25. Bölüm

25.3K 999 208
                                    


25. BÖLÜM~ 🪄
.
.
.
.
.
.
.

" Kış uykusunda uyuyan ayılara da kafa tutarım ben artık yakında. Yirmi beş saat uyumak nedir ya?"

Uyuşan kemiklerimi esnetip yanımdaki sehpaya uzanarak telefonumu elime aldım.

İki kişilik kocaman yatağı olmasına rağmen salondaki koltukta uyuyan o enayiydim ben.

Koltukta yan bir şekilde dönüp telefonumun kilidini açtım. Whatsapp uygulamasının üzerindeki yirmi sayısıyla kısa bir bakışma yaşayıp uygulamaya girdim.

Mesajlarından anladığım üzere Barın beni merak etmişti.

Sırıtıp tam ona cevap yazacağım sırada gördüğüm çevrimiçi yazısıyla birlikte duraksadım.

Kendi içimde her zaman olduğu gibi saçma bir yarışa girip ilk yazmak için klavyedeki parmaklarımı hızlandırdım.

Tam gönder tuşuna basacakken ekrana bir anda görüntülü arama düşmüştü.

Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi olduğunda artık çok geçti, çünkü parmağımı durduramayıp aramayı açmıştım.

Siktir.

Afallamış bir şekilde ekrandaki Barın'la göz göze gelirken hareket edemiyordum.

Gerçekten mi?

" Pare."

Nihayet o konuştuğunda bedenim işlevini geri kazanmış ve panikle ayağa kalkmaya çalışmıştım.

Çalışmıştım çünkü ayağım üzerimdeki pikeye takılmış ve yüz üstü yere çakılmıştım.

" Hay ananinki!"

Bu esnada canımdan daha pahalı olan telefonumu düşürmemek adına elimle sımsıkı tutmuştum.

Kafamı yerden kaldırıp telefonuma ufak bir hasar tespiti yaptığım sırada tüm bu rezil düşüşümün bir izleyicisi olduğu gerçeği yüzüme çarpmıştı.

Ama hayır yaa.

" Sen iyi misin?"

Hızlıca ayağa kalkarken konuştum.

" Harikayım! Mükemmelim, süperim, fevkaladeyim, harikuladeyim-

Ardı ardına sıraladığım kelimelerim Barın'ın kahkahası ile birlikte yarıda kesilmişti.

Kaşlarımı çatarak onun kahkahasını bitirmesini bekledim.

" Komik mi? Ben burda düşeyim sen orda gül. Ya kafamı sehpaya çarpıp yarsaydım? O zaman da mı gülecektin?
İnsan bi el uzatır ayağa kaldırır. Ayıp."

Ayıplarcasına konuşmamla birlikte gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmıştı.

" Yanında olmadığım detayını atladın sanki?"

Kınayan bakışlarımı ona attım.

" Olabilir?"

Gözlerimle ekrandaki Barın'ı süzerken bakışlarım sağ altta bulunan küçük karedeki kendi görüntüme kaymıştı.

Gözlerimi sıkıca yumdum. Ulan yüzümü bile yıkamadım!

" Bekle beni gelicem. Bi elimi yüzümü yıkamam lazım, yeni uyandım."

Cevap vermesine fırsat vermeyip telefonu koltuğa doğru fırlattım ve lavaboya doğru koştum.

" Tipe bak. Sanki cin çarpmış."

Söylene söylene elimi yüzümu yıkadım ve karışmış saçlarımı tarakla tarayıp tepeden dağınık bir topuz yaptım.

Barın'ı daha fazla bekletmemek adına salona gidip koltuğa fırlattığım telefonumu geri aldım.

Beyefendi /yarı texting/ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin