5. Bölüm

40.7K 1.7K 165
                                    

5. BÖLÜM~
.
.
.
.
.

Nihayet işimi bitirmenin rahatlığıyla rahatça yerimde gerindim.

Ben çevirmendim. Bir çok dilde çeviri yapıyordum. Dizi ve film çevirmenliği yapmamın yanı sıra arada bir de kitap çevirmenliği yapıyordum.

Kendime yetecek kadar bir maaşım vardı ve zaten dışarıdaki hiçbir sosyal etkinliğe katılmadığım için de param cebimde kalıyordu. Bu sayede kenarda para biriktirmeye bile başlamıştım.

O yaşanan tatsız olayın ardından bir hafta geçmişti ve hayatım yine olduğu gibi sıradan bir şekilde devam ediyordu.

Tek bir sorunum vardı, o da evimin bok götürmesiydi. Üst üste sipariş ettiğim yiğeceklerin yiyemediğim kısımları küflenmişti ve evim rezil bir haldeydi.

Çöp poşetlerini evimden çıkarmam gerekiyordu ama bunu yapamayacak kadar yorgundum.

Bir kaç saat daha bu kokuya direnç göstermek için çabalasamda ama en sonunda sinirle ayağa kalktım.

Mutfağa gidip tüm çöp poşeterini elime dolayıp kapıya doğru ilerledim. Kapıya açana kadar çöpün suyu yere akmasın diye kırk takla atmıştım.

Nihayet çöp poşetlerini kapıya koyup ayakkabılarımı almak için fortamantomu karıştırmaya başladım.

Burayı en son ne zaman düzenlemişim ben? Bir terlik alıcam diye neden burda olduğunu bilmediğim pekmez elime dökülmüştü.

" Elim yapış yapış oldu ya!"

Bezgin bir şekilde elimi yıkamak için lavoboya gideceğim sırada merdivenlerden paldır kültür yukarı çıkan ayak seslerini duymamla kaşlarımı çattım.

" Yine ne oluyor amınakoyayım!?" Açık olan kapımı kapatmak için ilerlediğim sırada birisi omzuma çarpıp içeri doğru uçmuştu.

Ağzım şokla açılırken salonuma doğru uçmuş olan adama baktım.

Tam adamın üzerine doğru atlayacağım sırada kapıda bir adam daha belirdi.

Daha dikkatli bakınca bunun o geçen seferki bayılttığım esmer adam olduğunu fark ettim. Adam beni görünce afalladıktan sonra salondaki koltuğun arkasından buraya çaresizce bakışlarını atan adamı gördü.

" Gel lan buraya sikik Burhan! Merak etme patron çok canını yakmayacak." Sona doğru tehditvari dediklerine karşılık tek kaşımı kaldırdım.

Esmer adam içeri doğru adımlayacağı sırada elimle onu durdurdum.

" Geçen sefer ki gibi evime girebileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Ayrıca bu başıma gelen her belanın sorumlusu olan Bokhan mı?"

Esmer adam kaşlarını çatıp kafasını salladı. Derin bir nefes alıp elimi kapının ardında duran beyzbol sopasına attım.

Esmer adama " Bir adım daha atayım deme." Dedikten sonra sopayı arkama saklayıp yavaş yavaş salonumdaki yabancı cisme doğru ilerlemeye başladım.

" Bokhancım merhaba. Ben senin eski hattının yeni sahibi olan o bahtsız bedeviyim."

Anlamaya çalışır gibi kaşlarını çattığında gülümsedim.

" Senin yüzünden başıma gelmeyen kalmadı Bokhancım. Bence sen bir dayağı hak ettin, ne dersin?"

Cevap vermesine firsat tanımayıp sopayı suratına geçirdim.

" Ulan bokhan! Geberteceğim oğlum seni! Sen var ya sen, bu evden tek parça çıkamayacaksın! O çok korktuğun patrondan önce ben senin amel defterini düreceğim!"

Yere düştükten sonra üst üste sopayı sırtına vurduğumda sesi soluğu kesilmişti.

Derin derin nefesler alıp sopayı kapımdaki esmer adama yönelttim.

Bana dehşet verici bir ifadeyle bakıyordu.

" Al bunu götür evimden. Çıkarken de kapıda ki çöpleri atıver sana zahmet."

Yutkunup kafasını salladı ve yanıma gelip adamı sırtına alarak evden çıktı.

Kapıyı suratlarına kapatıp kendimi canım koltuğuma bıraktım.

" Yoruldum ya! Bayılmak bilmedi şerefsiz Bokhan. Yalnız çöpler de çıktı işin içinden mis oldu!"

E ama bunlar yine evime ayakkabı ile girdiler! Yani çok temiz bir insan olduğum söylenemez tabi ama bu kadar da pis değilim canım.

Aklıma gelen fikirle sırıtarak telefonumu elime aldım.

○°○°○°○°○°○°○°○°○°○○°○°○°○°○°○°○°○

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin