44. Bölüm

10.3K 452 54
                                    

44. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.

" Barın. Benim yüzümden ölmedi dimi? Benim yüzümden değil de."

Ağlamalarımın arasında çatallı çıkan sesimle beraber konuşmamla Barın sırtımı okşamış ve beni daha da çok çekmişti kucağına.

" Senin yüzünden değil birtanem."

Annem bu halimi görseydi, bir kedi için bu kadar ağlanmaz abartma, derdi.

Ama Barın bana sarılıyor ve beni teselli ediyordu.

Daha da fazla ağlamaya başladım.

Sadece ölen kedim için ağlamıyordum. Geçmişime de ağlıyordum.

Böyleydim ben. Bir şey için ağlarken aklıma geçmişte yaşadıklarım, kırgınlıklarım gelirdi hep.
Bu da daha fazla ağlamama neden olurdu.

Karamı o halde gördükten sonra Barın yanım gelmişti hemen.

Göz yaşlarım sessizce akarken karamı binanın arka bahçesine gömmüştük. Sonra da geri eve gelmiştik.

Kendimi daha fazla tutamayıp sarsılarak ağlamaya başlamamla birlikte Barın beni kucağına almış yatağıma oturup teselli etmeye başlamıştı.

İyi de geliyordu sözleri. İçimi bir nebze olsun rahatlatıyordu.

" Ölmesi senin suçun değil güzelim. Kendini bu şekilde suçlama. Ömrü bu kadarmış."

Saçlarımın arasında gezinen parmaklarının bana fazlasıyla iyi geldiğini fark etmiştim.

Akacağını hissettiğim burnumu çektiğimde ağlarken ister istmez gömleğini sıktığım ellerimi gevşettim.

Kırış kırış olmuş gömleğine üzgünce bakıp kollarımı boynuna doladım ve başımı boynuna yan bir şekilde koyup yüzüne baktım.

O da başını çevirip bana baktığında yaşlı gözlerimin üzerinden nazikçe öpmüştü.

" Babam beni çok kırdı ama sen o yaralarımı hep sardın."

Gözlerinin içine bakarak konuşmamla küçük bir tebessüm etmişti.

" Babalar en çok kızlarını, kızlar en çok babalarını sever derler ya. Seven en çok sevdiğine kırılıyor."

Bir anda konu karamın ölümünden nasıl babama olan kırgınlığıma gelmişti bilmiyordum.

" Babamın kırdığı kadar kimse kıramadı beni. Onun yıktığı kadar kimse toparlayamadı."

Durdum ve gülümseyerek baktım Barın'a.

" Yani öyleydi. Seninle tanışana kadar. Onun yıktıklarını sen toparladın Barın. Ve toparlmaya da devam ediyorsun."

Göz yaşlarımdan ıslanmış yanağıma yapışan saç tallerimi yüzümden çekip gülümsemişti.

" İlk hayal kırıklığım da babama aitti."

Acı bir tebessüm peydah oldu dudaklarımda.

" Bazen bana sarılmaya falan çalışırdı. İzin vermezdim. İterdim onu kendimden, kaçardım. Ufacık bir sarılması bile beni çok mutlu ederdi, onca yaptığı şeye rağmen onu daha çok sevmekten korkardım. Çünkü babamı daha çok seversem iki katı da kırılırdım."

Gözlerim yanmaya başladığında yutkundum ve dudaklarımı araladım.

" Ben babamı sevdikçe kırıldım."

Alnımda hissettiğim sıcak dudaklarla bir çocuk gibi büzüşmüştü dudaklarım.

Kollarını etrafıma sarıp sarmaladığında beni daha çok çekmişti kendine.

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin