet etmiştim. Bir haftadır gelmek istiyordu ama bir fırsat bulamamıştı. Ege de Aslı'yı zaten sorun etmiyordu.

Bir saate yakın yemekleri halletmiştim. Ellerimi yıkayarak mutfak örtülerini yemek odasına yazmaya geçtim. Örtüleri yazarken çalan kapı ile hızla kapıya koştum.

"Hoşgeldinnnnnn."

"Ayyy hoşbuldum canım, nasılsın yaaa başın nasıl oldu?"

"Nefes al Aslı nefes bende iyiyim Alin de iyi hadii geç içeriiii."

Aslı ile salona geçtiğimizde koltuklara oturduk.

"Sen otur ben masayı kurup Ege'leri çağırayım."

"Beraber hazırlarız hadi."

"Saçmalama sen yorgunsun otur sen."

"Yağmur düş önüme."

Aslı ile masayı hazırlamıştık.

"Sen salatayı hazırla masaya getir ben Ege'leri ve Alin kuşu alıp geleyim."

"Timamm getir kuşumu da bol bol seveyimm."

"Tamam tamam."

Yukarı çıkarak çalışma odasının kapısını çaldımm.

"Girr."

"Şey bölüyorum ama yemek hazır hadi sofraya."

"Oooooooooo Yağmur'umm çamurum on parmağında on marifet valla kurt gibi açım ne pişirdin."

"Şey Ege birşey söyleyecektim. Arkadaşım Aslı biliyorsun o geldi de yemeğe katılacak."

"Sorun yok."

"Biz bostan korkuluğuyuz zaten amına koyayım."

"Uygarrr elli kere dedim bir kadının yanında şöyle küfür etme diye."

"Bir kadın mı Yağmur mu haaa."

"Ağzına Uygar yürü ellerimizi yıkayalım."

Onları odada tek başına bırakarak kızımın odasına geçtim. Hala daha mışıl mışıl uyuyordu miniğim.

"Alinn annecim minik kuşumm hadi hooop uyan bakalım yemek yiyelim hadi annecim."

"Annecim mi?" Arkadan duyduğum ses ile elim ayağım buz kesmişti. Allah seni kahretsin Yağmur Ege evdeyken nasıl böyle konuşursun.

MaFyaNıN KaRıSıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin