Bölüm 21

9.8K 331 200
                                    


Süprizzzzzzzz
Hepinize merhabalar arkadaşlar 🌺
Dayanamadım oturup bölümü bitirerek hızlıca yayınladımmm

Hepinize keyifli okumalar diliyor destek ve yorumlarınızı bekliyorum ❤️❤️

"Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır." Birini engellersiniz, yerini yenileri doldurur.

Herkesin vardı ardını önünü bilmediği bir geçmişi. Peki insan geçmişe bağlı mı yaşardı. Yada geçmiş onu bulur muydu?

Peki bu öğrendiğimiz geçmişi hiç öğrenmemek ister miydik?

Geçmişin izleri canımızı ne denli yakardı.

Yatağın üzerine oturmuş öylece ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Kızımı alıp gitsem ne olursa olsun Ege beni bulduğu an kızımı göstermez ki zaten beni sağ bırakmazdı. Peki yaa Cevdet amca doğru söylüyorsa Ege'ye birşey olur ve kızımı koruyamaz ona birşey olursa.

Bunları Ege'ye anlatmalı mıydım? Yoksa kendi başıma halledebilir miydim? Yatağın üzerine kendimi bırakarak düşüncelerime bir son verdim. Nasılsa sabaha kadar birşey muhakkak olurdu. Gözlerimi kapatarak kendimi uykuya teslim ettim.

Gözlerimi araladığımda bir beş dakika kadar tavanla bakışmıştım. En son kendime gelerek yataktan kalktım. İnsan uyanır uyanmaz kafası kazan gibi olur muydu?

İkilemde kalmıştım resmen. Nerde dursam iyi olurdu. Tekrar silkelendiğimde lavaboya giderek rutin işlerimi hallettim. İlk önce kızımı kontrol etmek iyi olacaktı. Odamdan çıkarak kızımın odasına geldim. Meleğim mışıl mışıl uyuyordu. Saat daha erken olmalıydı. Kızımın başına bir buse bırakarak geri odama döndüm ve üzerimi değiştirerek aşağı indim. Mutfağa geldiğimde Hatice Sultan bile inmemişti. Gerçekten saat kaçtı. Ben bu kadar erken de uyanmazdım. En iyisi tekrardan odama çıkıp telefonu almaktı. Tekrardan yukarı çıkıp odama girdiğimde şifonyere bıraktığım telefonumu elime aldım.

Saat daha 06:44'tü. Ben nasıl bu kadar erken uyanabilmiştim ki. Odamdan çıkarak tekrardan mutfağa inedim ve kendime sert bir kahve yaparak salondaki koltuğa oturdum. Sosyal medya hesaplarımda gezinmiştim bir süre. Uzun zamandır hiçbirine doğru düzgün bakamamıştım. Aklıma gelenle Ege'nin hesabına girerek ona takip atmıştım. Suratımda beliren sırıtma ile kalkarak kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Ege kahvaltı yapmadan çıkıp gidiyordu evden. Bütün o kötü ruh halim ortadan kalkmış kendimi mutfağa atmıştım. Gerekli bütün malzemeleri hazırladıktan sonra kolları sıvayıp işe başlamıştım.

Bir saate yakın güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamış sofraya bardakları yerleştirirken Alin'nin ağlama sesi gelmesi ile elimdekileri bırakarak üst kata koştum. Ben odaya girip Alin'i kucağıma aldığımda Ege'de odaya girmişti.

"Günaydın."

"Günaydınnn."

"Babacım noldu bakayım niye ağladın sen. Babanı özledin değil mi gel bakalım babaya."

Alin'i Ege'ye doğru döndürmem ile kızımın boynuma sımsıkı sarılması bir olmuştu. Ege ile ikimizde kocaman açtığımız gözlerimiz ile birbirimize bakmıştık.

"Ama kızım gitsene babana. Neden böyle yapıyorsun. O baban ama senin."

Alin'in tavrı değişmemiş hala daha sımsıkı sarılıyordu.

"Sen büyü yaptın kızıma. Sen olmadan önce hiç böyle yapmazdı."

"Evet Ege okudum üfledim babana gitme kızım diye salak mısın Allah aşkına yaaa."

MaFyaNıN KaRıSıWhere stories live. Discover now