40. Bölüm

15.1K 643 128
                                    


40. BÖLÜM~
.
.
.
.
.
.

Birlikte bu kan kokan odadan çıktığımızda iki adam yanımıza gelmişti. Barın yine ciddi ve sert ifadesini takınıp konuşmaya başladı.

" Köpeklerin olduğu odaya kapatın." İki adamda hızlıca kafasını salladığında Barın'la birlikte depodan çıkmıştık.

Arabaya bindiğimizde Barın'a döndüm.

" Nereye gidiyoruz?"

" Pizzacıya." Dediğinde usulca üzerlerimzi süzdüm ve dudaklarımı birbirine bastırdım.

" Bu halde mi?" Dedim. Bana döndü ve gayet normalmiş gibi kafasını salladı.

" Ne varmış halimizde?"

Histerik bir şekilde güldüm.

" Valla ne yok ki Barın'ım? Üzerimizdeki kanla oturup pizza mı yiyeceğiz gerçekten? O kadar insan bu halimizi görse ne der?"

Hiç etik bir şey değil. Üstelik ailesiyle birlikte yemek yemeye gelen küçük bir çocuğun böyle bir manzaraya şahit olması doğru da değil.

" Hiçbir şey diyemezler."

Kaşlarımı kaldırdım. Hadi ya?

" Nereden biliyorsun?" Gülümsedi.

" Bizim mekana gidiyoruz çünkü. Bu şekilde dominosa falan gideceğimizi düşünmedin herhalde?"

Aslında düşünmüş olabilirim ama senin bunu bilmene gerek yok.

" Yoo düşünmedim tabi ki."

Tek kaşını kaldırarak bana baktı.
"İnanayım mı buna?"

"Önünüze bakın şöför Bey, önünüze." Elimle yolu göstererek konuşmam onu güldürmüştü.

" Emredersiniz Hanımefendi."

Beş on dakikalık kısa bir yolculuğun ardından neon ışıklarla süslenmiş siyah bir mekana gelmiştik.

Pizza yazısını görmesemeydim buranın bir club olduğunu düşünürdüm.

Barın'la birlikte arabadan indiğimizde eli elimi sıkıca kavramıştı.

Elimi tutması içimi bir hoş ediyordu. Elini bıraktığımdaysa kendimi eksik hissediyordum. Elin elimi hiç bırakmasın, olur mu sevgilim?

" İki karışık pizza." Barın'ın sesi beni kendime getirmişti. Arka taraftaki koltuklu masalardan birine karşılıklı oturmuştuk. Garson, Barın'ın dediğine kafasını salladı.

" Tamam. İçecek alır mıydınız, Efendim?"

Barın bana döndüğünde kısaca cevap verdim.

" Su." Canım başka bir şey çekmiyordu şu anda.

" Ben de bir kola alayım." Garson kafasını sallayıp yanımızdan uzaklaştığında arkamdaki koltuğa yaslandım.

" Yorgun musun güzelim?" Barın'ın yumuşak ses tonu gülümsememe neden olmuştu.

" Biraz." Dedim.

Ayağa kalktığında ne yapacağını izlemeye başladım.

Yanıma oturduğunda, koltuğa yaslı olan başımı nazikçe tutup kendi omzuna yasladı.

Ben ağlicam sanırım. Bir anda gelen duygusallık, defolabilir misin? Şu anda hiç zamanı değil de.

Kollarımı Barın'ın beline sarıp ona daha da çok sokuldum.

" Teşekkür ederim." Dedim sessizce.

" Ne için?" Demesiyle durdum.

Bana daha önce hiç bilmediğim hisleri yaşattığın için. Daha önce sadece hayaline tutunduğum bu anı gerçekleştirdiğin için...

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin