33. Bölüm

18K 819 97
                                    


33. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.

Bu bölümü Barın'ın ağzından okuyacağızz :)

------------------------------

En başından deselerdi ki bana; gecelerin o, gündüzlerin o, rüyaların o, hayallerin o olacak. İnanmazdım.

Hayatım boyunca kimseyle bir bağım olmamıştı, kimse ile yakınlık kurmamıştım. Bana göre zaaflar insana  zarar verirdi ama Pare benim en güzel zaafım haline gelmişti.

Biri nasıl sevilir bilmezken ben onu her şeyden çok severken bulmuştum kendimi.

Aşk bana saçma gelirken şimdi yaşama sebebim olmuştu.

Uçaktan nasıl indim, arabaya binip Pare'nin kapısının önüne nasıl geldim hatırlamıyordum bile. Tek bildiğim onu çok özlediğimdi.

Son kez telefonuma bakıp onun o güzel yüzüne baktım. Yol boyunca onu uyurken izlemek bana huzur vermişti, öyle ki her sabahıma onunla uyanma isteği oluşturmuştu içimde. Güneşim onunla doğsun, gecem onunla bitsin istiyordum.

Bu içimdeki hisleri ona açacaktım ama vaktini bekliyordum. Onunda bana karşı hisleri vardı, hissediyordum. Bana aşık olup olmadığını bilmiyordum ama hoşlandığına emindim.

Gözüm Pare'nin balkonuna kaydığında gülümsedim. Birinci katta oturuyor olması ve binanın dibindeki büyük ağaç  benim için büyük bir şanstı. Telefonumu cebime koyup dikkatlice tırmanmaya başladım.

Hava yeni kararmıştı ama hemen yanı başımdaki sokak lambası önümü aydınlatıyordu.

Balkon demirlerine sıkıca tutunup bedenimi balkonun içine doğru sarkıttım. Nihayet balkona giriş yaptığımda derin bir nefes almıştım.

Balkon kapısına ilerlediğimde açık olduğuni fark etmemle gülümsedim. Bugün şans benden yanaydı.

Ayakkabılarımı çıkartıp sessiz adımlarla evin içine girdim.

Salonu felaketti. Tek başına yaşayıp da nasıl bu kadar dağınık olduğunu sorgulasamda daha fazla vakit kaybetmek istemediğim için odası olduğunu düşündüğüm aralık kapıya doğru ilerledim.

Nefesimi tutup ağır adımlarla aralık olan kapıyı tamamen açıp içeri girmiştim.

Yatakta yatan Pare'yi görmemle derince yutkunmaktan alıkoyamadım kendimi. Yine sessiz adımlarla yatağının yanına ilerledim. Parmak uçlarımda, dizlerimi kırarak yere eğildim.

Onun gibi başımı yana yatırdım ve yüzünü izlemeye başladım. O kadar güzeldi ki onu izlemek. Saatlerce izlesem de sıkılmazdım.

Nefes alsam uyanır mı diye diken üstündeydim.

Şu anda kollarımın arasında olmasını, ona sıkıca sarılmayı ve saçlarının kokusunu zihnime kazımayı ne kadar da çok isterdim.

Yanındaydım. Günlerdir hayalini kurduğum andaydım.

" Barın?" Ben onunla ilgili düşüncelere dalmışken yine onunla ayrılmıştım düşüncelerimden.

Gözlerini kırpıştırmış ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. " Sen?" Dedi bir kez daha inanmak ister gibi.

Genişçe gülümsedim. " Ben." Dedim ve ekledim. " Sana geldim."

Bir elini kaldırıp yüzüme doğru uzattığında içim titremişti.

Eli dudaklarımın üzerinde minik bir daire çizdiğinde nefes almayı unutmuştum o anlığına.

" Sahiden burdasın."

Dudaklarımdaki elini ellerimin içine aldım ve acucunun içerisine küçük bir öpücük kondurdum.

" Ben nereye gidersem gideyim, döneceğim yer hep burası." Dedim bir elimi kalbinin üzerine yerleştirip.

Nutku tutulmuş gibi bana bakması heyecanlanmama neden olmuştu.

O da aşık mıydı acaba? Benim ona aşık olduğum gibi.

" Yine oluyor." Dedi ve ben daha, neyi diye soramadan devam etti konuşmaya.

" İçimde bir şeyler kıpırdanıyor." Gülümsedim. Kesin aşıktı bana.

" Hımm." Dedim düşünceli bir ses tonu ile. " Bu kıpırtılar neyden kaynaklanıyor olabilir sence?"

Hafifçe kaşlarını çattı. " Bilmem ki. Aç karna kola içip yattım, ondan mıdır ki?"

Histerik bir şekilde güldüğümde o da gülümseyerek bana bakıyordu. 

Yatakta oturur poziyona gelip "Otursana." Diyerek yanını işaret ettiğinde elini bırakıp yakınına oturudum. Omzu omzuma, bacakları bacaklarıma deyiyordu.

Başını yana doğru çevirip bana baktığında yüzlerimizin de birbirine fazlası ile yakın olduğunu fark etmiştim.

" Barın." Sesi o kadar içten ve hoş çıkmıştı ki. Bundan sonra  bir tek o bana seslensin istedim.

" Güzelim." Dedim ben de aynı onun gibi.

Dudaklarını birbirine bastırdığında bir anda tüm odağım dolgun dudakları olmuştu.

Kalplerimizin hızı birbirine karışmışken nefeslerimiz de birbine karıştı.

Bir anda dudaklarını dudaklarımda, nefesini nefesimde hissettim.

Hayallerimden bile daha güzel olan bu anın bitmesini hiç istemedim.

Dudaklarının tadını almadan geçen bir günü yaşamak istemedim.

Sanki şu ana kadar yaşamıyordum da, onun dudaklarında can bulup yaşamaya başlamış gibiydim.

Bu saatten sonra onsuz bir an bile yaşayamazdım. Yaşamayı yeni öğrenmiştim ve bunu bırakmayı da hiç istemiyordum.

○°○°○°○°○°○○°○°○°○°○°○○°○°○°○°○°○

Barın Bey siz neler diyorsunuz öylee??

Yüreğime indirdiniz, biraz yavaşlasanız mı acaba?

Çok garip bir bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir.

Bugün birkaç bölüm daha yayınlayacağım, beklemede kalınız efenim.

Sizleri seviyorumm❤️

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin